Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak ve İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, gazetemiz ŞEHİR’i ziyaret ettiler.

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Murat Keskin ile görüşen iki bilim adamı korona virüs salgını ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

‘’Uyarı ve çağrı yaptılar’’ dense de olur.

ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak’ın üzerinde önemle durduğu konu yüz yüze eğitim…

“Öncelikle COVID-19 pandemisinin bitmediğinin bilincinde olunması, bilim insanlarının çağrılarına mutlaka uyulması gerektiğini belirtmek isterim. Mücadelenin en etkin yöntemi olan aşı süreci tamamlanmalı, maske, mesafe ve temizlik önlemleri aksatılmamalıdır. Eskişehir’in en çok nüfusa sahip üniversitesi olarak akademisyenlerimiz ve personelimizle toplumsal sorumluluk bilinci ile hareket etmeye gayret ediyoruz. Aynı şekilde öğrencilerimiz ve velileri de bu duyarlılıkta olmalıdır. Yüz yüze eğitimin garantisinin bizlerin göstereceği gayrete bağlı olduğunu unutmamalıyız…’’

Söyledikleri böyle…

Yüz yüze eğitimin önemi tartışılabilir mi?

Elbette ki hayır…

Öğrenciler ve akademisyenler için önemli olduğu kadar kent ekonomisi açısından da son derece önemli…

Bu, elbette ki biliniyordu.

Bir önceki akademik yılda çok daha iyi anlaşıldı.

‘’Uzaktan eğitim’’ nedeniyle öğrenciler Eskişehir’e gelmediler.

Onların yokluğundan etkilenmeyen kalmadı.

‘’Öğrenci harçlığına dayalı’’ kent ekonomisi ağır darbe yedi.

Yeni akademik yılda yüz yüze eğitime dönüş yapıldı.

Bu, son derece olumlu bir gelişme…

Ancak, devamı salgının boyutuna bağlı…

Salgın, yeniden çok tehlikeli boyutlara ulaşırsa yüz yüze eğitim kesintiye uğrayabilir.

Bunu önlemenin tek yolu var.

O da korona virüse karşı alınmış önlemlere sıkı sıkıya bağlı kalmak.

Prof. Dr. Kemal Şenocak ne diyor?

‘’…Yüz yüze eğitimin garantisinin bizlerin göstereceği gayrete bağlı olduğunu unutmamalıyız.’’

Bu, yalnızca akademisyenler ve öğrencilere yönelik bir çağrı değil…

Tüm Eskişehir’i kapsıyor.

Eğer, bir yıl önce uğranılan zararın yinelenmesi istenmiyorsa, tüm Eskişehir’in bu çağrıya kulak vermesi gerekir.

 İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge’nin üzerinde ısrarla durduğu da aşı…

“Hastanelerimizde aşı olmayan ve bundan dolayı pişmanlık duyan bir çok insanımız var. Covid-19’u yenmek için hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Şuanda Eskişehir’de aşılama oranı yüzde 80’leri geçti. Bu yeterli mi diye soracak olursanız yetmez. Bir çok ilimizde olduğu gibi Eskişehir’de de maalesef aşı karşıtlarının bulunmasından dolayı bir sağlıkçı olarak üzüntü duyuyorum…’’

‘’Aşılı olanların hastalığı genellikle hafif geçirdiğini biliyoruz. Aşı vücudu önceden korumaya alıyor. Risklere karşı dikkatli, aşınızı yaptırarak da hastalığa karşı baştan güçlü olun çağrısı yapıyor. Eskişehir şuanda aşılamada Türkiye genelinde 6.sırada yer alıyor. Bu da Eskişehirlilerin aşı konusunda sıkıntı yaşamadığını açıkça ortaya koyuyor.Sağlığınız ve sevdikleriniz için aşı olmaya devam edelim.”

Prof. Dr. Uğur Bilge’nin çağrısı da böyle…

Salgınla yaşananlar ortada…

Aşı olanlarla olmayanlar arasındaki farkı gösteren örnekler oldukça fazla…

Son örneğine bugün gazetemiz sütunlarında yer verdik.

Korona virüs tedavisi gören 69 yaşındaki Niyazi Yalçın diyor ki

‘’Aşı olmadığıma köpekler gibi pişmanım. Şu anda imkanım olsa hepsini bir anda olurum. Şu anda çektiğimi bir ben bir Allah biliyor. Aşı olmayanlara tavsiyem, her neredeyseniz gelin aşınızı olun. Ben 15 gündür çocuklarımdan ayrıyım. Ailesini seven herkes aşısını olsun.’’

Benzeri örnekler oldukça fazla…

Niyazi Yalçın, çektiklerine rağmen yine de şanslı sayılır.

Yaşamını yitirmemiş…

Ne yazık ki, aşı olmadığı için korona virüse yenilen, yaşamını yitiren çok insan var.

‘’Son pişmanlık fayda etmiyor’’ olabiliyor.

Havalar iyice soğudu…

Önümüz kış…

Daha bir dikkatli olmak şart…

Yapılması gereken de belli…

Yapılan uyarı ve çağrıları dikkate almak…

Çok zor bir iş de değil ki… Neden dikkate alınmadıklarını anlamak gerçekten çok zor.