Efendim şehrin bu köşesinden yeniden merhaba,

Sizleri sanki hemen yanımızda bizlerleymiş gibi sohbete dahil edercesine samimi sohbetler gerçekleştiriyoruz ve sizlerin adına sualler yönetiyoruz. Bugünkü konuğumuz AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak.

Bu sohbeti sabahın erken saatlerinde gerçekleştirdik. Hatta o kadar erkendi ki ben herkesten önce gitmişim il binasına.

İki güzel hanım karşıladı beni..

Mis gibi kokular ile temizlik yapıyorlardı.

Onlar makamı başkanlarına hazırlarken başkanın gıyabında muhabbet dolu güzel cümleler kuruyorlar ben de tebessüm ederek izliyorum.

Vay be diyorum içimden öyle samimiler ki resmen kardeşlerine hizmet ediyorlar. İtiraf edeyim o iki tatlı hanıma hayranlığım ile başladı günüm.

Sonra senelerdir siyaset sahnesinin en güzel oyalarından Tülay Karataş hanım geldiler.

Kendileri bizim programımız için hazırlanmışlar ve her zamanki zarafeti ile ev sahipliği yaptılar..

Ve Başkan koşa koşa geldi buyur edildik makama..

Bir dakika… Kapı yok…  Hayırdır hangi hararetli tartışma sonrası birisi kapıyı vurup çıkmak isterken kırıp çıktı diyecektim ki,

Sayın Albayrak kongre sonrası samimiyet göstergesi olarak kapıyı söktürmüş.

Demek ki bu ilk adım önceden planlanmış.

Bazı kapılar sökülür ve bazı kapılardan geçilir ya hani Sayın Albayrak da kongre kapısından geçti ve artık koltuğunda arkasına yaslanarak oturuyor..

Biz de kendisi ile bu süreci ve sonrasını konuşalım istiyoruz.

-Sayın Albayrak hoş geldiniz efendim, hayırlı olsun. Nasılsınız?

Vekaleten yürüttüğünüz görevinize asaleten devam etme dönemi başladı.

Ama istiyorum ki o ilk günden başlayalım anlatmaya.

Çok önemli bir virajda atamanız gerçekleşti.

Yerel seçimlerin hemen arifesinde ilçe belediye başkanı adaylarının tanıtım buluşmasında hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eskişehir ziyaretinde gerçekleşti. Adeta Eskişehir siyaset tarihine not düşüldü.

Bize biraz o süreçten bahseder misiniz?

-Hoş geldiniz sefalar getirdiniz Asalet hanım. Çok teşekkür ediyorum.

Evet, oldukça önemli bir dönemdi.

Hatırlarsınız o dönem İl Başkanı Süleyman Reyhan ve yönetimi olarak genel seçimlerden çıkmış ve yerel seçimlere hazırlanıyorduk.

Ve o dönem kendilerine yönetim kurulunu değiştirme yetkisi verilmişti ben de o dönemde Tanıtım Medya Başkanı olarak görevlendirildim.

Seçim arifesinde adayların belirlenmesi dönemi aslında her seçim dönemi olduğu gibi zaman zaman sıkıntıların yaşandığı bir dönemdi. İlçe Belediye Başkanlarının tanıtım lansmanı 28 Ocak 2024 tarihi olarak belirlendi ve bu lansmana Cumhurbaşkanımızın katılacakları duyuruldu.

O süreç ile alakalı her ne kadar sıkıntının içeriğini tüm detayları ile bilmesek de genel merkezimiz tüm bu duruma vakıf olarak Eskişehir programından bir gün önce beni Cumhurbaşkanımızın İzmir programına davet ettiler.

O programda Teşkilat Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız bana sadece “hayırlısı olsun” şeklinde bir cümle kullandılar.

Hayırlı olsun deseler o cümleyi bir durumun içinde konumlandırabileceğim ama “hayırlısı olsun” denince hiçbir anlam veremedim.

Zaten aklımda İl Başkanı olmak gibi bir plan da yoktu.

Ertesi günü biz yine lansmanımız için hummalı bir çalışma içerisindeyiz, Cumhurbaşkanımızı misafir ediyoruz.

Lansman gerçekleşti ve Teşkilat Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız bana il başkanlığı değişikliğini tebliğ edip, “görev senin, hayırlı olsun” dediler.

