Süllü, “Ne yazık ki, bu yıl da 25 Kasım, kadınların ve kız çocuklarının katliam ve istismarın objesi haline getirilmesiyle gündeme geliyor” dedi. Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yer aldığını vurgulayan Süllü, “Bu şiddet, toplumsal, hukuki, ekonomik, geleneksel, siyasal ve eğitimsel yapılar içinde kadını erkeğe bağımlı kılan ayrımcı mekanizmalardan ayrı düşünülemez” ifadelerini kullandı. AKP iktidarının 22 yıllık politikalarının, şiddeti besleyen dinamikleri derinleştirdiğini söyledi. Süllü, iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini reddeden yaklaşımını sert bir şekilde eleştirerek şunları söyledi, “Kadın bedeni üzerinden ayrıştırıcı nefret söylemleri ve derinleşen yoksulluk, kadına yönelik şiddeti artırmaktadır. AKP’nin kadınları birey olarak değil, eş-anne-aile düzleminde konumlandıran politikaları, kadınları güvencesiz bırakıyor.”
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kadınları savunmasız bıraktı
İktidarın, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz bir şekilde çekilmesini eleştiren Süllü, 6284 sayılı kanunun da etkin uygulanmadığını belirtti. “Bu politikalar, kadınların korunmasız kalmasına neden oldu” diyen Süllü, AKP’nin kadın haklarıyla değil, kadın hak savunucularıyla mücadele ettiğini ifade etti.
CHP iktidarında kadınlar için güvenceli bir gelecek
Süllü, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadınları güçlendirecek politikalarını şöyle açıkladı, “CHP iktidarında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme yapacağız. Kadını ekonomik ve toplumsal alanda güçlendirecek politikalar üreterek İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar hayata geçireceğiz. 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmasını sağlayarak kadına yönelik şiddeti önleyeceğiz”
Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın
Cumhuriyet Halk Partisi kadın milletvekilleri ve örgütleri olarak, kadınların ve çocukların haklarını savunmaktan asla vazgeçmeyeceklerini ifade eden Süllü, “Tüm farklılıklarıyla barışık, toplumsal huzur ve refahın olduğu bir Türkiye’yi vatandaşlarımızla birlikte inşa edeceğiz. Umudumuzu asla yitirmeyeceğiz!” dedi.