Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Şehir Gazetesi’ni ziyaretinde gündeme bomba gibi düşecek açıklamalarda bulundu. Eskişehir FK gibi bir kulübün kurulmasına sıcak baktığını ifade eden Başkan Kazım Kurt “Yeni dönem için Eskişehirspor da olabilir Anadolu Üniversitesi 3’üncü lige çıktı o da olabilir başka bir takım da olabilir… El birliği ile kurumsal bir yapı yaratarak bütün şehir sahip çıkıp onu ayağa kaldırmalı. Bence artık Eskişehirspor’la uğraşmanın bir anlamı yok. Çünkü bu borç yükünü hiç kimse kaldıramaz. Başka çare yoktur. Yani ben bunu söyleyince kızıyorlar taraftarlar ama. 300 milyon borçtan bahsediyorlar. 300 milyon borcu kim yaptıysa o ödesin” dedi. 

 İşte Başkan Kazım Kurt'un açıklamaları; 

Başkanım Eskişehirspor’un durumunu nasıl görüyorsunuz? 

Eskişehirspor’un sorunu gizli kapaklı işler. Şimdiye kadar Süper Lig’deyken bile bu takım düşer diyorlardı ve düştü. Sonrasında bu takım düşer diyorlardı yine düştü. Hiç kimse önlem almadı. Partizanlık bu işin içine girdi. Hatırlarsanız Eskişehirspor’un yönetim kurulu listesi de federasyonlardaki temsilcilerin listesi de AK Parti içi yönetimleri gibiydi. Bunların hepsi Eskişehirspor’u temsilen bir şeyler yapıyorlardı. Sorumluluk almaları gerekiyordu ama sadece şeref tribününü dolduruyorlardı. Para bulmadılar, parayı doğru kullanmadılar. Vatandaşın verdiği paraları çarçur ettiler. Birçoğu başarılı iş adamıydı. Kendi şirketlerinde bir kalem alırken bile pazarlık eden, hesap yapan adamlar. Eskişehirspor’a 100 binlerce Euro’luk milyonlarca Dolar’lık futbolcu alırken hiç pazarlık etmediler. 

BİR ÇOĞUNUN ORTAKLIK DEDİKODULARI VAR

Arada menajerler köşeyi döndü, avukatlar köşeyi döndü. Birçoğunun eski yöneticilerle ya da yöneticilerin bir kısmıyla ortaklık yaptığı dedikoduları var, söyleniyor. O kulüp başkanı diğerini yolsuzlukla suçladı, diğeri ötekini yolsuzlukla suçladı. Mahkemelere gittiler, bilirkişi raporları aldılar, yeminli müşavir raporları aldılar. Bunların hiçbirini kamuoyu ile paylaşmadılar. Kimde o raporlar? O borçları kim yaptı? Bunların sorumluları kim? Bunları çıkarmak yöneticilerin göreviydi ama yapmadılar. Uzlaştılar gizli gizli. Birçoğu kendi parasını aldı, kurtuldu. Yöneticilik yapıp da Eskişehirspor'dan alacağı olan ya bir kişi var ya iki kişi var. Yöneticilerin hiçbirinin alacağı yok. Hepsi kendi parasını kurtardı ama futbolculara borç var, piyasaya borç var. Var oğlu var. 

İKTİDAR BAŞKA KULÜPLERE AKITTI, ESKİŞEHİRSPOR’A YOK

Bu borçta bu gelirle ödenmez çünkü gelir yok. AK Parti iktidarı başka şehirlerde başka kulüplere akıttı. Kimine reklam buldu, kimine isim hakkı verdi, kimine stadyumu verdi, kimine bir şey verdi mutlaka. Kulübün ayakta kalmasını sağladı. Eskişehirspor’a hiçbir şey vermediler. Çok verdik dedikleri yalan. Hiçbir şey vermediler. En son işte bu tesislerin içinde yapılacak inşaat çalışmasını müteahhitte verdiler. O yapılacak işi belediye olarak biz de yapardık zaten yapıyorduk. Bu büyük bir iş değildi ama oradan kim köşeyi döndü onu da bilmiyorum. Doğru incelenmesi lazım. Stadyum yaptılar, çok lazım değildi bize ama yaptılar. Şu anda 30 küsur bin kişilik stadyumda amatör takım top oynayacak. Bu stadyum hiçbir işe yaramaz. Dolayısıyla ölü yatırımdır, yanlış yatırımdır. Ben bunu söyleyince AK Partililer kızıyor, kızmayacaklar. Doğru yatırım yapacaklar, takım olmadıktan sonra ‘Eskişehirspor’a stadyum yaptım’ demenin bir anlamı yok. Eskişehirspor’a bir akar olurdu, gelir olurdu bir şeyler olurdu, olmadı. Onun için bu palavraları bırakacaklar. 