Yani sadece bir günde hayırlısı olsun dan hayırlı olsun’ a gelindi ve çok önemli bir dönemde bu görev bize tevdi edildi.

Tüm seçim hazırlığı hazırdı.

Adaylar belirlenmişti.

Seçime altmış gün vardı. Ve bence o altmış günü en iyi şekilde değerlendirdik ama sonuca baktığımızda olması gerektiği kadar kendimizi iyi ifade edemediğimizi de gördük.

-Peki bu değişim çok daha önce gerçekleşmiş olsaydı sonuç farklı olurdu diyebilir misiniz ?

-Kendi adıma konuşmam gerekirse bu sonucun böyle olmayacağını düşünüyorum.

En kötü şartlarda en az dört ilçe belediyesini almış olma ihtimalimiz yüksek olurdu.

En azından bazı şeylerin belirleyici etkilerini daha farklı tahlil edebilirdik diye düşünüyorum.

Yine de tüm birimlerimiz ile üzerimize düşeni yaptığımızı düşünüyorum.

Ama artık yeni dönemde öncekinden çok daha planlı ve çok daha titiz bir şekilde çalışmalarımıza yön verip sonuç odaklı çalışacağız..

-Sayın Albayrak bizim gözlemlediğimiz bir gerçek var ki,

Kimyanız mı böyle, siyaset anlayışınız mı böyle, adeta seçime bir hafta kalmış gibi heyecanlı ve hareketlisiniz…

-Evet yoğun geçen ve dört ay süren kongre süreçlerimizi tamamladık.

Ve biraz önce de ifade ettiğim üzere artık bizim için 2028 seçim hazırlıkları başlamış oldu.

Bununla alakalı iyi bir yönetim kurulu ve yürütme kurulu oluşturduk.

Ve aslında bir buçuk ay önce biz mahallelerde danışma toplantılarımıza başladık.

“Söz mahallenin” dedik. Ve şu süreçte mahallelerden gelen sesi dinliyor sıklıkla hemşehrilerimiz ile bir araya geliyoruz.

Düşününce şu anda önümüzde bir seçim yok.

Ama biz istiyoruz ki bu sürece hemşehrilerimiz ile birlikte yön verelim.

Tüm birimlerimiz seçim varmışçasına organize bir şekilde bu sürece yardımlaşarak başlattılar.

Benim anlayışıma göre “hareketin olduğu yerde bereket vardır”.

Bu anlayış ile aslında birbirimizden aldığımız enerji ile ekibimize de bu enerji geçiyor olabilir.

Evet biraz hareketliyim ama bana göre olması gereken de bu..

Sorularıma cevap veren Albayrak bir gözü haber kanalındaki altyazıları takip ediyor gündemi de kaçırmıyor.

Çünkü siyasetin yarınının akıbeti bugünün gündeminden belirleniyor.

Ama gözlemliyorum ki çok rahat.. ”Her şey planladığımız gibi ilerliyor” tavrını beden dilinden okuyabiliyorum.

Samimidir Gürhan Başkan, heyecanlıdır, dolaylı cümleleri yoktur..

Ona soru sorarken asaleten atanma diye başlayan cümleler kurarken kendi ismimi bir daha bir daha söylüyormuş gibi hissedip komik olmasın diye cümleyi farklı kuruyorum.

-Sayın Albayrak kongre sonrası hazırlamış olduğunuz yönetim listesi oldukça dikkat çekti.

Toplumun her kesiminden bireylerin olduğu dikkat çeken isimler var.

İş dünyasından isimler var,

Siyaset camiasında geçmişte varlık göstermiş önemli isimler var.

Sosyal medyayı çok aktif kullanan isimler var.

Aday adaylarımızdan isimler var..

Farklı birimlerde görev almış artık il yönetiminde devam edecek isimler var.

Bu listeyi hazırlarken kafanızda bir matematik var mıydı?

Neye göre hazırlandı bu yönetim kadrosu?

-Şimdi şöyle Asalet hanım.

Bizim kongre öncesinde hayata geçirmeyi düşündüğümüz siyasi bir çalışma matematiğimiz var.

Mahallelerimizde şimdiden iletişim merkezleri açmayı planlıyoruz.

