Akşehir Belediye Başkanı Sayın Dr. Ahmet Nuri Köksal, bir okul müdürünün, sosyal medya üzerinden "Suriyeliler memleketlerine dönüyorsa, Selanikliler de dönsün" şeklindeki ifadelerini sert bir dille kınadı.

 Ayrıca Başkan Sayın Köksal, “Selanikliler dediğiniz insanlar, Balkanlar'dan göç eden öz Türk çocuklarıdır. Eğer Selanikli bir Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı, bugün Anadolu’da hür ve bağımsız bir Türk yurdu olmazdı. Bu vatan sahipsiz değildir!" diyerek tepki gösterdi.

Ülkemizde yapılan bazı toplantı ve törenlerde, yapılan saygı duruşunda, Büyük Önde Atatürk’e yer verilmemesi bazı olumsuz sözler, aklıselim vatandaşlarımızı üzmektedir.

Kim ne düşünürse düşünsün Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, yalnız Türk Milletinin değil, 20.yüzyılın dünya lideridir.

Rhode Island'daki Brown Üniversitesi'nde, "Emeritus Professor-Onursal Profesör  Arnold Ludwig’  in,  18 yıl süren, "Liderliğin Doğası"  çalışmasında, 1900-2000 yılları arasında yaşayan, 200 farklı ülkeden, 1941 lideri araştırmış. Ludwig bu amaçla "Politik Büyüklük Ölçeği" adını verdiği, puanlamaya dayalı bir ölçek geliştirmiş. Ayrıntılı bilgiye ulaşabildiği Roosevelt'ten, Churchill'e, Mao'dan Fidel Castro'ya, uzayan listedeki 377 lider arasında en yüksek puanı, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk almıştı.

Atatürk’ü 20. Yüzyılın, en önemli dünya lideri olarak ilan eden, liderler sıralama araştırması, dünya çapında, bugüne kadar yapılmış, en kapsamlı çalışmadır.Ne yazık ki  kendi değerlerimize,  tam olarak sahip çıkamıyoruz ama Atatürk gibi değerlerimizin, büyüklüğünü ortaya koymak ve dünyaya tanıtmak da  yabancılara düşüyor.

Dâhi lider Mustafa Kemal Atatürk'ün, değeri zamanla azalmıyor; bilakis, kendi çağını aşan, siyasî vizyonu, günümüz politikasına, ışık tutmaya devam ediyor. Az zamanda, çok ve büyük işler başaran Atatürk hakkında,  dünyada, yüzlerce makale ve onlarca kitap yazıldı.

 Atatürk’le ilgili, dünyada gelişmeler, böyle iken, bazı kendini bilmez, kişi/kişiler  Büyük Önder Atatürk hakkında hak etmediği söylemde bulunuyorlar. Onun fikir ve düşüncelerini, özellikle de ilkelerini yok etmek için gayret gösteriyorlar.

 Oysa Atatürk gerçeğin adamıdır. Nerde ne yaptı, neye karar verdi ise daima en iyisini yapmış, en hayırlısına da karar vermiştir. Atatürkçülüğün,  ilkeleri de, birden bire ortaya çıkmadı. Bu ilkeler, tarihsel bir gelişim izledi ve Atatürk ideolojisi de zamanla oluştu.

Atatürk’ e göre, parlamento üyelerini, halk doğrudan doğruya ve hiçbir aracı olmadan kendisi seçecektir.  Üyelerin seçiminde aracılığı, ne devletin yürütme kurumu olan hükümet,  ne de partiler yapabilir. Çünkü halk, değer verdiği ve kendisinden de hizmet beklediği kişileri, bizzat kendisi seçecektir. Bugün öyle mi?

  Yıllarca Atatürk, hep gündemde oldu. Her başı sıkışan da, ona inanmadığı halde, kalkan yaptı. Gerçek anlamda yorumlayan, çok az insan oldu. Çünkü Atatürk’ün, fikir ve düşüncelerini yorumlarken, nesnel, gerçekçi ve bilimsel olmak gerekirdi.

 Atatürk, milliyetçi bir insandı. Ancak, O’nun milliyetçi düşüncesinde, ırkçı,  ümmetçi,  kafatasçı gibi kavramlara, yer yoktu. Bilakis, O’nun düşüncelerinde, Türk halkını birleştirici, bütünleştirici, bilimsel, akılcı ve gerçekçi kavramlara yer vardı.

 Hayatı boyunca, ulusal ve uluslararası barıştan yana oldu. Tüm insanların, barış, huzur ve refah içinde yaşamasını istedi.  “Yurtta barış, dünyada barış “ özdeyişiyle de, bugünkü ve gelecek nesillere hedefi gösterdi.

 Atatürk, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, etkili, köklü devrimler yaptı. Bilimsel ve akılcı düşünceyi, devlete ve topluma egemen kıldı.

 Atatürk’ e göre, tam bağımsızlık, millet ve devlet olmanın olmazsa olmaz koşuludur. Nitekim Atatürk, “ tam bağımsızlık dendiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyet demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz “ demiştir.

Diğer taraftan, Atatürk, askerlikte, siyasette, inkılâpçılıkta ve fikri mücadelede, emsali nadir bir dehadır. Tarihin, büyük tanıdığı şahsiyetlerle mukayese yapıldığı zaman, bariz üstünlükleri göze çarpmaktadır. Çünkü o hem fikir, hem de hareket adamıdır.

Dünyada COVİD-19 ve açlık korkusuyla, Köy Enstitüleri de dünyanın, yeni umudu oldu. ABD, Hindistan, Venezuela, Kore, gibi 100’ün üzerinde ülke "Atatürk Modeli" diye tüketimden, üretim toplumuna geçiş için Köy enstitülerini örnek alan uygulamalara başladılar.

Yine  son  küresel ekonomik krizi ABD ve AB ülkeleri, Atatürk’ ün yöntemi ile çözdü. Yani Atatürk’ün, "mutedil devletçilik" politika ve stratejileri, tıpkı 1929’da olduğu gibi bugünkü de ekonomik krizlere çözüm oluyor

Türk halkı, Atatürk devrimlerini, titizlikle korumak, ödün vermemek, yaygınlaştırılması ve kökleşmesi için de, gayret ve çaba göstermek zorundadır. Çünkü onun devrimlerine, fikir ve düşüncelerine, dünden  daha çok bugün ve gelecekte de muhtacız.