TOPLANAN PARALAR NEREYE HARCANDI, HESAP VERİLMELİ

Eskişehirspor’un şu anda ve geçmişte şanlı bir tarihi var, mazisi var falan filan. Demirspor’da bir zamanlar Türkiye'de iddialı takım olmuş, şampiyon olmuş ama o da yok şimdi. Dolayısıyla Demirspor, Eskişehirspor’un çok bir farkı yok şu anda. Odunpazarısporla, Şekersporla Eskişehirspor’un farkı kalmadı bu arkadaşlar sayesinde. Yeni yeni hayaller kurup yeni yeni birilerini köşeyi döndürmeye çalışmanın bir anlamı yok. Eskişehirli bütün sağduyu sahipleri yan yana gelecek ve şehrin takımı psikolojisini yaşayarak bir çıkış arayacak. Bunu da yapmadılar. Eskişehir'de geçmiş dönemde valinin biri Eskişehirspor’a el koydu, kayyum gibi birini atadı. Bir yığın para topladı. Parayı verenler bile makbuz görmedik diyor. Bu paralar nereye harcandı, nasıl harcandı bunlar belli değil o raporlar çıkmalı, bu hesaplar verilmeli. 

Başkanım Eskişehir FK kurulsun söylentileri doğuyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

BENCE ESKİŞEHİRSPOR’LA UĞRAŞMANIN ANLAMI YOK 

Yeni dönem için Eskişehirspor da olabilir Anadolu Üniversitesi 3’üncü lige çıktı o da olabilir başka bir takım da olabilir… El birliği ile kurumsal bir yapı yaratarak bütün şehir sahip çıkıp onu ayağa kaldırmalı. Bence artık Eskişehirspor’la uğraşmanın bir anlamı yok. Çünkü bu borç yükünü hiç kimse kaldıramaz. Başka çare yoktur. Yani ben bunu söyleyince kızıyorlar taraftarlar ama. 300 milyon borçtan bahsediyorlar. 300 milyon borcu kim yaptıysa o ödesin. Dolayısıyla Eskişehir'e ödetmesinler bunu. 

ESKİŞEHİRSPOR’A POLİTİKA KARIŞTIRDILAR

Eskişehirspor’a politikanın karışmasına karşı çıktığım için belediye başkanı oluncaya kadar Eskişehirspor’a üye olmadım. Belediye başkanı olunca belediye başkanı olmamız dolayısıyla üye oldum. Eskişehirspor’un maçlarına çocukluğumdan beri giderim. Taraftarım, seyircinin arasında izlerim, o heyecanı yaşarım ama siyasi parti temsilcisi olduğum için kulübe üye bile olmamıştım. Ama ne yazık ki şu anda siyasi parti kulislerinde kulüp yöneticileri tespit ediliyor. Bu nedenle Eskişehirspor bu hale geldi. Yıllar önce bizim avukat Niyazi Önal vardı. Eskişehirspor'un kurucularından, divan kurulu üyesi, yönetici. Cumhuriyet Halk Parti İl Başkanı seçildi ve Eskişehirspor’dan istifa etti. Dedi ki Eskişehirspor’a siyaset karışmaz, ben çekiliyorum. Bu olgunluğu gösteren çıkmadı. 

Sizce Eskişehirspor’un kırılma noktası hangi dönemde başladı?

