Yer açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Genelde ve yerelde günceli, gündemi takip ettiğimizde iki yönlü, iki akışlı ancak tek sonuçlu bir durumla çok net olarak karşı karşıya kalmaktayız. Bu iki yönlü akışta bir tarafta ülkeyi merkezi anlamda yöneten iktidar. Diğer tarafta ise 22 yıldır kesintisiz bu iktidarca yönetilen insanlarımızı ve yaşadıkları hayatı görmekteyiz. Yazılı, görsel ve sanal medyayı, sosyal mecraları takip ettiğimizde iktidar ve şürekası tarafında her şey toz pembe, sıfır sıkıntı, problemsiz günler, kendi yaşamlarında lale devri ve geleceğe dair uçan bir Türkiye ve tüm dünyanın hayranlıkla izlediği, kıskandığı bir ülkeyiz. Sokağa indiğimizde, meslek grupların yanına gittiğimizde, çarşı, pazar, arka sokalar ve kenar mahallelere, parklara, kahvelere girdiğimizde ise diğer ikinci yön ve akışın acı görüntüsü ve sonuçlarıyla karşılaşıyoruz” 

Gerçekleri görmezden geliyorlar

Yer şöyle devam etti, “Feryat eden asgari ücretli, artık konuşmaya mecali kalmamış, sesi kısılmış emekli, yaptığı işten bin bir pişman üretici, köylü, geçmişini yaşayamamış geleceğini unutmuş bir gençlik, eğitim sisteminin mağdur ettiği öğrenciler, onurları ve canları silahın, bıçağın ucunda olan kadınlarımız, sokaklarda belirli saatlerden sonra güvensizliği günün her saati hisseden insanlarımız. O kadar çok örneklendirilecek kesim var ki inanın saymakla bitmez.  Bu noktada ilk bahsettiğimiz iktidar ve şürekası ikinci bahsettiğimiz ve asli değerimiz milletimizin tüm sıkıntı ve dertlerini aslında çok çok iyi biliyorlar. Ancak mevcut iktidar ve sürdürmek istedikleri yaşam seviyesinden dolayı gerçeklerden kaçıyorlar, görmezden geliyorlar, yerine göre de inkâr ediyorlar. İnsanlarımızın yüzlerine bakacak yüzleri olmadığından sanal gündemler, yapay sorunlar ya da tozpembe vaatler ile siyaset yaptıklarını iddia edip kendilerini ve insanımızı kandırmaya çalışmaya ısrar ile devam ediyorlar”

Bir kez üreticinin yanına gitmişlikleri yok

Gözlemlerinden de bahseden Yer, “Gözlemlerimizde bir kez üreticinin yanına gitmişlikleri yok, bir kez çarşı, pazar gezmişlikleri yok, bir kez kenar mahallede kapısının önünde mutfağı yangın yeri, çocuğunun beslenme sepeti boş kadınların, anne, babasından harçlık isteyemeyen gençlerin yanına gitmişlikleri yok.  Kendileri tüm gerçekliklere aykırı indirme, bindirme mizansen görüntülerle kurgu ortamlarla siyaset yaptıklarını sanmaya devam ediyorlar. Buradan çağrımız bu arkadaşlara Ticaret Borsası’na ya da yakın köylerde harmanını kaldıran, hasadını yapan çiftçimize bir uğrayın, bakalım ne cevap alacaksınız,  Hamamyolu’nda oturan emeklilere bir sorun bakalım, ne cevap alacaksınız, Adalarda gençlere bir sorun bakalım, ne cevap alacaksınız? Ya da muhataplık çerçevesinde bize bir sorun bakalım.  

Yer açıklamasına şu sorularla devam etti; 

Yandaşınızın bu şehre çökmek için hazırladığı altın madeni projesi ve katledilecek doğamız sorumuza ne cevap vereceksiniz?

Çevre bakanlığınızda bekleyen Kurtuluş Kapalı Pazar Yerinin konusunu niye çözmüyorsunuz sorumuza ne cevap vereceksiniz?

Eskişehir’in proje dışına itildiği Antalya hızlı tren konusuna ne cevap vereceksiniz? Ölümsüz aşklar gibi bitmeyen onlarca insanımızın öldüğü, yaralandığı ilçe yollarıyla ilgili ne cevap vereceksiniz? 

Kamu kurumlarına liyakatsızce doldurduğunuz yandaşlarınızla ilgili ne cevap vereceksiniz?

Seçim meydanında söz verdiğiniz kul hakkı olan mülakatı niye kaldırmadığınıza, Atatürksüz ve Türksüz yeni müfredat programınıza ne cevap vereceksiniz? 

Öğretmenliği bitirme üzerine kurgulanan öğretmenlik meslek kanunuyla ilgili ne cevap vereceksiniz?

Evet beyler öyle alan dışı gündem dışı, sanal konuları değil sorduğumuz soruları konuşun. Yüreğiniz yetiyorsa zamları, maaş artışlarını konuşun, ekonomi tıkır tıkır mı yoksa bizim Yukarı Mahalle tabiriyle sapır sapır mı gidiyor bunu cevaplayın…

Muhabir: Hatice Esin Kırnalı