Özlem Ayrancı, genel seçim sürecinde hakkının yendiğini belirterek, “Benim vekillik hakkım elimden alındı. Evet bu beni çok üzüyor göz göre alındı hakkım ama bizi en çok yaralayan maalesef bu yaşananlara kapı açanlar sonucu bizim partimizin itibarinin yerlerde sürünüyor olması, oylarımızın kayıp olması, genel başkanımızın çok iyi niyetli çıkmış olduğu yolun maalesef böyle olur olmadık hiç akıl mantık almayacağı konularla kesilmesi bizi en çok yaralayan durum” dedi.
“Sorumlulardan bu durumun hesabı sorulmalı”
Ayrancı “Bu transfere, başlangıcına, akçeli işlerle birinci sıranın belirlendiği ile ilgili çok ciddi kamuoyunda şaibeler dolaşıyorken, bu soruların cevaplarının verilmesi ve buna sebep olanlardan bunun hesabının sorulması gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu soruların cevabını partililer, Eskişehir kamuoyu, seçmenimiz ve Türkiye’deki tüm İYİ Parti üyelerinin hak ettiğine inanıyorum. Nebi Hatipoğlu’nun bu tercihi sadece Eskişehir’i değil tüm Türkiye’yi yaralamıştır. Çünkü İYİ Parti AK Parti’nin politikalarının karşısında kurulmuş onların politikalarını yanlış bulduğu için kurulmuş bir partidir. Partimizin itibarının geri kazandırılması için buna sebep olan kim ya da kimlerse mutlak surette bunun hesabını vermesini ben genel merkezimden de tüm Türkiye’nin kamu vicdanında talep ediyorum” dedi.
“Benimle sahada olmadılar”
Özlem Ayrancı şöyle konuştu;
“Hakkımın yendiğini düşünüyorum. Çünkü partinin kurucu ilçe başkanı olarak, partinin kurulduğu günden beri ben partimizi iktidara taşımak için, partimizin oy oranını yükseltmek için elimden ne geliyorsa ardıma koymadan çalıştım. Bunu tüm partideki üye arkadaşlar ve Eskişehir kamuoyu da buna şahit. Ben önseçimden hiç hilesiz, şaibesiz bir şekilde alnımın ak sütü gibi helal olan oylarla ikinci sıraya geldim. Benim ikinci sıramın değişmesi için çok ciddi müdahaleler olduğunu biliyorum o süreçte. Seçim çalışmaları boyunca teşkilatın adayı olan ben, aday olmuş olmama rağmen, herkesin de yakından takip ettiği gibi mevcut yönetimden hiçbir arkadaş benimle birlikte sahada değillerdi. Bir iki arkadaşımızın dışında kimse yoktu. Biz kentte tek başımıza eşimle birlikte bu çalışmayı sürdürdük. Amma velakin o dönemin il başkanı olan Emine Edizgil’in il başkanlığı seçimini kazanmasında eşimin ve benim çok ciddi emeğimizin olduğunu kendileri de biliyor”
“Engel olanlar ortaya çıktı”
Ayrancı “Sonraki dönemde, ben birinci sıra adayken, bir önseçim kararının alınması ve Nebi Beyin parti gündemine gelmesi ve vekil adaylığının birinci sıra olduğu gündeme geldiği günden itibaren, maalesef biz yalnızlığa mahkûm edildik. Ben o yaşadığım yalnızlığı ve bana yaşatılanı hiçbir zaman unutmayacağım. Ben 9 aydır genel başkanımdan randevu talebim olmasına rağmen ısrarla genel merkezden bana randevu verdirttirilmiyor. Buna engel olanların da kimler olduğu da şu an ortaya çıkmış durumda” diye konuştu.
