Jeoloji Mühendisi Sayın Aysun AYDAY, Bursa’nın Nilüfer ilçesinde 4 büyüklüğünde meydana gelen depremle ilgili yaptığı değerlendirmede "Bursa'da nerdeyse her ilçenin sınırlarından geçen fay hattı var. Bursa'nın içinden geçen Kayapa Yenişehir Fayı 7'den büyük deprem üretebilir" dedi. Bu uyarı Eskişehir ve komşu illeri de yakında ilgilendiriyor.
Anadolu Üniversitesi Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Sayın Prof. Dr. Can AYDAY da hazırladıkları istatistiklere göre de 2030 yılına kadar, 6.4 büyüklüğünde deprem bekledikleri Eskişehir'de, zemin etüt çalışmaları, baz alınarak inşaatların yapılmasının hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
Ayrıca Eskişehir’in aktif Eskişehir fayının yanı sıra, Kuzey Anadolu fayının üreteceği depremlerden de etkilenme riskinin bulunduğunu vurgulayan Sayın AYDAY, “Bu fayın, Eskişehir'in, kuzeyinde iki kolu var. Kuzey Anadolu fayının güney kolu Geyve'den, Taraklı' dan geçiyor. Burası da Eskişehir'e kuş uçuşu 60-70 kilometre. Burada olacak depremlerden de Eskişehir'in etkilenme olasılığı yüksektir” dedi.
İncelemeler sonucu Eskişehir'de yaklaşık 2030 yılına kadar 6.4 büyüklüğünde bir depremin olma ihtimali yüksek. Aktif olduğu bilinen ve kentin güneyinden geçen Eskişehir fay hattının, bu büyüklükte deprem üreteceği de sürekli vurgulanıyor.
Eskişehir, depremle ilgili önlemler sürekli gündemde tutmak, tedbirleri de almak zorundadır. Gölcük-Adapazarı merkezli 7. 4 şiddetli depremde, Eskişehir’ de de 490 bina ve 49 işyeri hasar gördü. İki binadan biri depremde, diğeri ise kendiliğinden çöktü. 4 adet ağır hasarlı bina da sonradan yıkıldı. 32 vatandaşımızda hayatını kaybetti.
Eskişehir merkezde tespit edilmeyen, küçümsenmeyecek sayıda hasarlı binalar var. Bu binalarda gereken tedbirler alınmaz ise olası bir depremde mal ve can kaybına neden olabilir.
Ülkemizde 1998 yılında yürürlüğe giren, Afet yönetmeliğinden evvel, yapılan binaların güçlendirilmesi gerekir. Bu alanda öncelikli görev vilayet, Anakent, alt belediyeler ve bina sahiplerinindir.
Eskişehir’ de, olası bir depremde, bugüne kadar olan depremlerle yorulan ve 17 Ağustos Depremi’nde hasar da gören binalar, çok büyük tehlike arz ediyor ama kimse bu alanda gerekli tedbirleri almıyor. Alınan tedbirler de yok oluyor.
17 Ağustos Marmara Depremi’nde, sabahın erken saatlerinde, Gölcük’ te idik. Üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına tanık olduk. Bölgede kaos vardı. Devlet ve halkımız yardım konusunda organize olamadı.
Yıkılan beton binalar altında, yardım bekleyen veya çıkartılan insanlarımızla ilgili çalışmalarda, yaşanan olumsuz gelişimlere, ölen insanlarımıza üzülmüş, kurtulan insanlarımızla da sevinmiştik.
Eskişehir’e döndükten sonra, deprem bölgesinde gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri o günlerde, Eskişehir Valimiz olan, Sayın Ali Fuat Güven’e, aktardık. Eskişehir’ de birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik.
Önerilerimizin büyük çoğunluğu o yıllarda hayata geçti. Hatta üç yerde, çadır kent gerçekleştirilmişti. Maalesef çadır kentin ikisi, konuta dönüştürüldü. Diğerleri ise kendi haline bırakıldı.
ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir konferans salonundaki panelde, ESOGÜ, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Sayın Prof. Dr. Erhan ALTUNEL, Dünyanın, en tehlikeli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fay zonuna Eskişehir’in, çok yakın olduğuna dikkat çekerek, “Bu fay hattında, şiddetli bir deprem olursa, Eskişehir’de bundan hasar görecektir. Marmara depreminde, bunu yaşadık. ”diyerek uyarıda bulunmuştu.
17 Ağustos depreminden sonra, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere mensup milletvekilleri, deprem felaketiyle ilgili alınan ve alınması gereken tedbirler konusunda, meclis araştırması açılması için önerge verdiler.
Önerge de ”afet riski yüksek olan bölgelerden başlamak üzere, mevcut yapı ve altyapıların afetler olmadan önce güçlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarına kamu binalarından başlayarak, önem ve öncelik verilmeli ve bu amaç için yeterli iç ve dış kaynaklar bulunarak, özel bir uygulama projesi hazırlanmalıdır. “ ifadesi yer almıştı.
Önergenin gereği ne ülke bazında, ne de Eskişehir’de yeteri kadar hayata geçirildi.
Ayrıca Eskişehir valilerinden Sayın Güngör Azim TUNA, “…Daha öncede yaşanılan, acı deneyimlerden biliyoruz ki deprem öldürmüyor, yapılar ve tedbirsizlik öldürüyor. Geçmişte yaşanılan deprem afetlerinden de ders çıkartarak, 7’den 77’ye, deprem afeti konusunda bilinçlenmemiz gerekmektedir.” demişti.
DAK Ekip Lideri Sayın CANAYAK da “20 Şubat 1956 tarihinde, Eskişehir de 6,4 büyüklüğünde bir deprem olduğunu hatırlatarak, “Bu fay yaklaşık 40 kilometre uzunluğunda ve 75. Yıl Mahallesinden başlayıp Çukurhisar beldesine kadar gidiyor Bu fayın son 20 kilometresini 1956 yılında meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki deprem üretmiştir.. Bu fay 7,2lik bir deprem üretebilecek uzunluktadır. Böyle bir de tehlike karşısında tüm Eskişehir halkı hazırlıklı olmak zorundadır.” uyarısını yapmıştı...
Ülkemiz ve Eskişehir’ de depremlerde can ve mal kaybının önlenmesi için depremlerle ilgili uyarılar ve öneriler ihmal edilmemeli, sürekli de gündemde tutulmalıdır. Gerekli tedbirlerde ivedilikle alınmalıdır. Nitekim Japon Fizikçi Torahiko TERAD, “ DOĞAL AFET UNUTULDUĞU ZAMAN GELİR.” demiştir.