Ben şimdi hangi kulüp başkanı zamanında olduğunu söyleyemem. Üstteki düğme yanlış iliklendikten sonra alttakilerin tamamı yanlış geliyor. Dolayısıyla da hepsi sorumludur bana göre. Zaten kamu borçlarından dolayı yöneticiler sorumludur. Ödesinler. Kendi dönemleriyle ilgili sosyal sigortalara prim yatırmayan, vergiyi yatırmayan… Kamuyla ilgili ne kadar borcu var Eskişehirspor’un bilmiyorum, yapılandırmayı yapmayan… O yöneticiler kendi sorumlulukları çerçevesinde sorumludurlar. Piyasaya olan borçlarda maalesef boşuna olan borçlardır. Ben hiçbirinin ödenmesi gerekmediğini düşünüyorum. Zaten fazla fazla almışlar, bunu da sineye çeksinler. Şimdi atıyorum, orada 5 bin Euro alacağı olanın zaten kapasitesi 200 bin Euro çeki senedi. Neyse öyle duruyor. Fazla vermişler. Onun için bence en kolay yolu yeni bir kulüp bulmaktır. 

İYİ Parti Eskişehir milletvekili Nebi Hatipoğlu’nun Eskişehirspor’la ilgili vaatleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

NEBİ HATİPOĞLU GÖZ YUMMASAYDI

Eski başkan Nebi Bey, Eskişehir'de büyük bir sanayici. Nebi Bey Eskişehirspor’un şampiyon olduğu dönemdeki başkanı. Göz göre göre kulübün bu hale gelmesine göz yumdu. Yummasaydı. Oyu alıncaya kadar öyle dedi ama göreceğiz. Hiç zannetmiyorum. 

SIRF ADINA ATATÜRK DENMESİN DİYE O STADI YAPTILAR

300 milyon küsur borçlular. Bir kısmı döviz cinsinden, büyüyor borçlar. Kulüp amatöre düşmüş, bu borcu biz niye ödeyelim? Gelir olur para akar katlanırsınız. Eskişehirspor'un şu andaki gelir durumuyla, şu andaki yönetim anlayışıyla bu stadyumdaki güvenlik görevlilerin parasını ödemeye gücü yok. Zaten AK Parti bir stadyumlar üzerinden Atatürk'ün adını silmeye çalışan bir mantıkla hareket ediyor. Sırf ‘Atatürk stadyumu denmesin diye oraya o stadı yaptılar’ dediğim zaman bana kızıyorlar. Hani adını Atatürk stadı yapacaklardı. Neden yapmadılar? Eskişehirspor yöneticileri de niye buna itiraz edemedi? Şöyle kandırdılar bizim yöneticileri AK Partililer. Sopanın ucuna havucu bağladılar, gidiyor... Havuç orada, hiçbir zaman ulaştırmadılar, hiçbir biçimde yardım etmediler. 

TRABZONSPOR’A AKTARILAN PARALARI ÇIKARSINLAR

Trabzonspor’a devletin aktardığı paraları çıkarsınlar, sizin de söylediğiniz gibi Orduspor’a, Samsunspor’a devletin aktardığı paraları çıkarsınlar. Ümraniye’ye Başakşehir’e devletin aktardığı paraları çıkarsınlar. Bunlar Arda Turan'ın transferi için Atletico Madrid'e para aktardılar. Bu kadar gözü dönmüş bir adam Eskişehirspor’a para aktaramadı. Eskişehir’den de hiçbir AK Partili politikacının gücü yetmedi bunu almaya. 

YÖNETİM GÜVENCE VERSEYDİ… 

700 tane organize sanayide fabrika ve işletme var. Bunların içerisinde iyi ilişkiler kurulursa 1 milyon Euro verecek de var yüzer 1000 Euro verecek de var. Ama doğru ilişkiler kurarsınız. Eskişehirspor paraların doğru yerde harcanacağına dair bir yönetim güvencesi verseydi bu iş çözülürdü. Ama vermediler. Birçoğu Nebi beyin arkadaşıydı. Birçoğu Sinan beyin arkadaşıydı. Birçoğu Mehmet Şimşek’in arkadaşıydı. Ne oldu? Küçük küçük paralar öyle olmaz. Kurumsal bir yapı yaratmaları lazımdı. Yaratamadılar. Bunu kim yapacaktı? Yöneticiler yapacaktı. Yöneticiler canları sıkıldığı zaman Yılmaz Hoca büyüksün gel parayı ver al parayı git. 

