Ulucan açıklamasına şöyle devam etti, “Daha geçtiğimiz hafta konuyla ilgili bir basın açıklaması düzenleyip, hükümeti gayrı milli politikalarından vazgeçmeye çağırmış, sığınmacıların derhal geldikleri gibi gönderilmelerini istemiştik.

Belli ki milliyetçi olan her söz, AKP iktidarının ve küçük ortaklarının bir kulağından girip, öbür kulağından çıkıyor.

Yaptığımız basın açıklamasının mürekkebi bile kurumadan AKP hükümeti, gaflet ve dalalet sınırlarını zorlayan akıl almaz bir karar daha aldı.

Hükümetin Resmi Gazete'de yayımladığı yeni yönetmelikle, Türkiye'ye gelen sığınmacıların çalışma izni muafiyeti 6 aydan 3 yıla kadar uzatıldı.

Mevzubahis kararın zaten işsizlik cenderesinde sıkılan Türk çocuklarının, kalan son iş bulma umutlarını da suya düşürdüğü açıktır. Bu karar açıkça göstermektedir ki AKP iktidarı Emperyalist – Siyonist kesimlerin Türkiye’yi Türksüzleştirme politikasına hız kesmeden devam etmek niyetindedir.

Bu karar açıkça göstermektedir ki AKP iktidarı sığınmacıları Türkiye’ye yerleştirmek, Türkleri ise memleketten uzaklaştırmak niyetindedir”

Tüyü  bitmemiş yetimin hakkı AK zenginlere peşkeş çekilmektedir

Ulucan açıklamasına şöyle devam etti, “Yapılması gereken sığınmacıların çalışma izinlerini derhal kaldırmaktır. Hükümet çalışma izinlerini kaldırmayı geçtik, daha da uzatarak, Türk gençlerini açlığa mahkumetmektedir. 

Türkiyede AKP’nin izni ve onayıyla çalışan her bir sığınmacı, namusuyla ve alın teriyle geçinmeye çalışan bir Türk ailesinin ocağını söndürmektedir.

Gaflet ve dalalet sınırlarını zorlayan bir diğer adım da yeni bir açılım sürecinin Türk Milleti’ne dayatılmaya çalışılmasıdır.

AKP Genel Başkanı’nın yeniden Cumhurbaşkanlığının önünü açmak için yeni anayasa girişimlerine girenlerin, daha dün kapatılsın dedikleri DEM Partisi’nin önünde esas duruşa geçtiklerini şaşkınlık ve ibretle takip ediyoruz.

Hele bir de teröristlere, bebek katillerine seslenerek terörün bitirilmesi için çağrılarda bulunmak tarihe geçecek bir utanç vesilesidir.
Milletimiz açlık ve sefaletin pençesinde kıvranmaktadır.

Hemen her gün vergi ve harç adı altında Türk Milleti’ne haraçlar salınmakta, tüyü bitmemiş yetimin hakkı, AK zenginlere peşkeş çekilmektedir.

Meclis kürsüsünden bebek katili bölücü başına seslenenler şunu unutmasınlar; kirli pazarlıklarla belki şahsi ikballerini kurtarabilirler. Belki sıcak koltuklarını koruyabilirler. Ancak terörist örgütlerle, uyuşturucu kaçakçılarıyla kirli pazarlıklar yapılarak terör bitirilemez. Bilakis teröristbaşıyla muhatap olmak demek, terör örgütlerini meşrulaştırmak yolunda atılmış bir adımdır.

Bütün bunlar ortadayken “Yeni Anayasa” maskesi altına gizlenip, şahsi menfaatleriyle emperyalistlerin, uyuşturucu çetelerinin, terör örgütlerinin kirli emellerini tevhit edenler şunu unutmasınlar:

Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne kasteden, ihanet sürecine zemin döşeyen dede korkut hikayelerini okuyanlar bilirler,ne kadar “Tepegöz” varsa hepsini yerle yeksan edeceğiz! Türk milletinin şanlı tarihini hiçe sayıp kendince rüya görüp hayal kuranları o rüyalarında yok edeceğiz…  Bunun da böyle bilinmesini isterim.

Sözlerimi nihayetlendirirken, Türk Milleti’nin yegane umudu olan İYİ Partimizin yolbaşçısıve Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun şu sözlerini tekrarlamak istiyorum:

Terör örgütünü devlet tasfiye eder.

Terörün bittiğini de devlet ilan eder!

Teröristbaşından hüküm bekleyene devlet değil, gaflet ve dalalet denir”

Muhabir: Hatice Esin Kırnalı