31 Mart yerel seçimleri için CHP'nin, yeniden aday gösterdiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur YAVAŞ, bütün belediye başkanlarına mal varlıklarını açıklama çağrısında bulunduktan sonra, kendisinin ve eşi Sayın Nursen Yavaş’ın mal varlığını açıkladı.

Sayın YAVAŞ’ın, çağrısı diğer belediye başkan adayları tarafından da dikkate alınmalı onlar da mal varlıklarını açıklamalıdır. Mal varlıklarını açıklayan adaylar, seçmen tarafından kabul görecek, rakiplerine karşı daha avantajlı duruma gelecektir.

Ayrıca temiz bir toplum yaratmanın yolu da temiz siyasetten geçer. Temiz siyaset ise, ilkeli ve siyasi etik kurallarına göre işleyen bir sistemdir. Adayların, mal varlıklarını açıklamaları temiz siyaset gereğidir.

Toplumda, kısa yoldan zengin olma hırsı, köşe dönmecilik, gibi olumsuzlukları besleyen yolsuzluk anlayışına, son verilmesi için Japonya’da olduğu gibi ülkemizde de “dürüstlük kültürü”nün, bir hayat tarzı olarak oluşturulması için her kesim üzerine düşeni yapmalıdır.

Ülkemizde, toplumsal barışı ve demokratik sistemi tehdit eden, devlet kurumlarına olan güveni sarsan, ahlaki kirlilik ve yolsuzluklarla kararlı ve etkin mücadele suretiyle “temiz toplum-temiz siyaset” sürekli ve kalıcı bir şekilde gündemde olmalıdır.

Rahmetli Ecevit, hükümeti döneminde oluşturulan, 2.Uyum Paketi ile yürürlüğe giren, kazançların, kaynağının ve vergisinin ödenip ödenmediğinin sorgulanmasına olanak sağlayan, “Nereden Buldun Yasası’nın, ne kadar önemli olduğu, her kesim tarafından kabul gördü ama hayata geçirilemedi.

Gelir Vergisi Kanunu’nun, 82/2. maddesinin, 9 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4783 sayılı Kanunla kaldırılmadan önceki şekli, “Nereden Buldun Yasası” da, “Bildirilmeyen ve vergisi ödenmeyen, bir gelirle tasarruf edildiği tespit edilen, mal ve haklar, safi irad olarak” kabul ediliyordu.

Bu yasa ile vatandaşın, gelirleri ile mal varlığı arasındaki uyuşmazlık sorgulanabiliyor ve kazancın kaynağı ile vergisi denetlenebiliyordu. Kaynak belgeleriyle ispat edebilirse, sorun yoktu. Aksi halde, tespit edilen “servet farkı” safi irad yani gelir kabul ediliyor ve yüzde 35 Gelir Vergisi, bir o kadar cezası ve ayrıca faizi isteniyordu.

2003 yılında, yürürlüğe giren, daha sonra AKP tarafından kaldırılan ,”Nereden Buldun Yasası” kazançların kaynağının ve vergisinin ödenip ödenmediğinin sorgulanmasına olanak sağlıyordu.

Türkiye’de, batı ülkelerinde olduğu gibi, elde edilen paraların, kaynağını sormak için, “Neden Buldun Yasası”, hayata geçirilmesi, kayıt dışı ekonomiyle, mücadele ve vergi kaybını önlemek amacıyla, mükellefe ispat yükümlülüğü getirilmemesi, sürekli gündeme geldi ama  bir türlü hayata geçirilemedi.

Gelişmiş ülkeler, özellikle de ABD’de, her paranın mutlaka kaynağı sorulur. Hem de öyle büyük servetlerin değil. 2-5 bin doların bile menşei araştırılıyor.

Türkiye de ABD gibi, “Neden buldun” sorusunu hayata geçirmek zorunda. Ekonomideki bu kara delik kapatılmazsa, yolsuzluklar ve soygunlar artarak devam edecek fatura da halkımıza çıkartılacaktır.

Toplumsal dayanışma ve işbirliği anlayışımızın zayıflaması ve özellikle milli ve manevi değerlerimizin tahrip edilmesi yanında, yıllardır devam eden yüksek enflasyon, işsizlik ve gelir dağılımı adaletsizliği gibi belli başlı sosyo-ekonomik sorunlar, arzu edilmeyen tablo üzerinde belirleyici olmaktadır.

Ülkemizde, yolsuzlukları önlemek, yolsuzluklarla mücadelede etkin ve kalıcı politikalar üretmek ve ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlamak üzere, özerk bir “Yolsuzlukla Mücadele Kurulu” oluşturulmalıdır.

Denetim bulgularının, sonuç ve önerilerinin örtbas edilmesini önlemek amacıyla, gerekli yasal düzenleme yapılmalıdır. Kamu kaynaklarının istismarı ile  her türlü yolsuzluk ve usulsüzlüklerin ortaya çıkartılmasında yardımcı olanların ödüllendirilmesi ve ihbarda bulunanların korunmasına yönelik yasal  düzenleme de  yapılmalıdır.

Ahlaki kirlilik ve yolsuzlukla mücadelede başarı sağlamak, milletimizin devletine olan güvenini tesis etmek ve toplum bilincinin oluşumunu temin etmek amacıyla “Kamu Denetçiliği (Ombudsman)” sistemi oluşturulmalıdır.

Çocuklarımızın eğitimlerine ilişkin müfredat programlarında; temel hak ve özgürlükleri, yasalar karşısındaki sorumlulukları, topluma zarar vermeyecek hal ve hareketleri, kamu malına en az kendi malı kadar önem vermeleri hususlar yer almalıdır.

Yolsuzluk yapan kamu görevlilerine, tüketiciyi aldatanlara ve vergisini vermeyenlere ağır cezalar getirilmesinin yanı sıra, bunların kamuoyuna duyurulması sağlanmalı, vatandaşa sunulan kamu hizmetlerindeki kalitesizliğin giderilebilmesi amacıyla da devlet yönetiminde “toplam kalite yönetimi” uygulanmalıdır.

Yolsuzlukla mücadeleden sorumlu olan kişi ve kurumların uzmanlığını artırmak ve görevlerini ifa etmeleri için gerekli olan bilgi ve beceriyle teçhiz etmek üzere eğitim ve uygun araçlar sağlanmalı, Kamu yönetiminde açıklık ve “hesap verme sorumluluğu” sistemi oluşturulmalıdır.

Peygamberimiz (a.s.), güzel ahlakı tamamlamak için geldiğini bildirmiştir. İslam, bireysel ve toplumsal olarak ahlaki ve hukuki ölçüler ve değerler ortaya koymuştur. Ahlaki değerlerde  bireysel ve toplumsal olarak uygulanmalıdır.

 Toplumdaki ahlaki değerlerin güçlendirilmesi için de devlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği yapılması sağlanmalı, okulda, dini mahallerde, iş hayatında, bürokraside ve medyada insanımıza, dürüstlük, temizlik, sorumluluk gibi erdemler, kazandırılmalı. “Nerden Buldun” yasası da hayata geçirilmelidir.