ESKİŞEHİRSPOR’DA DÜŞÜŞÜN HIZLANMASININ SEBEBİ… 

Eskişehirspor’da düşüşün hızlanmasının sebebi kongrede çift liste çıkmaya başlamasıdır. Yoksa geçmişte uzlaşıp tek liste ile gelirdi. Şehrin bütünlüğünü kavrayarak dostça, kardeşçe yürür giderdi. Ne zamanki çift liste çıkmaya başladı, naylon üyeler yapılmaya başlandı, Eskişehirspor’a katkısı olacak faydası olacak yönetici ya da iş adamı yerine çok delege getirecek adam yazılmaya başlandı. Sonuç bu. 

ESKİŞEHİRSPOR’A YARDIM AZALIYOR

Kanatlı Eskişehirspor’a milyon veriyordu. Yönetimin çapı düştükçe 100 bin vermeye başladı. Yönetimin çapı düştükçe 50 bin vermeye başladı. Forma reklamı veriyordu her yıl 3 milyon 5 milyon veriyordu. Çap düştükçe sıfır azaldı.

Odunpazarı’ndaki projeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Eskişehir'de şu anda 150 milyon TL maliyeti olacak yatırım yapılıyor. Fiyat farkıyla beraber 200 milyona çıkacak bir yatırım yok, Büyükşehir’de de yok Tepebaşı’nda da yok. Milli Eğitim’de de yok. Hava İkmal’de de yok. Bakma AK Partililere şöyle yaptık böyle yaptık diyorlar. Ne yaptı? Göster bana. Siz şimdi orada on 13 bin metrekare Yenikent’teki yapılan inşaatın inşaat alanı 12 bin metrekare Vadişehir’deki yaşlılar yurdunun inşaat alanı, onun yanında bin metrekare de engelli kreşi var. Yani biz yirmi beş yirmi altı bin metrekare inşaat yapıyoruz. Bu ekonomik krizin olduğu bir dönemde böyle bir işe giriyoruz. Ciddi bir iş. 200-250 milyon liralık yatırım var. 

Başkanım kreş sözünüzle ilgili sık sık eleştiriliyorsunuz? Bu konuda ne söylemek istersiniz?

GENELGE ÇIKARDILAR, YASAKLADILAR

Hiç gizlimiz saklımız yok 100 tane kreş dedik. İki sebeple dedik birincisi tartışılsın diye yani kreşin önemi anlaşılsın diye. İkincisi her mahalleye bir kreş yapalım diye. 2021 yılında Cumhurbaşkanı genelgesi yayınlandı. Açık açık yazıyor; “Kreş yapma, kiralama, kamulaştırma yapma!.” Ben kreşi nasıl yapacağım? İşte onun için iş adamına diyor ki abi şu kreşi yap ben açayım. Ötekine diyorum sen şurayı hallet ben kreş yapayım. Biz böyle yaptık o işleri öyle parayla yapmadık; Çünkü para harcamamız yasak kreş için. Bu genelgeyi bile bile AK Partili 50 kere de söyledim kardeşim. Genelgede yazıyor mu? Genelge ne olacak, Genelge ne olacak? Genelge bana hesap sorar. AKP’liye sormaz da. Onun için hiç sıkıntı yok. Vatandaş da zaten bunu anlıyor, görüyor. Bizim yapmak istediğimiz şeyi engelleniyor. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSU

Örneğin şu yukarısı (Karapınar) kendi kendilerine gecekondu bölgesi kararı almışlar. Yapın diyoruz yapmıyorlar, bize verin diyoruz vermiyorlar. Sekiz sene oldu. Kavga edip duruyoruz. Sanayi Çarşısı, Burhan Bey zamanında kentsel dönüşüm kararı alındı. Yapsaydılar! Yapmadılar. Bana da yaptırmadılar, öyle kaldı. Gündoğdu, Burhan bey zamanında aldılar. Yapsaydı. Zaten seçim sonuçlarından da belli. Yani bizim o bölgelerde bile oyumuz arttı ve bunu vatandaşa anlatıyorum çünkü adamların söyledikleri yalan. O zaman benimle yapma kendin yap, TOKİ olarak yap onu da yapmıyor. 