“Melih Bey benden 600 bin lira istedi”
Seçim çalışmalarında yalnız kaldığını ifade eden Ayrancı, “Nebi Bey’in birinci sıra vekil adayı olduğu gündeme geldiği zaman, ben zaten ikinci plana atıldım, atılmışım, atıldım da zaten. Biz bunu iliklerimize kadar yaşadık. Seçim bütçesi oluşturulsun diye yapılan toplantıda ikinci sıra vekil adayı olarak benden, Sözcü olarak seçilen Melih Aydın benden 600 bin lira bir bütçe istendi. Önseçimde bana yapılan yanlışlar ortadayken benim yalnızlığım ortadayken ve benim mücadeleme rağmen bana yapılan haksızlık ortadayken bu müsebbipleri de kaşımda oturuyorken ben o 600 Bin liralık bütçeyi onlara teslim etmek istemedim ve bunu da çık bir şekilde söyledim. Bana yapılan yanlışlar ortadayken kusura bakmayın ben böyle bir bütçeyi size teslim edemem, böyle de bir bütçem yok ben kendi bütçemi oluşturacak ve yönetecek kapasitedeyim zaten. Neyin karşılığında biz bu bütçeyi veriyoruz dediğimde giydirmeler, arabalar, ilçelerde iftar yemekleri, ilçelerdeki binaların giydirilmeleri gibi şeyler söylendi. Dedim ki ben ilçelerde böyle bir söz vermedim, ilçelerde ilçe başkanlarına böyle bir söz vermedim dedim. Anladığım kadarıyla Nebi Beyin böyle bir sözü var, dolayısıyla bu seçim bütçesini ki, parası çok olduğu için getirildiğini siz açık ve net bir şekilde ifade ederken, paranın kaynağı orası olduğunu göre ve birinci sıraya da Nebi Bey geldiğine göre ondan talep edin dedim. Ben buraya katkı sağlamam ben kendi bütçemi kendim yaparım dediğim andan itibaren ertesi gün partinin muhasibi olan Musa Yılmaz beni kenara çekti, ‘Özlem Hanım herkes kendi bütçesini kendisi yapsın, biz size seçimde çalışmalarınızda destek olamayacağız’ diyerek siz gidin ne haliniz varsa görüne getirdiler. Biz zaten yalnız başımıza yola çıktık, bizim zaten arkamızda kimse yok” ifadelerini kullandı.
“Afişlerde ben yoktum”
Özlem Ayrancı şöyle devam etti;
“Teşkilatın adayı dediniz ama şu an zaten teşkilat arkamızda yok, yolumuza bakarız dedim. Aradan iki gün geçti bir otele büyük afiş asıldı. Seçim büroları tutuldu, seçim bürolarına yapılan giydirmelerde benim fotoğrafım hiç yoktu. Fakat kamuoyundan gelen çok ciddi tepkinin sonucunda, basından olsun kamuoyundan olsun, yerel basındaki gazeteci arkadaşlarımızın yorum ve tepkileri neticesinde bu sefer çevirdiler işte altınız da fotoğrafının olduğu çalışmalarla giriyoruz dediler billboardlara. Örneklerine baktığımız zaman aslında beş kişiymiş benim resmim sonradan montelenmiş ve ben arka tarafta bırakılmışım. Dedim ki ben böyle bir billboard çalışmasını kabul etmiyorum, ben arka taraftayım buraya sonradan montelendiği belli oluyor zaten dedim. Çalışmayı neresi yapıyorsa orayı arayın dediler, kusura bakmayın ben aramam dedim, bunu düzenleyen tasarlayan sizsiniz. Onu iki kişinin afişini asmadan önce düşünecektiniz dedim. O tepkilerin neticesinde birkaç yere göstermelik altımızın da olduğu görseller asıldı. Emine Edizgil’in eşinin Odunpazarı’ndaki köfte restoranının camına sadece Nebi Hatipoğlu’nun giydirmesi yapılmıştı. İl başkanının eşi altı vekil adayının olduğu afişi oraya asmadı. Ben kendim çalışmalarımı yaptım ama yapılanlara üzüldüm. Hiçbir programımı il yapmadı. Nebi Bey’in programları özel ayrı olarak yapıldı.”