Yakın geçmişte düzenlediğimiz teşkilat pikniği gibi vs. etkinlikler organize etmek istiyoruz.

Hemşehrilerimiz ile göz göze gelebileceğimiz, kolay iletişim kurabileceğimiz etkili organizasyonlar gerçekleştirmek istiyoruz.

“Küskün” olgusunu ortadan kaldırmak istiyoruz.

Dolayısı ile yönetim listesini hazırlarken tüm bunları düşünerek bir yönetim oluşturduk.

Haricen bizim yönetimlerimizde bir kadın kotamız vardır. Bir kere bu konuda hassas davrandık ve siyasetin öznesi olan hanım kardeşlerimizin her zamankinden daha fazla varlık göstermesini istedik.

Mesela çarşı esnafından tutun, sanayici iş adamlarımıza, sivil toplum kuruluşları ve hemşehri derneklerini temsil edecek önemli arkadaşlarımızla kadromuzda değerlendirdik.

-Peki yürütme kadronuza gelirsek zaman zaman bu kadroda revizyon gerçekleşecek mi?

-Tabii ki. Arkadaşlarımızın performansına göre hareket edeceğiz.

Bütün birimlerimiz aktif çalışacak.

Ve tüm yönetimimiz tüm birim başkanlarımızın yardımcıları olarak hareket edecekler.

Hatta ilk toplantıyı da bir birimimiz dün gerçekleştirdi.

Bir de ben hep ekip arkadaşlarıma,

Başarı ve sonuç odaklı bir çalışma prensibi edinmelerini, mazeret üretmek kişinin kendine söylediği en büyük yalandır” dolayısı ile mazereti ortadan kaldıran, çözümleyici bir çalışma sergilemeleri o kendilerine hatırlatıyorum.

Bizim dersimize iyi çalışmamız gerekiyor.

Özellikle yerel yönetimlerde biliyorsunuz üç belediye de algı yönetimi ile yönetimi elinde tutan, hizmet belediyeciliğinden uzak anlayışta devam eden bu zihniyeti kırmamız gerekiyor.

Dolayısı ile girilmedik sokak, çalınmadık kapı bırakmamamız gerekiyor.

O kadar heyecanlı anlatıyor ki Albayrak,

Kendimi bir dönem dizisinin içinde sefere gidiyormuşuz gibi hissettim.

Sanki il başkanlığının önünde bir kalabalık var işaret bekliyorlar.

Sakin olun daha vakit var demek istiyorum ama o kadar ciddi bir strateji hazırlamışlar ki atlıların önünde ezilebilirim..

Başkan yürümüyor adeta koşuyor, koşturuyor..

Ama hafızalarda tazeliğini koruyan kongre sürecini de es geçmek istemiyorum ve bize biraz o süreci anlatsın istiyorum.

-Sayın Albayrak Eskişehir ‘in en büyük salonunda bir kongre gerçekleştirdiniz.

İçinize sindi mi efendim?

-Evet, salon oldukça büyüktü ama benim hiç “acaba doldurabilir miyiz” gibi bir kaygım olmadı.

Ben şuna inanırım Asalet hanım,

Hayatınızda hangi safhada olursa olsun iyi bir planlama yaptığınız takdirde bu planlamayı doğru görevlendirmeler ile beslediğiniz zaman, hayatta başarılı olmayacağınız hiçbir alan yoktur.

Salonun mimarisi bize rahat ve etkili bir zemin hazırladı.

Çatının yüksekliği özellikle kalabalığa rağmen ferah kalabilmeyi sağladı.

O salonu tercih etmemizin bir diğer önemli sebebi ise,

Cumhurbaşkanımız uçakla geleceği için havaalanına yakın olması, şehir içi trafiğini etkilemeyecek olması önemli bir detaydı.

15 gün önceden çalışmalara başladık.

Tarihler birkaç kez değişmiş olsa da biz Cumhurbaşkanımız gelecekmiş gibi hazırlanmıştık zaten.

Çünkü bir buçuk ay önce Cumhurbaşkanımız ile Dolmabahçe sarayında bir görüşmemiz oldu ve kendileri kongremize katılacaklarını söylediler

Sonrasında devam eden grup toplantılarında da yine geleceğini ifade ettiği için biz hazırlıklarımızı o doğrultuda devam ettirdik.