Başkanım sığınmacılar konusunda ne düşünüyorsunuz?

Yeni dönemde Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse iki yıl içinde hepsini göndereceğim diyor. Şimdi bugün Ümit Özdağ ile protokol imzalamışlar orada da 1 yıla indirmişler daha acele ediyor.

Ümit Özdağ İçişleri Bakanlığını istiyor, ben göndereceğim diyor!

Bakan olmak istiyor mu bilemem, şimdi oraya karışmam. Anlaşmada göçmenlerin gönderilmesi diye madde var. Şimdi Eskişehir'de sanıyorum 40 bin civarında göçmen var. Bunun bir 12 bini Suriyeli. Benim aldığım bilgiler gayri resmi ama doğru olmayabilir. Afganlı Iraklı İranlı çok. Dolayısıyla Suriyeliler gitse bile burada bir göçmen sorunu olur, demek ki o zaman oraya sadece Suriyeliler diye bakmamak lazım. Göçmen diye bakmak lazım. Şimdi Eskişehir'de şöyle bir şey oldu. Sanayide ucuz işçi olarak kullanıyoruz. Sigortasız, kaçak, vergisiz falan öyle bir çalışma var. İnşaat sektöründe böyle bir çalışma yaptırıyorlar. İnsanlar kendilerine iş buluyor, karın doyuruyorlar kâğıt toplama piyasasını ele geçirdiler. Roman vatandaşları kovaladılar kendileri ele geçirdi. Şimdi Iraklılar bu işi yapıyordu. Kâğıt toplama işini falan ama Suriyeliler daha da çoğaldı ve Suriyeliler ele geçirdi, para kazanıyorlar. Kayıt dışı ticaret yapıyorlar. Bir kısmı Türkiye vatandaşlarıyla anlaşmış, onun adına ruhsat alıyor, dükkânı çalıştırıyor filan böyle şeyler başladı. Dolayısıyla Eskişehir için kırk beş elli bin nüfus demek neredeyse nüfusun yüzde beşi gibi bir oran. Demek ki bu ileride bize oldukça sıkıntı yaratacak bir pozisyon. 

SURİYELİLERİN BİR AN ÖNCE GÖNDERİLMESİ LAZIM 

Mesela bana bir anne şöyle bir şey dedi; Ben çocuğumun okulda bir Suriyeli arkadaşına aşık olmasını istemiyorum, buna engel olun dedi. Yani böyle şeyler de olacak zamanla. Okulda beraber okuyorlar. Arkadaş olacaklar, aşık olacaklar ve işte evlenecekler sonra karışacak. Belki etnik yapımız bozulacak diye endişe ediyor anne. Şimdi bu riskleri göze alarak Suriyelilerin bir an önce gönderilmesi lazım. Savaş bitti, Suriye'de bunlar savaş var diye gelmişti. Savaş bitti, geri dönmeleri lazım. Türkiye'nin politikası yanlıştı bu konuda, niçin yanlıştı? Savaştan kaçan mağdurların korunması kadar doğal bir şey yok. Bir Türk devleti olarak akraba bir topluluğun ya da aynı dine mensup olduğumuz bir topluluğun savaştan kaçtığı takdirde barınmasını sağlamak gibi bir görevimiz olabilir. Ama bunu ne yaparsın? Orada bir sınır bölgesinde kamp oluşturursun orada barındırırsın o olağanüstü şartlar ortadan kalktığı zaman geri gönderirsin. Biz onu yapmadık, Gelenlerin kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. Şu an devlet de bilmiyor çünkü İçişleri Bakanlığı başka sayı söylüyor. Dışişleri Bakanlığı başka bir sayı söylüyor. Sağlık Bakanı daha başka bir şey söylüyor. 

