Sivrihisar Eğitim Vakfı Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri geçtiğimiz günlerde gazetemize ziyarette bulundular. 
Söz konusu ziyarete SEV Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Kalır ve beraberinde Yönetim Kurulu Üyeleri Yavuz Ayva, Mustafa Kara, Pınar Barış Özkaptan, Ahmet Emel, Ali Safa Şen ile Mustafa Kemal Biçerli katıldı.
SEV ismini son dönemde oldukça sık duymaya başladığımız bir gerçek. Bunun gerekçesi de vakfın hemen her konuda hızla artan ivmesi. Ne var ki asıl unsurun dur durak bilmeyen, liyakat sahibi ve oldukça dinamik bir yönetim kurulu oluşturmalarından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri için çiçeği burnunda desek yanlış olmaz. Görevlerine başlayalı yaklaşık 6 ay olsa da kısa sürede şehrin en önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olmayı başardılar.
Sivrihisar Eğitim Vakfı Başkanı(SEV) Bekir Kalır ve ekibini bu konuda takdir etmemek elde değil.
Vakfın amacı öncelikli olarak eğitim ve öğretim hizmetlerine destek olmak ve bu konuda başarılı lakin maddi imkanları kısıtlı öğrencilere burs sağlamak. Bununla birlikte hemşehriler arasında birlik ve dayanışmanın geliştirilmesinden, Sivrihisar’ın kültürel ve geleneksel değerlerinin yaşatılmasına kadar pek çok görevi de üstlenmiş durumda.
Önümüzdeki süreçte vakfın sadece asli faaliyet alanlarında değil hemen her konuda etkisini fazlasıyla hissedeceğimize şüphe yok. Bu noktada Eskişehir siyasetinde de bir indikatör görevi üstlenirse şaşırmayın derim.
Sayın Kalır ve yönetimi bu tempoyla devam ederlerse kısa bir süre sonra Eskişehir’in yöresel tek lobisi diyebileceğimiz Mihallıççık’tan sonra bir Sivrihisar lobisi de siyaset terminolojisine girecektir.
Ne diyelim?
“Ayaklarına taş değmesin” diyelim.
Bendeniz yarın yine buradayım.
Beklerim efendim…

 

 

 

ÖZGÜR DEMİRDAŞ BİR DOKUNDU BİN AH İŞİTTİ

ES-Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
İki gazete sahibi bir araya gelirse ne konuşur?
Biraz siyasetçi dedikodusu sonrasında malum konuyu yani basın özgürlüğünü konuşur.
Es-Group Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Demirdaş, basın özgürlüğünün defacto da olsa sınırlandırılmasına vurgu yaparak basının adı gibi özgür olması gerektiği konusunda dert yandı.
 Nasreddin Hoca misali kendisini bu noktada en iyi anlayabilecek kişilerden biri olduğum şüphe götürmez. Nasreddin Hoca ile ilgili hemen herkesin bildiği bir rivayet vardır:
Hoca bir gün eşekten düşer. Çevresindekiler telaşlanır ve hemen hekim çağırmaya koşuşurlar. Bunu gören hoca durun hekim değil, bana eşekten düşen birini getirin, zira benim halimden en iyi o anlar der.
Bizimkisi de o hesap.
Sayın Demirdaş düşüncelerine katılmakla beraber konu hakkında biraz ahkam kesmek isterim.
İlgisini çekmeyenler olabilir ne var ki kalan sağlar bizimdir diyerek buyurun konumuza geçelim:  
2021 yılı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksine göre Norveç'i Finlandiya, İsveç, Danimarka basın özgürlüğü sıralamasında başı çeken ülkeler.
Türkiye ise 180 ülke arasında 153. sırada.
Şaşırdık mı?
Elbette hayır.
Mevcut durumu Türkiye Gazeteciler Sendikasının raporunda da görmek mümkün.
Türkiye Gazeteciler Sendikasının raporuna göre Türkiye'de 43 gazeteci, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde. Son 1 yıl içinde 57 gazeteci toplam 144 gün gözaltında kaldı, 6 gazeteci gözaltındayken darp edildi. Aynı sürede 128 farklı davada 274 gazetecinin yargılandığını aktaran rapora göre, bu davalar sonucunda da gazetecilere toplam 226 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası verildi.
Basın özgürlüğüne karşı yaptırımlar sadece hapis cezaları, gözaltılar, darp ve basın kartı iptalleri ile sınırlı değil.
Basın özgürlüğünün önünde daha pek çok engel var.
Tekzipler, tazminat davaları, kamu kuruluşları ve STK’ların ilan konusundaki mobbingleri, hakaret ve küfür içeren yorumlar ve daha neler neler.
Konuyu Eskişehir özelinde değerlendirdiğimizde de pek farklı olduğu söylenemez.
Lakin çok az bir kesim var ki demokrasiden kopmayan ve basın özgürlüğü konusunda duyarlı yaklaşan.
Bilen biliyor lakin bilmeyenlere bir kez daha hatırlatmak fayda var.
Demokrasi toplum refahı ve huzurunun temelidir. Bu temelin harcı da basın özgürlüğüdür.
Oturduğunuz binanın temelini görmez, bilmezsiniz ne var ki büyük bir sarsıntıda o temelin sağlam olup olmadığı test edersiniz.
Sağlamsa ne ala değilse gidilecek yer musalla…
İşte bu temelin harcı gerçekten önemlidir efendim.
Ne diyelim?..

 

 

Günün sözü,


Fakir çalarsa hırsızlık, zengin çalarsa yolsuzluk oluyor.
CAN YÜCEL