Ama benim de dikkatimi çeken şu dillere pelesenk olan şarkılar türküler yoktu.

Sebebini sorduğumda Sayın Albayrak bu durumun 21 Ocakta gerçekleşen  Bolu / Kartalkaya’daki Grand otelde çıkan yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımız olduğu için ve ülkece yasta olduğumuz için eğlence ortamından uzak durduklarını, genel merkezin de bu konuda titiz davrandığını anlatıyor. En önemlisi gelmiş geçmiş tüm AK Parti kadroları, yönetimleri, il başkanları hatta milletvekillerini bizzat kendisinin arayarak kongreye davet ettiğini Eskişehir‘in bu birlikteliğe ihtiyacı olduğunu defaatle dile getirdim. Netice itibarı ile güzel ve etkili bir kongre gerçekleştirdik. Kongreye katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan da Eskişehir ‘den çok memnun ayrıldılar, derken sayın Albayrak müthiş bir cümle kurarak adeta bu sohbetin başlığını atıyorlar,

“Dikiz aynasına bakma dönemi değil, önümüze bakma dönemi”

Geliyoruz yerel yönetimler ile yani Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Ayşe Ünlüce ile birlikte birkaç gün önce gerçekleşen Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ziyaretine.

Ve soruyoruz,

-Efendim söz konusu şehir olduğunda sendin, bendim demek yerine el ele, omuz omuza gayret etmek, yolu açmak, yardımlaşmak ve gerektiğinde istişare edebilmek ne kadar önemli ve şık.

Görüyoruz ki Sn. Ünlüce ile birlikte bu şehrin menfaatinde birleşebilmek geneli memnun eden ama özellikle Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’u rahatsız eden bir gelişmeydi.

Bu konuda neler söylersiniz ?

-Evet Asalet hanım. Siyasetin ana unsuru iletişimdir.

Hele ki yerelde..

Sizler de biliyorsunuz yerel seçimler sonrası seçmen iradesini ortaya koydu ve tercihini yaptı.

Sayın Ayşe Ünlüce Büyükşehir Belediye Başkanı oldu.

Ben de kendisine hayırlı olsun mahiyetinde bir nezaket ziyareti gerçekleştirdim.

O da bizlere iade-i ziyaret gerçekleştirdi.

Ve aramızda gerçekleşen sohbette ben kendilerine,

“Bizler Yunus Emre’nin evlatlarıyız,

Hoşgörünün, sevginin ve muhabbetin mayası ile mayalanmış ruhumuz. Bize aksi yakışmaz. Bu şehir adına hizmet etme noktasında bize düşen bir şey varsa hazır olduğumuzu kendilerine ifade ettim. Kendilerine bakanlıklarımızın devam eden projelerini, geçmiştekileri ve günümüzdekileri hatta gelecekteki projelerini anlatan bir sunum gerçekleştirdim.

Çok memnun oldular..

Sonrasında gelinen noktada bakınız hayvan barınağı, mezbahane ve kurtuluş pazaryeri ile alakalı talepte bulundular.

Çünkü şehir hepimizin ve birlikte çözüme ulaştırmalıyız.

Tüm vekillerimiz ile istişare ederek çizdiğimiz yol haritamızda şehrin önünü açmak adına bu tür işbirliklerimiz olmak zorundadır.

Dolayısı ile hem hayvan barınağı, hem mezbahane ve kurtuluş pazaryeri ile alakalı bakanlarımızdan randevu alarak, ziyaretleri birlikte gerçekleştirerek şehrimize hizmet etme noktasında birlikte hareket ettik.

Bunda bir beis yoktur. Ama bu projelerde özellikle kurtuluş pazaryeri ile alakalı süreci uzatan önemli ihmaller var.

İzinleri yıkılmadan önce yapılmalıydı.

Planlaması yıkılmadan önce hazırlanmalıydı.

Projesi yıkılmadan önce çizilmeliydi.

Ama gelin görün ki eski Belediye Başkanı oldukça iletişime kapalı ve şehrin tüm bu hizmetlerini sadece kendi tasarrufunda değerlendiren bir anlayıştaydı.

Şehrin de mütemadiyen önünü tıkayan bir yönetim anlayışı vardı.