MÜLTECİLERDEN GELEN HASTALIKLAR

O zaman bu gelen göçmenin ne kadar tehlikeli olduğunu şöyle bir örnekle anlatabilirim. Sınırdan geçenlerin sağlık kontrolü yapıldı mı? Herhangi bir hastalık taşıyor mu? Bulaşıcı bir hastalık var mı? Değişik hastalıklara karşı bir önlem alınmış mı? Hiçbiri belli değil. Oysa sizin çocuğunuz bizim çocuğumuz. Türkiye'de doğan her çocuk Sağlık Müdürlüğü tarafından takip edilir. Aylık haftalık yıllık aşıları yapılıyor, ilaçları veriliyor. Dolayısıyla biz örneğin Türkiye'de veremi bitirmiştik. Ama şimdi yeniden başladı. Şimdi bunların tamamı tehlikeli şeyler. Bir ülke hem topraklarını korur, hem sınırlarını korur, hem vatandaşlarını korur. Hatırlarsanız bir ara el ayak hastalığı diye bir şey yaygınlaştı çocuklarda. Doktorlar onun Suriyelilerden geldiğini söylemişti. Türkiye'de yoktu öyle bir şey. Dolayısıyla bu tehlikelerin tümünü gördüğümüz için onları ülkelerine geri göndermemiz gerekir diyoruz. Bunların içinde kalanlar olur. Yani her ülkede bu tür mülteciler, göçler olabilir ama Avrupalılar akıllı. Doktorları aldı, avukatları aldı, mühendisleri aldı. Bize özür dilerim ama yani lümpen takım kaldı. Nerede bir işe yaradığı belli olmayan takım kaldı. İşte ortalıkta geziyor. Bunların geri gönderilmesi onun için gereklidir. Bir de şimdi Recep Tayyip Erdoğan bir politika izliyor ama ülkenin geleceği açısından çok tehlikeli bir şey.

Cumhurbaşkanı ikinci tur seçiminde hedefiniz nedir? 

Kazanmak için uğraşıyoruz. Çünkü biz Eskişehir'de görevimizi yaptık. Hem oyumuzu arttırdık hem milletvekili sayımızı arttırdık. Hem cumhurbaşkanlığında yüzde elliden fazla oy aldık ama yetti mi yetmedi. Bunu daha çok artırmanın yolunu arıyoruz, geziyoruz boş durdukça başka görüşmeler yapmaya çalışıyoruz. Son üç dört günde artık bir buçuk iki ayda herkes söyleyeceğini zaten söyledi. İkinci turun çalışma yöntemi birinci tur gibi olmaz, farklı olur. İşte 14 Mayıs'ta bir anket yapıldı sayılır. O ankete göre herkes nerede eksik nerede fazla gördü. Eksik olan yerlerimize müdahale etmeye çalışıyoruz. Daha fazla insana ulaşabilme şansımız şu anda yok. Herkese kanaatini zaten açıkladı. O nedenle ben Eskişehir'de oyumuzun tekrar artacağını tahmin ediyorum. Sinan Oğan’a oy veren ya da geçersiz oy kullanan veya oy kullanmaya gelmeyenlerin büyük bir çoğunluğunun bize yönelebileceğini düşünüyoruz. Oy kullanmaya gelmeyen yine yüzde 10’larda kalabilir yani katılım yüzde 90'larda olabilir. Mutlaka elli altmış bin kişi oy kullanmıyor nedense. Kullananların büyük çoğunluğunun bizden yana tavır koyacağını zannediyorum. Çünkü gerçekten 14 Mayıs’tan ekonomik gidişat iyi değil görüldü. İş adamları gördü bankalarda kredi yok. Hatta kredi kartlarına krediler kesilmeye başladı. Tükenmeye başladı. Nakit avans çekimi yokmuş. Kuyumcularda kredi kartı geçmiyor. Faiz oranları çok yükseldi. Kredi bulmakta insanlar zorlanıyor. Bu piyasaların Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmediğinin göstergesi. Onun değişmesi lazım. O değiştiği zaman piyasalara bir rahatlama gelebilir. Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse Türkiye'nin yararına bir sonuç çıkar. Bu konuda her il kendi üstüne düşen görevi yaparsa biz kazanacağımızı tahmin ediyoruz.

Kaynak: Haber Merkezi

Editör: Şehir Gazetesi