Yeşildal Çarşamba Pazarı’nda yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Bugün, Çarşamba Pazarı’nda, Cumhuriyet Halk Partisi örgütümüzle birlikte “İktidara Kırmızı Kart!” eylemimizi gerçekleştirmek için buluştuk. Bu eylem, halkımızın yaşadığı zor günlere karşı bir isyan, bir dirençtir. Bugün, bu iktidarın zulmüne ve halkı yok sayan politikalarına karşı birleşmiş bir ses olduk. Artık yeter! Bütün Türkiye halkı, bu adaletsizliğe, bu eşitsizliğe, bu vicdansızlığa karşı tepkisini yüksek sesle dile getirmek zorunda. Bugün burada toplandık çünkü bu iktidar, halkımızı açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve çaresizlikle terbiye etmekte ısrar ediyor. Çünkü bu iktidar, kendi çıkarlarını halkın refahının önüne koyuyor ve halkı umutsuzluğa sürüklüyor”
Evdeki tencereler kaynamıyorsa sorumlusu belli
Yeşildal açıklamasına şu sözlerle devam etti, “Kadınlardan, emekçilere, emeklilerden gençlere kadar her kesim bu iktidarın politikalarından büyük zarar görmekte. Bugün burada, her birimizin yaşadığı mağduriyetin, bu iktidarın uyguladığı politikalardan kaynaklandığını haykırıyoruz. Çünkü bu iktidar, halkı yalnızca sömürüyor, özgürlüklerimizi kısıtlıyor ve yaşadığımız her günü daha karanlık hale getiriyor.
Bugün burada toplandık çünkü bu iktidar, halkımızı açlıkla, yoksullukla, sefaletle ve çaresizlikle terbiye etmekte ısrar ediyor. Kendi çıkarlarını halkın refahının önüne koyan bu iktidar, halkı umutsuzluğa sürüklüyor.
Kadınları pazardan eli boş döndüren, kadın emeğini görmezden gelen iktidara kırmızı kart!
Kadınları her alanda yok sayan, kadın cinayetlerine göz yuman, kadın yoksulluğunu sürekli hale getiren bu iktidara karşı dur demeliyiz. Kadınların eşit haklara sahip olmasını engelleyen bu zihniyet kabul edilemez.
Emeklileri açlığa mahkum eden iktidara kırmızı kart!
Yıllarca çalışan emekliler, hak ettikleri yaşamı sürdüremiyor. Emekli maaşları sefalet seviyesine çekilmişken, geçim sıkıntısı çeken emekliler iş aramak zorunda kalıyor. Gençlerimizi geleceksiz bırakan iktidara kırmızı kart! İktidar, gençlerin umutlarını yok ediyor. Asgari ücretle hayata tutunmaya çalışan gençlerimiz, geleceksiz bir toplumda var olmaya çalışıyor. Bu iktidar, gençlere gereken desteği sunmuyor, onları kendi kaderine terk ediyor. Üreticiyi yok sayan, çiftçiyi ezip geçiren iktidara kırmızı kart! Tarım sektörü ve çiftçilerimiz zor durumda. Üreticinin emeği karşılıksız kalıyor, gübre fiyatları ve düşük alım fiyatları çiftçimizi mağdur ediyor. Bu, tüm ülkenin geleceği için bir tehdittir. Çalışanları yoksulluğa mahkum eden iktidara kırmızı kart! Asgari ücretle geçinemeyen işçiler, açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyor. Çalışanların hakları bu iktidar tarafından göz ardı ediliyor, yaşam standartları ise her geçen gün daha da kötüleşiyor. Aileleri açlık ve sefaletle yüzleştiren iktidara kırmızı kart! Bu iktidar, halkı açlıkla terbiye ediyor. "En az 3 çocuk yapın!" diyerek açlık ve sefalet ücretini ailelere dayatıyor. Aileler, hem geçim sıkıntısı çekiyor hem de çocuklarının geleceğini kaybetmemek için uğraşıyor.Toplumun her kesimini yok sayan, halkı çaresizliğe mahkum eden iktidara kırmızı kart! Kadınlardan emekçilere, çiftçilerden gençlere kadar herkesin yaşadığı sorunlara duyarsız kalan bu iktidar, halkın karşısında bir düşman haline gelmiştir. Her geçen gün artan yoksulluk ve derinleşen adaletsizlik, bu iktidarın eseridir. Bugün burada bir kez daha söylüyoruz: Yeter artık! Bu zulme karşı duruyoruz. Bu adaletsizliğe karşı sesimizi yükseltiyoruz. İktidarın halkı yok sayan, adaletsizliğe dayalı politikalarına karşı hep birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınları pazardan eli boş döndüren, emeklileri açlığa mahkum eden, gençlerimizin umutlarını çalan, çiftçileri yok sayan bu iktidara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınların emeğiyle alın teriyle kurduğu sofralar, iktidarın yanlış politikaları nedeniyle giderek boş kalıyor. Pazar yerlerinde fileler eskiden umut ve bereketle dolarken, artık fiyatlar karşısında eli boş dönen kadınların çaresizliğiyle karşı karşıyayız. Ekonomik kriz, ev ekonomisinin yükünü sırtlayan kadınları derinden etkiliyor; bir kilo domates, bir litre süt bile lüks hale geldi. Bu tablo, iktidarın ekonomik yönetimdeki başarısızlığının açık bir göstergesidir.
Bugün kadınlar, çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için fedakarlıklarının sınırlarını zorluyor. Ancak tek başına çaba yetmiyor; pazardan eli boş dönen kadınlar sadece evlerine değil, yarınlarına da umutsuzluk taşıyor. İktidarın, yanlış ekonomik politikalarıyla toplumu adeta yoksulluğa mahkum etmesine karşı, kadınlar artık kırmızı kartını gösteriyor.
Evdeki tencereler kaynamıyorsa, sorumlusu bellidir. Kadınları ekonomik krizin yükü altında ezdiren bu düzene karşı hep birlikte ses çıkarmak, adil ve refah içinde bir Türkiye'yi kurmak için mücadele etmek zorundayız. Çünkü kadınların eli boş döndüğü bir ülkede, herkesin geleceği tehdit altındadır. Bu sadece bir başlangıçtır. Halkın, kadınların, emeklilerin, işçilerin, gençlerin haklarını savunmaya ve bu iktidarın zulmüne son vermek için mücadele etmeye devam edeceğiz”