Ama yeni dönemde Ayşe Ünlüce evet iletişime açık bir Belediye Başkanı, uzlaşıya açık bir Belediye Başkanı, konuşulabilen bir Belediye Başkanı ve kendisi bizden herhangi bir talepte bulunduğunda yakın geçmişte olduğu gibi bundan sonra da bu şehrin menfaatine birlikte hareket edebiliriz.

Ama özellikle Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un yapmış olduğu bir açıklama var.

Bu köhne zihniyetten başka bir tavır beklenemez.

Bu şehre de hiçbir şey kazandırmadı, kazandırmayacak.

Bugün Kazım Kurt’un belediyecilik anlayışı slogandan ibaret hizmetten uzak bir tutumda durmaktadır.

Siyasi geçmişinde kendi partisinde de zaman zaman yolları ayırmışlar, şiddetli ihtilaflar yaşamışlar, siyasetten tek anladığı da muhalefet etmek olan bir anlayışı var.

Ama hiçbir zaman amacı veya derdi bu şehrin öncelikli meseleleri değil, amacı hiçbir zaman bu şehrin önünü açalım da hep beraber birlik beraberlik içerisinde olalım demek değil.

Aslında Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Ünlüce ile kurduğumuz iletişim sonrası Kazım Kurt’un belediyecilik anlayışı daha çok ayrıştı da diyebiliriz.

Ve bu şehre katabilecek hiçbir şey yok diye de ekleyebiliriz.

Geldiğimiz noktada hala 31 Mart’ı unutamadığını, uğradığı hezimeti hazmedemediğini her iki merkez İlçe Belediye Başkanlarımızda da görüyor duyuyoruz.

Özellikle Sayın Ahmet Ataç’ın geçirmiş olduğu rahatsızlığa üzülmek ile birlikte şehre faydalı olabileceğini düşünmüyoruz.

Meclis üyelerimizden de aldığımız bilgi bu yönde.

Ama bir şehre bir ilçeye eğer hizmet edemiyorsanız çekilmenin o ilçenin önünü açmanın da biz hizmet olduğunu bilmeleri gerekiyor.

Lakin “ben olmazsam kimse olamaz” şeklindeki sabit fikirleri ilçelerimizi de zor durumda bırakıyor.

Sohbetin tüm hızı ile ilerlediği bu dakikalarda AK Parti teşkilatlarındaki değişimden bahsetmek ama değişimin köklü olacağını duyduğumuzu ve il teşkilatının başka ve daha merkezi bir lokasyona taşınma ihtimalini sorduk Sayın Albayrak’a.

Dosyasından ışıl ışıl bir görsel çıkardı.

Ve bize takdim etti..

Sonra da anlatmaya başladı,

-Evet her an gerçekleşmesi muhtemel bir gelişme bu.

Bu manada da kapsamlı ve çözüm odaklı bir değişime gideceğiz.

Yine milletvekillerimizin iletişim ofislerinin olduğu ama haricen ilçe belediye başkanlarımızın ildeki hemşehrileri ile de buluşabilmeleri için iletişim ofislerinin olacağı yeni bir hizmet binasından bahsediyor heyecanla.

Trafiğin daha stabil ilerlediği bir lokasyon olacak diyor.

Otoparkın sıkıntı olmayacağı bir merkez olması gerektiğinin de altını çiziyor.

Tarih olarak da 23 Şubat’ta gerçekleşecek büyük kongre sonrasını işaret ediyor.

-Peki bu yeni hizmet binasının kirasını ve diğer giderlerini kim karşılayacak diyorum.

Başka bir cevap veriyor.

Tekrar soruyorum.

Kira Başkanım?

Yine başka bir cevap..

Anlıyorum tabi..

Aklıma il yönetimindeki ismi ağır üyeler geliyor.

Eeee yönetime giren terler diyorum içimden.

Sayın Albayrak nefes almadan anlatıyor.

Onu böyle seçim otobüsünün üzerinde elinde mikrofon halka seslenirken hayal ediyorum ve sormadan edemiyorum,

-Efendim siyaset önünü görebildiğin sürece yapılır.

Siz kendi adınıza ne planlıyorsunuz, sizi milletvekili adayı olarak görecek miyiz?

Gülüyor… Gülüyor ama belli mi olur der gibi..

Şaka bir yana hakikaten belli olmaz.. AK Parti’de görev istenmiyor veriliyor.

