Olay, 23 Nisan günü akşam saatlerinde Seyhan ilçesi Gülbahçesi Mahallesi’nde meydana geldi. Fatma Fıratokulu (26), oğlu Yusuf Arda (1,5) ve kızı Adasu (9) ile kız kardeşine bayramlaşmaya gitti. Fıratokulu, eve dönmek için oğluyla birlikte sokağa çıktığında husumetli iki grup arasında silahlı çatışma çıktı. Silahlardan birinden çıkan mermi, bebek arabasındaki Yusuf Arda’ya isabet etti. Yusuf Arda’nın yanı sıra çatışmada 7 kişi daha yaralandı. Çevredeki bir vatandaşın otomobiliyle hastaneye kaldırılan Yusuf Arda, kurtarılamadı. Diğer 7 yaralı ise sağlık ekiplerince farklı hastanelere götürülerek tedaviye alındı. Polis ekipleri, olaya karışan çok sayıda kişiyi gözaltına alıp, kaçan şüphelilerin yakalanması için de çalışma başlattı. Adana Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinin ardından yakınları tarafından alınan Yusuf Arda'nın cenazesi, Küçükoba Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Oğlunun mezarını ziyaret ettikten sonra eve dönen acılı anne Fatma Fıratokulu, “Yeğenimin doğum günüydü, ablamı ziyarete gittik. Eşim, misafir geleceğini söyleyince eve dönmek için çıktım. Bir motosikletli caddeden geçerken, kaldırımdaki başka bir motosikletliye ateş etti. Çocuklara baktığımda oğlum baygındı, ağzından kan geliyordu” şeklinde konuştu.

"Kucağımda can vermiş, haberim yok"

Oğlunun mezarına giderken, vurulduğu yerde kanını gördüğünü anlatan Fıratokulu, “Arkasında kuzeni vardı, oğlum onu kurtardı. Çok güzel bir çocuktu. Kucağımda can vermiş, haberim yok. Beyaz kazağım, oğlumun kanına büründü. Sıksak, bir kova kan çıkardı. Kazağımı da çöpe attım. Kızımı da giydirmiştim, o teyzesinde kaldı. Kızım da bizle gelse belki o da vurulacaktı. İki ciğer acısı yaşayacaktım. Artık ağlayamıyorum, gözlerim kurudu. Yasım bitsin, kaldırımdaki o çocuğu bulup, kendi ellerimle polise teslim edeceğim” diye konuştu.

"Nasıl yapacağız, nasıl dayanacağız"

Baba Mehmet Fıratokulu (38) ise olaya karışan şüphelilerin bir an önce yakalanmasını istediğini belirterek, “Acımız, ancak öyle dinecek. Her uyuduğumda çocuğumun o hali gözümün önüne geliyor. Nasıl yapacağız, nasıl dayanacağız, bilmiyorum. Daha 2 yaşında, masum bir çocuktu. Konuşmayı bile bilmiyordu. Ne suçu, ne günahı vardı? İnsanlar bu kadar mı acımasız? Onların da ciğeri yansın” dedi.

KAYNAK: İHA

Editör: Şehir Gazetesi