“Liderimiz Sayın Müsavat Dervişoğlu’na yönelik tehdit edenlere karşı hiç bir işlem yapılmamış olması, milletin oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarına yapılan uygulamalar, CHP Gençlik Kolları Başkanına karşı yapılan gözaltı süreci, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın gözaltına alınması  ve Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, ifade ve siyaset özgürlüğüne yönelik ciddi bir saldırıdır” dedi. 

Ulucan açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “İfade özgürlüğü, demokrasinin ve insan haklarının temel taşlarından biridir. Her birey, düşüncelerini özgürce ifade edebilme hakkına sahiptir ve bu hak, yalnızca bir insan hakkı değil, aynı zamanda bir toplumun gelişimi ve ilerlemesi için vazgeçilmezdir. Son dönemde, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik artan baskılar ve sansür uygulamaları, hepimizi derin bir endişeye sevk etmektedir. Medyanın susturulması, eleştirel düşüncenin engellenmesi ve halkın bilgiye erişiminin kısıtlanması, özgür bir toplumun ruhuna aykırıdır. Unutulmamalıdır ki özgürlüğü, sadece popüler ya da herkesin hemfikir olduğu görüşler için değil, aynı zamanda farklı, eleştirel ve muhalif görüşler için de geçerlidir. Basın ve medya, toplumun vicdanıdır. Gazetecilerin özgürce çalışabilmesi, vatandaşların doğru ve tarafsız bilgi alabilmesi için gereklidir.

Bu bağlamda, ifade özgürlüğünü kısıtlayan her türlü girişimin karşısında olduğumuzu ve bu hakka sahip çıkmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Halkın sesi olan medya susturulamaz, eleştirel düşünce bastırılamaz. Tüm yetkilileri, anayasal güvence altındaki ifade özgürlüğüne saygı göstermeye ve bu özgürlüğü koruma sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz”

Biz hiçbir kişiyi özel olarak savunmuyoruz

Ulucan açıklamasına şöyle devam etti, “Türkiye’nin demokratik değerlerini korumak için tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşlarını ve vatandaşlarımızı bu tür baskılara karşı ortak bir duruş sergilemeye davet ediyoruz. Son dönemde yaşanan olaylar, demokrasiye ve hukuk devleti ilkelerine zarar veren bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Genel başkanımız, liderimiz Sayın Müsavat Dervişoğlu’na yönelik tehditler, tehdit edenlere karşı hiç bir işlem yapılmamış olması, milletin oylarıyla seçilmiş belediye başkanlarına yapılan uygulamalar, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları Başkanına karşı yapılan gözaltı süreci, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın gözaltına alınması  ve Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması, ifade ve siyaset özgürlüğüne yönelik ciddi bir saldırıdır.

Bu tür baskı ve yıldırma girişimleri, demokratik bir toplumda asla kabul edilemez. Şiddet ve tehdit, demokratik diyalogun yerini alamaz. Türkiye, herkesin görüşlerini özgürce ifade edebildiği, siyasi faaliyetlerini güven içinde yürütebildiği bir hukuk devleti olmalıdır.

Biz hiçbir kişiyi özel olarak savunmuyoruz. Biz hukuk devleti ve demokrasiyi savunuyoruz! Şiddete, baskıya ve hukuksuzluğa karşı birlikteyiz. İfade özgürlüğü engellenemez! Demokrasi, özgür düşünce ile güçlenir. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet! yaşasın büyük Türk Milleti” 

Muhabir: Hatice Esin Kırnalı