Bir hayırlısı olsun ile İl Başkanı olan Gürhan Albayrak’a  iki buçuk sene sonra peşinen hayırlı olsun denebilir.

Ama onun cevabı şöyle,

“Benim şimdilik tek amacım bana verilen bu görevi en iyi şekilde devam ettirmek.

Geçmişte de örnekleri var.

Sadece bir kez bir İl Başkanımız milletvekili oldu.

Dolayısı ile bu realiteyi unutmamak lazım.

Ama dediğim gibi benim “şimdilik” tek amacım il başkanlığını olması gerektiği gibi yerine getirmek.

Seçime olması gerektiği gibi hazırlanmak, sonucu hak ettiğimiz gibi kazanmak.

Yukarıda tırnak içine aldığım cümleyi bir daha okuyunuz..

Sonra aklıma iki dönemdir AK Parti İlçe Başkanlarının mikrofon karşısına geçerek mevcut yerel yönetimlere adeta parmak sallayarak seslerini yükselttikleri haberlere rastlıyoruz.

Bu yeni tavrın geri dönüşü nasıl?

-Asalet hanım, tüm ilçe başkanlarımızın omuzlarında büyük yükler var. Biz şehirdeki veya ilçelerdeki hatta kırsaldaki eksiklikler noktasında etkili reaksiyon gösterebilirsek yaptığımız işin hakkını verebiliriz diyoruz.

Ben bu dönem özellikle İlçe başkanlıklarımızın proaktif olmalarını istiyorum.

Sorunlar ve sıkıntılar ile alakalı seslerini yükseltmelerini istiyorum.

Bunun en etkili ve kısa yolu da günümüz internet çağında bu şekilde videolar veya basın açıklamaları.

Ve son soru..

O bizim için klasik..

-Sayın Albayrak Şehir Gazetesi okuyor musunuz?

Şehir okurlarına neler söylersiniz?

-Şehir Gazetesini tabii ki okuyoruz yakından takip ediyoruz. Manşetleri özellikle takip ediyoruz.

Sizi ve Murat Keskin beyi özellikle takip ediyoruz.

Medya bizler için oldukça önemli ve bizim en önemli besin kaynağımız ama ne hikmetse Eskişehir’de sizlerin sayısı çok az. Yani hadiseleri bağımsız değerlendirerek lanse eden çok az basın ağı var.

Ve bu süreç reklam ve ikram ekseninde devam ettiği için maalesef bu şekilde ilerliyor.

Örnek vermek gerekirse bir bayan gazeteci Kent lokantalarını eleştirdiği için o gazeteden gönderildi.

Maalesef üç belediyenin basın üzerinde olumsuz bir etkisi var.

Basının iyileri ve kötüleri, iyilikleri ve kötülükleri hakkaniyete irdelemesi gerektiğini düşünüyorum.

Ama sizleri tarafsızlığınız noktasında tebrik ediyoruz. Özellikle her ilçemizi titizlikle atlamadan işlediğiniz için çok teşekkür ediyoruz.

Çünkü bazı gazeteler merkez odaklı haber çerçevesinde giderken sizi şehri merkezinden ilçesine hatta kırsalına kadar bütüncüllük anlayışı ile işlediğiniz için samimi buluyoruz.

Bugün sizi burada misafir ediyor olmaktan, kongre sonrası ilk röportajımızı sizinle gerçekleştirdiğimiz için de mutluluk duyuyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Ve stop tuşuna basıyorum..

Sohbet kayıtta bitti ama ben bir dörtlük ile bitirmek istiyorum.

Bir gün gelir, açmaz dediğin

çiçekler açar.

Gitmez dediğin dertler gider.

Bitmez dediğin zaman geçer.

Hayat öyle bir sır ki;

Önce şükür, sonra sabır,

Sonra da inanmak gerek.

Efendim bence güzel bir sohbetti..

İnanma, doğru planlama ama en çok bu şehre ait olma duygularını konuştuk aslında.

Fikirler ayrıştırmaz, üslup ayrıştırır diyerek bu şehrin menfaatine el ele veren herkese siyasetçisinden esnafına tüm meslek gruplarına hatta derdiyle dertlenen vatandaşına da hürmetlerimi sunuyorum.

Kalın sağlıcakla..