Ünlü yönetmen Çağan Irmak’ın ‘her zaman hayalimdi’ dediği Yaratılan dizisi son günlerde Netflix kullanıcıları ve diziyi izleme imkanı bulan tüm seyirciler için büyük beğeni topluyor.
‘Babam ve Oğlum’ (2005), Beyaz Melek (2007) ve Issız Adam (2008) filmleri ile ana akım sinemaya yaptığı işlerle tüm Türkiye’nin dram konusunda hassasiyetini incelikle işleyerek adını duyuran Çağan Irmak’tan bu kez korku/gerilim türünde Türkiye’de eşi olmayan bir yapım geldi.
Dizi, doktor olma hayaliyle ve bilime aşık olan (Taner Ölmez) Ziya’nın bilim uğruna yaşadığı bir dizi olayı konu ediniyor. Osmanlı döneminde işlenen kurgusal olayın temeli ise aslında hepimizin bildiği Dr. Frankenstein öyküsüne dayanıyor. Ziya, muhteşem zekasının verdiği kibir ile önce yaratıyor, sonra yarattığının yükü ağır gelince terk ediyor. İnsanlığın, bireyin gelişme aşamalarını anlatan bu dizi, hakkını vermeliyiz ki tek solukta bitebilecek kadar sürükleyici bir dramaturjiye sahip… Bir hikaye anlatıcısının kullanıldığı dizi yine bir anlatıcı tarafından son buluyor ve üzülerek söylemeliyiz ki dizinin ikinci sezonu gelmeyecek…. Çağan Irmak mini dizi olarak yapmayı tercih etmiş ve bir sezonda içindekileri dökmüş gibi görünüyor…
Her şeyden önce belirtmeliyiz ki çok kaliteli bir dizi çıkmış ortaya. Dizinin rengi fevkalade, tüm teknikler kusursuzca işlenmiş, her şey çok gerçekçi. Gerçekten Osmanlı dönemi İstanbul’unda olduğunuza inandırıyor sizi dizi. Kullanılan dil de tüm oyuncuların ağzına oturmuş, eğreti durmuyor. Kostüm, makyaj efektler… Paraya kıyılmış bir yapım olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Emek verilmiş ve inanılmış bir proje. Dizinin başından sonuna kadar ise bunları incelerken İhsan karakterinin ‘Yaratılan’ın çektiği acılar ile kendinizi özdeşleştirmeden duramıyor Çağan Irmak melankolisinden nasibinizi alıyorsunuz. Yaratan Ziya’nın yaratılan İhsan’ı hikayenin ortasında terk etmesi İhsan’ı dipsiz bir çukura atmaktan farksız olarak hayatın gerçekleri le yüzleştiriyor.
‘Hiçlikten geldim, hiçliğe giderim’
Dizide yaratılan rolündeki İhsan (Erkan Kolçak Köstendil) yaşadığı olaylar sonrasında kendi ile yüzleştiği bir soru ile karşılaşıyor. ‘Kimsin sen?’ yarı yolda bırakılmış İhsan’ın ise cevabı yüreğinize işliyor. Hiçlikten geldim hiçliğe giderim…
Acılar içinde yolunu arayan İhsan sevgi ile karşılaşıyor ve sevgisi intikam duygusunu ortaya çıkarıyor.
Dizinin tamamı boyunca insana dair tüm duyguları görüyor, işitiyor, duyuyorsunuz. Hatta çürük ceset kokusunu bile burnunuzda hissediyorsunuz. Çağan Irmak’ın başarılı yönetimi sayesinde 2023 kışını Osmanlı dönemi ayazında yaşar gibi üşüyorsunuz.
Dizinin hiç mi kötü yanı yok? Evet ufak bir eleştirimiz elbette var. Türk korku-gerilim türüne böyle bir bakış açısı getirdiği için başarılı bir iş olarak görsek de Çağan Irmak’ın insana dair tüm duyguları incelikle işleyebilmiş olmasından dolayı korkudan çok acıyı hissediyorsunuz. Kaybetmenin, terk edilmenin, yalnız kalmanın, ölümün, hastalığın… Tüm bu acılar yapımın fantastik boyutunu unutup içinizde hüzünlü bir parça bırakıyor. Her ne kadar gerçekliği yansıtmış olsa da fantastik yapımlarda bunca dramatik ögenin kullanılmaya çalışılması Türk sinema-dizi geleneğinin doğasında mevcut olduğu için oluyor diyerek her şeye rağmen Çağan Irmak’ı tebrik ediyoruz… Bizi uykumuzdan UYANdırdığı için…