Henüz güçlendirme çalışması yapmadılar

Kılıç açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Olayın iki bina üzerinden tartışılması çok yanlış. Bunlar aslında işin ciddiyetini ve önemini başka yere kaçıran konular. Evet Eskişehir Tıp Fakültesi zaten güçlendirilme ihtiyacı olan bir binaydı. Belli noktalarda güçlendirme yapılması gerekiyordu, güçlendirme projesini hazırlamışlar güçlendirme yapacaklar ama henüz yapmadılar”

Bu kadar fazla riskli bina varken oraya kadar sıra gelmiş mi?

Kılıç açıklamasına şöyle devam etti, “Kent Lokantası eski bir bina, dolayısıyla risk var mı var ama sonuçta Kent Lokantası dediğimiz bina depremden sonra da kullanmamız gereken, çok önem arz eden okul gibi, cami gibi veya kurumların binası gibi bir bina değil. Eskişehir’de de bu kadar fazla riskli bina varken oraya kadar sıra gelmiş mi? Konuşmak için bile gelmemiştir diye düşünüyorum. Öncelik nedir derseniz, hep söylediğimiz şehir merkezinde ki 99öncesi 8 katlı binalar. Çünkü bunlar depremde yıkılacaklar ve yolları da caddeleri de kapatacaklar. Böyle çok büyük bir risk var”

Asıl riskli kamu binaları bunlar

Eskişehir’deki kamı binalarına dikkat çeken Kılıç, “Kamu binası olarak ise AFAD’ın binası riskli bina. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü riskli bina. Bunlar eski riskli binalar ve bir an önce yeni binalara taşınması gerekiyor. Çünkü bu binalar bizim depremden sonra da ihtiyacımız var. Hatta AFAD’ın binasına deprem esnasında da ihtiyacımız var. Biz binaları ikiye ayırıyoruz. Depremden sonra kullanmamız gerekmeyen binalar, mesela konut binaları, kent lokantası mesela. Depremden sonra biz bu binaları kullanmasak da olur. Ama bir de depremden sonra kullanmamız gereken binalar var bunlar, okullar, camiler, kamu binaları. Ne için mesela camileri hastaneye çevirebiliriz, okulları yatakhaneye çevirebiliriz. Bu binaların depremden sonra da ayakta durması gerekiyor. Bir de deprem esnasında bile etkilenmemesi gereken binalar var, hastaneler mesela, doktor ameliyat yaparken deprem olursa doktorun ameliyatı yarıda bırakmaması lazım. Onun için yeni binalar buna göre tasarlanıyor. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü binası bir kamu binasıdır ve depremsen donra da bizim buraya ihtiyacımız var. Lojmanlara da depremden çok ihtiyacımız var. “Kamu görevlilerinin depremden sonra da çalışmaları lazım”

Hem binası eski hem zemini kötü

Kılıç, “Eskişehir’de şöyle bir durum da var. AFAD’ın binası çok eski bir bina, zemini iyi ama binası çok eski, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nün hem binası eski hem zemini kötü. Bu binalar bizim depremden sonra da kullanmamız gereken binalar ama bu haldeler. Yani AFAD’ın binası deprem olurken bile içeride toplantıların devam etmesi gereken bir bina. Bir deprem oluyor arkasından bir sürü artçı deprem oluyor, ne yapacaksınız AFAD’ın bahçesinde çadırda mı yapacaksınız toplantılarınızı, koordinasyonlarınızı. Dolayısıyla konuşacaksak, biz aslında siyasilere şunu söylüyoruz kentsel dönüşümü siyasete alet etmeyin. Çünkü bu işin ne CHP ne AKP ile hiçbir alakası yok. İlla siyasete alet edecekseniz, herkesin siyasi görüşüne göre bir sürü konuşulması gereken bina var. Birisi Çevre Şehircilik, birisi AFAD’ı, birisi belediyelerin binasını konuşur. Büyükşehir Belediyesi’nin binası da eski bina, Odunpazarı Belediyesinin binası da eski bina. Kazım Başkan söyledi, imar barışından da yararlandı sanırım, böyle binalar. Şehirde bu kadar herkesin siyasi görüşüne göre seçip kullanabileceği bir bina varken, insanların ucuz yemek yediği, günde birkaç saat kullanılan bir binayı konuşmak anlamsız”

Depremden sonra koordinasyon devam etsin diyorsak öncelik AFAD…

Kılıç son olarak, “Eskişehir’de bir bina yenilenecekse birinci sırada AFAD var, ikinci sırada Çevre Şehirciliği İl Müdürlüğü ve belediye binaları var. Eş zamanlı olarak da asıl 8 katlı binalar o da hasardan etkilenmek istemiyorsak… Deprem sırasında yollarımız kapanmasın, insanlarımız ölmesin diyorsak 8 katlı binalar öncelik, depremden sonra koordinasyon devam etsin diyorsak öncelik AFAD. Yani Kent Lokantası’na sıra baya aşağılarda gelir. Ama aynı anda hepsini yapacak gücümüz varsa Kent Lokantası’da dahil tabi”

Muhabir: Hatice Esin Kırnalı