Dilara Tambova, Demokratik Sol Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı…
Ülkedeki gelişmeleri yakından takip ettiği gibi Eskişehir’in sorunlarına karşı da son derece duyarlı…
Tespit ettiği sorunları ve yanlışlıkları somut olarak ortaya koyuyor.
Bugüne kadar söyledikleri arasında ‘’yanlış’’ denilebilecekleri sayısı ‘’yok’’ denilebilecek kadar az…
Tamamına yakını doğru ve son derece önemli…
Keşke muhatapları tarafından dikkate alınsalar…
Neyse…
Dilara Tambova, önceki gün gazetemiz İmtiyaz sahibi Murat Keskin’i ziyaret etti.
Ziyaret sırasında genel siyasete ve ittifaklara yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Değerlendirmelerine gazetemiz sütunlarında yer verdik…
Son derece önemli tespitleri var.
Dilara Tambova diyor ki
‘’Bugünkü ittifak yapısı, partilerin kendi iç işleyişine ve yapısına kısmen de olsa zarar vermektedir. Bu süreç, partileri uzun vadede kimliksizleştirmekte ve kendi çizgisini sürdürmek yerine ittifak ortağını yanında tutabilmek ve memnun edebilmek adına, sürekli ödün vermek durumunda kalmaları gibi bir zorunluluğu da meydana getirdi.
Ayrıca, sadece iktidarı ortadan kaldırmak adına bir araya gelen ve bir birine hiç benzemeyen siyasi yapılar bu bütünlüğü sürdürmek için, ikinci ve üçüncüyü konsolide etmek uğruna zamanla ideolojisinden ve tabanından uzaklaşmaktadır…’’
Dilara Tambova’nın dedikleri böyle…
‘’Yanlış’’ denilebilecek bir yanları var mı?
Kesinlikle yok.
Baştan sona hepsi doğru…
Oluşan iki ittifakın yapısı ve ittifakı oluşturan partilerin birbirlerine yaklaşımı ortada…
Bakıldığında ‘’ülkenin çıkarları doğrultusunda oluşturulmuş ilkeli birliktelikler’’ demek çok zor.
Bugünkü ittifaklar için ‘’seçim sisteminin mecburi kıldığı zorunlu birliktelikler’’ demek çok daha doğru gibi…
Yine Dilara Tambova diyor ki
‘’…Bugünkü siyasetin bir realitesi olarak önümüzdeki seçimde ittifaklar kaçınılmazdır. Buradaki en büyük sorun bugünkü ikili ittifak yapısı, demokrasinin tam olarak yansıtılamadığı ve seçmeni iki kutuplu bir seçeneğe mahkum ettiği için, pek çok seçmen sandığa küsmüş ve adeta kararsızlar seçmeninin iktidar olacağı bir yüzdesel boyuta ulaşmıştır. Bu, siyasetin ayıbıdır.
Bu oranda bir seçmen kitlesini sandığa küstürmek başta biz siyasi parti temsilcilerinin bir eksikliğidir ve bu eksikliğin mutlaka telafi edilmesi gerekir.
Ne yazık ki! Siyasi parti temsilcileri pek çok alanda boşluk bırakmış olmalarından dolayı, ülkede bambaşka kişiler ve yapılar, siyasetin yerini almakta ve neredeyse muhalefet liderlerinden daha çok takip edilmektedir. Bize düşen sorumluluk, vatandaşın tekrar siyaset kurumuna güvenini tesis etmek ve iktidarın demokratik yollardan gideceğine, de facto yapılara da asla tevessül edilmemesi gerektiğine inandırmaktır. Buradaki teminat, biz dürüst siyasetçiler olmalıyız.
Bu süreçte, topluma ve seçmene karşı sorumluluğu olduğuna inanan ve gerçekten demokratik tercih ihtimallerinin artırılması yönündeki bir çalışma adına ittifak ya da işbirliği diyelim, her sorumlu liderin ve siyasetçinin boynunun borcudur. Konjonktürel siyasetle bir yerlere gelip, mevcudu muhafaza etmek ve seçilmişliğin konforundan vazgeçmemek adına atılan her adım bireysel menfaat gözetmekten öteye gitmez. Bu siyasi vebali taşımamak adına, vatandaşa bir üçüncü siyasi yol mutlaka sunulmalıdır.”
Peki, bu söylediklerinde ‘’yanlış’’ denilebilecek bir yan var mı?
Kesinlikle yok…
Tespitleri çok doğru…
Görmemek olanaksız…
Aslında herkes tarafından görüyor da ‘’işe gelmediği’’ için görmezden geliniyor.
Dilara Tambova’nın değerlendirmelerini aktardık…
Dikkate değer değerlendirmeler…
Daha önceki değerlendirmeleri de çok farklı değil…
Başlangıçta da belirtik…
Ülkesine ve yaşadığı kente karşı son derece duyarlı bir politikacı…
Söylenmesi gerekenleri de zamanında söylüyor.
Dedik ya… Keşke dikkate alınsalar…