Ulucan, 9 Eylül 2024 Pazartesi günü başlayacak olan yeni eğitim öğretim yılının öğretmenlere, öğrencilere ve velilere hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başladı. Ancak, eğitim sisteminde birikmiş sorunların yeni öğretim yılında da devam ettiğini vurguladı. "Yalnızca okul kitaplarının ücretsiz dağıtılması, eğitimdeki problemleri göz ardı edeceğimiz anlamına gelmemelidir" diyen Ulucan, müfredat değişikliklerinin öğretmenlerin görüşleri alınmadan yapılmasını eleştirdi. 
Eğitim programlarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Ulucan, Milli Eğitim Bakanlığı’nın liyakatten uzak, eğitim alanında uzman olmayan kişilere teslim edilmesinin sorunların kaynağı olduğunu ifade etti.

Okullar fiziksel olarak hazır değil

Ulucan, okulların fiziksel altyapısındaki yetersizliklere de dikkat çekti. Bazı okulların binalarının henüz hazır olmadığını belirten Ulucan, inşaatı bitmeyen Yunusemre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin öğrencilerinin farklı okullarda eğitim görmeye devam edeceğini söyledi. Aynı şekilde Sami Sipahi Ortaokulu'nun yaşadığı yer sıkıntısına da değinerek, bu durumun hem öğrenci hem de öğretmenler için olumsuz sonuçlar doğurduğunu vurguladı. "Sınıf mevcutları artarken, bazı öğretmenler ders saatlerinin azalmasıyla ek ders ücretlerini kaybetmektedir" dedi.

12 saat eğitim yapılan binalarda temizlik ne zaman yapılacak?
Ulucan şöyle devam etti, ‘Yine yıllardır binası yapılamayan ve en sonunda ilkokul ihtiyacı olmayan bir bölgeye yapılan 24 Kasım ilkokulu inşaat tamamlanmadığı için bu yıl da Gündüzalp  Ortaokulu’nun misafiri olacaktır… Daha  pek çok okul bu şekildedir. Sabah 7.30 akşam 19.30 arasında aralıksız 12 saat eğitim yapılan binalarda temizlik ne zaman yapılacak, bina yeni güne ne zaman hazırlanacaktır?’

Yaz saati uygulaması nedeniyle ilk ders karanlıkta işleniyor 

İkili eğitim sisteminde öğrencilerin yaşadığı zorluğu belirten Ulucan, “İkili eğitim başımızın belası olmaya devam etmektedir. Sabahçı olan 6 yaşındaki bir birinci sınıf öğrencisi 7:30 da başlayan dersi için ne zaman uyanacaktır? Yaz saati uygulaması nedeniyle gün ağarmadan   bir saat evvel evden çıkan yavrularımız ilk derslerini karanlıkta yapmaktadır. Bu derslerdeki verimi gelin siz düşünün. Yine ikili eğitim yapan okullarda öğleci grup 19.30 gibi okuldan çıkmakta neredeyse gecenin ilerleyen saatlerinde evlerine varmaktadır. Derhal ikili eğitime son verilmeli, öğrencilerimiz için gün ışığında eğitim alabilecekleri saatler içerisin eğitim almaları sağlanmalıdır” dedi.

Servis ücretleri 2 bin liradan başlıyor

Servis ücretleri konusuna da değinen Ulucan, “Öğrenci velileri kara kara düşünüyor. Servis ücretleri 2000 liradan başlıyor. Hele bir de birden fazla okuyanınız varsa vay halinize… kılık kıyafet de ona keza… AKP’lilere sesleniyoruz; Hamamyolu’nda   bir gezin ve okul kıyafetlerinin fiyatlarına bir göz gezdirin. Tabi cesaretiniz varsa. İlkokula başlayan bir öğrenci için pantolon, uzun ve kısa kollu okul kıyafeti, poları, ayakkabısı vs. 5000 lira tutuyor. Hatta özele indirgemek gerekirse 6-8 yaş kısa kollu orta halli bir okul kıyafeti en düşük 560 lira. Allah dar gelirli velilerimiz yardımcısı olsun. Bunun yanında kırtasiye ürünleri de enflasyondan nasibini aldı. Bir de durumu fırsata çeviren kırtasiye simsarları var” dedi. 

Milli Eğitim’den okullara ödenek gelmiyor

Ulucan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara yeterli ödenek sağlamadığını ve bu nedenle okul yöneticilerinin velilerden bağış talep etmek zorunda kaldığını ifade ederek, “Siyasi erkten aldıkları destekle her telde oynanan bu cambazlar sadece okul ihtiyaçları satan kırtasiyeci esnafının da ekmeği ile oynuyorlar. Bu da işin trajikomik diğer yüzü. Biliyoruz ki Milli Eğitim velilerinizi kırmadan incitmeden bağış alın çünkü devlette para yok diyor. Doğru Milli Eğitim’den okullara ödenek gelmiyor. Okul idarecileri de ne yapsın tüm mücadelesi çocuğunu okutabilmek olan velilerin yardımına ihtiyaç duyuyorlar. Bazı okul müdürleri durumu anlatıp bağış miktarını velinin bütçesine bırakırken bazı okul müdürleri ise tam bir işletme mantığı ile afaki rakamlar isteyip pazarlık ortamı oluşturuyorlar. Ne hikmetse bu tip okul idarecileri için Bakanlık hiçbir yaptırımda bulunmuyor belki de bulunamıyor. Liyakatin göz ardı edildiği,  yandaşlığın geçer akçe olduğu günümüzde bunu çok görmemek lazım. Anlayacağınız ağlanacak halimize gülüyoruz. 

Ne fatih projesi kaldı, Ne süt ne de kuru üzüm, 22 yılda şahsım hükümetin de eğitimin geldiği nokta ortadadır” dedi.

Muhabir: Fatih Arduç