Eskişehirspor kongresi için belirlenen ilk tarih geride kaldı.
‘’Sürpriz’’ denilebilecek bir gelişme yok.
Beklenildiği gibi yeterli katılım sağlanmadı.
Öyle olunca da kongre yapılamadı, bir hafta sonraya kaldı.
Haftaya kalmasaydı ne olacaktı?
Olacak olan belli… Hiçbir şey…
Mevcut Başkan Mustafa Akgören ‘’biz den bu kadar’’ dedi.
Göreve talip olmayacaklar.
Hoş ‘’göreve devam edin’’ diyen de bulunmuyor.
Göreve başlarken oluşan güven çoktan kaybolmuş durumda…
Onlar yok da başkası var mı?
O da yok.
‘’Başkanlığa talibim’’ diyen tek kişi bile olmadı.
Gündeme getirilen, ‘’başkan olması istenen’’ isimler oldu.
Ancak boşuna…
Gündeme getirilen isimlerden olumlu yanıt gelmedi.
Bu da son derece doğal…
Eskişehirspor’un hali ortada…
‘’Borç batağı’’ olduğu gibi duruyor.
Takım 2’nci lige düşmüş durumda…
Ortada ‘’futbolcu kadrosu’’ denilebilecek bir şey yok.
Dahası transfer yasağı da devam ediyor.
Uzun sözün kısası, ‘’olumsuz’’ denilebilecek ne varsa hepsi bir arada…
Yük ağır ki ne ağır…
Böylesi ağır bir yükü altına girebilecek kimse yok.
Giren olsa da kaldıramaz zaten…
Tablo çok kara…
Aydınlatılabilmesini tek yolu var.
O da ‘’Kentin takımını sahiplenmesini sağlamak’’…
İstenilen de bu…
Ancak yalnızca isteniliyor.
Yalnızca istemekle olacak bir şey değil…
Olmuyor da zaten…
İstenileni sağlayabilecek olanlar belli…
Bulundukları konumlar gereği, kente ve kentin sembolü olana Eskişehirspor’a karşı görev ve sorumluluk sahibi olanlar.
Sürekli olarak Vali Erol Ayyıldız işaret ediliyor.
Elbette ki, Vali olarak kayıtsız kalmaması gerekir.
Ancak, bir bürokrat olarak yapabilecekleri sınırlı…
‘’Kentin sahiplenmesini sağlamak’’ için asıl devreye girmesi gereken belli…
Elbette ki, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den başkası değil…
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ‘’Eskişehirspor’dan bana ne’’ diyemez…
Her ağzını açtığında ‘’Eskişehirspor’u çok seviyorum’’ diyor.
Sevmiyor olsa da fark etmez…
Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kentin sembolüne sahip çıkmak zorundadır.
Kendisinden önceki belediye başkanlarının hepsi, Eskişehirspor’a karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirdiler.
Rahmetli Sezai Aksoy ‘’topu görsem kabak zannederim’’ dediği halde kulüp başkanlığını üstlendi. Bir yönetim oluşturarak takımın sorunlarına çözüm buldu.
Rahmetli Selami Vardar da takıma kayıtsız kalmadı.
Oluşturduğu ‘’güvenilir bir yönetim’’ ile takımı sahiplendi.
Rahmetli Aydın Arat da Eskişehirspor’a sahip çıktı. Önemli gelir kaynakları da yarattı.
Uzun sözün kısası Yılmaz Büyükerşen dışındaki tüm belediye başkanları, bulundukları konum gereği Eskişehirspor’a sahip çıktılar.
Yılmaz Büyükerşen 20 yılı aşkın süredir Büyükşehir Belediye Başkanı…
Görevi üstlendikten sonra takımı sahiplenseydi, Eskişehirspor bugünkü durumda olmazdı.
Ne yazık ki, takımı sahiplenmedi.
Dahası, kendisinden önceki belediye başkanlarının yarattığı gelir kaynaklarını kulüpten geri aldı.
‘’Destek vermediği gibi köstek oldu’’ dense yeridir.
Şimdi ‘’fidan bağışı yaptı’’ falan diyenler olur mu bilmeyiz…
Ama diyen olursa gerçekten çok komik olur.
20 yılı aşkın süredir takıma karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmedi.
Şimdi getirir mi?
Bugüne kadar sergilediği tavra bakılırsa soruya olumlu yanıt vermek olanaksız…
Ancak bugün durum geçmişten çok farklı…
Takım yok olma tehlikesiyle karşı karşıya…
Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, kentinin takımının yok olmasına seyirci kalamaz…
Kalırsa vebali büyük olur.
Bazen, ‘’Kulübün anahtarı valiye verilsin’’ önerileri ortaya atılıyor.
İş bu noktaya gelmişse kulübün anahtarının verileceği tek yer var.
O da Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır.