Eğitim-Sen Eskişehir Şubesi’nde, Anadolu Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği bölümünün kapanmasına ilişkin basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya, Resim İş Öğretmenliği bölümünde görev yapan akademisyenler de katıldı.
Resim İş Öğretmenliği bölümünün, hem üniversiteye hem şehre sanatsal açıdan katkı sunduğunu söyleyen Eğitim Sen Eskişehir Şubesi TİS Hukuk Sekreteri Sayın Tuncer Çor, “Son 10 gündür, Anadolu Üniversitesi’nde 'En Son Babalar Duyar' TV dizisi gibi bir olay yaşanmakta, Resim İş Öğretmenliği bölümü bazı gerekçeler gösterilerek kapatılmak isteniyor” dedi.
Eğitim Sen Eskişehir Şubesi’nin, Anadolu Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği Bölümü’nün kapatılması kararına karşı çıkması üzerine Anadolu Üniversitesi Kurumsal İletişim Birimi tarafından, yazılı açıklama yaptı.
Yapılan açıklamada, “2023-2024 öğretim yılında Resim-İş Öğretmenliği Programında ilan edilen 62 kişilik kontenjana yetenek sınavı ile 37 öğrenci; 2022-2023 öğretim yılında ise 39 öğrenci kayıt yaptırmış, kontenjanlar doldurulamamıştır..” gerekçeleri ile yapılan hatalı uygulamaya sahip çıkmıştır.
Oysa Resim İş Öğretmenliği, tüm branş öğretmenlikleri kadar önemlidir. Çünkü resim dersi, bir ifade dersidir. Kişilik gelişmesine ve ruh sağlığına katkısı ise tartışılmaz. Ayrıca Türkçe dersi, kadar da önemlidir.
Adalet İlkokulu'nda, görevli olduğum yıllarda, Japon Halk Bilimcisi Matsuko Kojima sayesinde, "KUKİZAKİ DAİNİ SHOGAKKO "ve " TAKEZONE HİGASHİ ELEMANTARY SCHOOL" adlı iki kardeş okul edinmiş, Japon eğitim sistemini de yakından takip etme fırsatı bulmuştuk.
Resim Dersi, Japonya’da, en önemli derstir. Japonya’da okullarda, “RESİM” dersi olmazsa olmaz konumdadır. Çünkü Japon okullarında, “RESİM” ve “YAZI” önemli bir yer tutar. Japon insanının, eğitim düzeyini gösteren önemli bir göstergedir.
Japonya’da öğretmenler, öğrencilerin, yazılarına, yaptıkları resme ve fırça darbelerine bakarak kişilik, psikolojik ve ruhsal gelişimini izlerler. Kişinin yazısının ve fırça darbelerinin, bir ayna gibi kişisel yapısını yansıttığına da inanırlar. Yine Japonya’nın, her alandaki gelişmesinde, Resim Dersi’nin önemli payı vardır. Hatta resim ve yazı, Japonya’da kişilik gelişiminin motoru halindedir.
Ülkemizde çocuklarımız düşlerini, gözlem, izlenim, duygu, düşünce ve heyecanlarını, “RESİM” ve “FIÇA DARBELERİ” hatta “RENKLER” ile ifade ederler. Kendi kendilerini tanırlar. Gizli güç ve yeteneklerini keşfederler.
Resim dersi, bir takım temel becerileri kazandırmakla beraber, çocuklarda düşünce ve duyguyu da geliştirir. Düş kurmalarına da yardımcı olur. Düşler ise güzellikleri yaratmanın ilk adımıdır. Nitekim Dalai Lamai, “GÜZEL BİR BAHÇE DÜŞLENMEDEN, BAHÇE SAHİBİ OLUNAMAZ” demiştir.
Ayrıca çocuklarımızın, ilk ilgi alanı resimdir. Küçük yaşlarda, resim yaparak sorumluluk alırlar. Kendilerine güvenleri artar, yaptıklarından da büyük haz ve keyif alırlar. Yaşama daha da sıkı bağlanır.
Çocukluktan başlayarak insanın tüm yaşamı boyunca sağlıklı bir zihinsel ve fiziksel gelişime ihtiyacı vardır. Resim hem fiziksel hem de zihinsel olarak bunu destekler. Görsel hafızayı, etkiler, Problem çözme yeteneğini geliştirir. Motor becerilerini, özellikle el becerilerini geliştirir.
Resim yapmak, eleştirel düşünme yeteneği kazandırır. Stres, kaygı giderici olup yoğun stres ve kaygı gibi psikolojik sorunlarla daha kolay baş etmeye yardım eder. Zihinsel karmaşalardan, tasalara ve gerilimlere neden olan sorunlardan uzaklaştırır. Duygusal gelişmeyi sağlar.
İnsanda, iyimserliği ve umutlu olmayı besler. Resim yapan kişiler, kendine güven, çevreye ilgi ve gelecekten umutlu olmayı öğretir. Resimlere ilgi gösteren kişiler, kendisiyle ve toplumla barışık, pozitif bir kişiliği temsil ederler.
Anadolu Üniversitesinin temelini, 1958’de kurulan Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi oluşturur. 1982’de Anadolu Üniversitesine dönüştü, kısa zamanda yalnızca ülkemizin değil dünyanın en büyük üniversiteleri arasında da çağdaş, dinamik ve yenilikçi bir üniversite olarak yerini aldı. Güçlü bir mali yapıya da sahiptir.
Bu nedenle de Anadolu Üniversitesi’nin, “MEB tarafından yapılan Görsel Sanatlar Öğretmeni atama kontenjanları her geçen gün azalmakta, bu da Resim-İş öğretmenliği anabilim dallarının, kendi lisans programlarına, öğrencilerin farklı sanat dallarında yetiştirilmesine yönelik ders ve atölyeler eklemelerine yol açmaktadır. Bu da tek bir anabilim dalı bünyesinde, neredeyse bir Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bulunan 4-5 farklı lisans programının eğitiminin verilmesi gibi bir maliyet ve verimsizlik ortaya çıkmasına neden olmaktadır” gerekçesi, mazeret olarak kabul edilemez.
Ayrıca ülkemizde, insan ve iş gücü planlaması olsa, ülkemizin ihtiyacı kadar da üniversite açılsa, üniversitelerimizin ilgili bölümlerine de ülkemizin ihtiyacı kadar kontenjan sağlansa, bu tür problemler ortaya çıkar mı?