Yalaz açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Dünden bugüne ne değişti ülkemizde? Bugün 3 Kasım. AKP karanlığı tam 22 yıl önce 3 Kasım 2002’de başladı. Tarih bugünü Türkiye Cumhuriyetinin buhran dönemi olarak yazacaktır. Her şeyden önce 22 yıllık yorgun, bıkkın ve bitik öylesine basiretsiz öylesine beceriksiz bir iktidar var ki, yurttaşlarımızın can güvenliği dahi koruma altında değil… Yenidoğan çetesi isimli bir olayı kanımız donarcasına öğrendik. Bu çetenin tüm üyelerinin ne hikmetse MİT başkanı da dahil olmak üzere iktidar mensuplarının hemen hepsiyle fotoğraflarını gördük. Bu çeteyi ve yaptıklarını görünce tüylerimiz ürperdi; bu hadise her şeyden önce ülkemizin vicdan kanamasıdır! Unutulup gidecek bir şey olamaz! Yazık değil mi o bebeklere? Yazık değil mi o ailelere? Ben bugün bir yurttaş olarak bu hadiseden bahsederken dahi kanım donuyor… Ancak iktidar kanadında en ufak bir istifa dahi yok, yazıklar olsun! Gelelim geçen haftalarda yaşadığımız diğer olaylara; MHP Genel Başkanının, toplumumuzun her kesimini şok eden bir açıklaması oldu. Terörist başını Gazi Meclise getirmeyi dahi düşünmeleri son derece sarsıcı bir vakadır! Kabul edilemez. Üstelik bu açıklamanın biraz ardından Türkiye’nin en büyük ilçesine, Esenyurt’a kayyum atandı. Seçilmiş belediye başkanı tutuklandı. Esenyurt’ta, İstanbul’da halkımızın iradesine darbe vuruldu! Sebep olarak da Belediye Başkanımızın terörü desteklediğini öne sürdüler. Akademinin devlet bünyesinde hemen her kademesinde gerek rektör yardımcısı gerekse dekan olarak görev yapmış bir bilim insanını, altı ay önce seçilebilir diye temiz kâğıtı verdikleri bir belediye başkanını terörist olmak ile suçluyorlar. Bu adam teröristse ve üstelik 10 yıldan beri takip ediyorsanız, bugüne kadar, seçilmesine kadar neyi beklediniz? İktidar gene yurttaşlarımızın akıllarıyla alay ediyor… Seçimle gelen seçimle gider, kurduğunuz kirli oyunların bir parçası olmayacağız! Bunun olası sonuçları son derece korkutucudur. Savcılık makamı suç isnadında bulunmakta tam bir serbestiye sahiptir. Yani herhangi birisine herhangi bir suç isnadı ile dilediğince soruşturma yapabilir. Yani herhangi bir belediye başkanı yine terör suçlamasıyla soruşturmaya maruz kalabilir. Bu durumda iktidarın istediği belediyeye kayyum ataması durumu söz konusu olabilecektir. Oysa aslolan masumiyet karinesidir. Ceza verilinceye ve karar kesinleşinceye kadar herkesin masum olduğu ilkesi hukukun temel ilkelerindendir.
İç karartıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz
Yalaz açıklamasına şöyle devam etti, “Esenyurt belediye başkanımızın yanında olduğumuzu ve bu milli irade gaspına karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyorum. Bugün açıklanan hukuk üstünlüğü endeksinde 142 ülke arasında kaçıncıyız, biliyor musunuz? 117 Nisan evet 117. Sıradayız. Dengimiz olan ülkelere baktığımızda çok daha iç karartıcı bir tabloyla karşılaşıyoruz… Gazi’nin muassır medeniyetler seviyesine gelecek dediği güzel yurdumuzun dengi olan ülkeler; Mozambik, Zimbabwe… Bu minvalde ben ülkemizde yapılan araştırmalarda yargıya güvenin cumhuriyet tarihinin en düşük seviyelerinde olduğunu da yeri gelmişken vurgulamak isterim. Kul hakkı yemekten çekinmeyen bu iktidar yargıyı siyasi silah olarak kullandıkça bu güven oranı düşmeye devam edecektir. İşte AKP budur, erken seçim bugün ülkemiz için mecburiyettir. Bu bozuk düzeni, bu ucube sistemi de iktidar ile birlikte göndereceğiz! AKP ikinci parti konumundadır. Meşruiyetini de ülke sorunlarını çözme iradesini de kaybetmiştir. Tüm dünya da hiçbir ülkenin ciddiye almadığı bir ülke konumuna geriletmiştir ülkemizi. Toplumdan yükselen çığlığa, sefalete ve açlığa kulak vermeli ve bir an önce sandığı halkın önüne koymalıdır”