Kazım Kurt konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Sevgili dostum arkadaşım sayın Recep Taşel ve yönetimine çok teşekkür ediyorum. 3 buçuk yıllık süre içinde pek çok badireler atlattılar ve pek çok olaylar yaşadılar ama başarılı bir seçim çalışması sonucunda hem oy oranımızda ciddi bir Türkiye’ye göre bir artış oldu hem cumhurbaşkanlığı seçiminde genel başkanlığımızın oyları 14 Mayıs’ta da 28 Mayıs’ta da yüzde 50’nin üstüne çıktı. Bu nedenle il yönetim kurulumuzun başarılı olduğunu düşünüyorum ve tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Elbette yeni seçilecek arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Bugün iki tane pırıl pırıl arkadaşımız çıktı ve yarışıyorlar. CHP tüzüğü uygulandığı sürece Cumhuriyet Halk Partisi’nde parti içerisinde demokrasi işler. Nitekim şu anda tüzüğümüzün emrettiği çarşaf liste uygulaması gerçekleştiği için hiçbir sorun çıkmadı hiçbir kavga çıkmadı demokrasiden yarışmaktan korktuğumuz sürece bu tartışmalar olacaktır. Doğalına bırakırsak işi tartışma olmadan iki adayla çarşaf liste yapılır. Geçen kongrede de 4 adayla çarşaf liste yapmıştık. Yine bir olay olmamıştı yine bir sorun çıkmamıştı. Demek ki Cumhuriyet Halk Partililer demokrasiyi özümsemiş ve uygulamış insanlar. Bu uygulamadaki bu rahatlığı geliştirebiliriz”
“CHP işin sorumluluğunu üstlenemeyen kişiler tarafından yönetiliyorsa yanlışlık var””
Parti içinde yanlışlıkların olduğunu ve bunların giderilmesi gerektiğini belirten Odunpazarı Belediye Başkanı “En çok tartıştığımız konuların başında adayların tespitiyle ilgili yöntemler geliyor. İlla Ankara’dan biz dizayn edeceğiz dersek sıkıntılar çıkıyor tartışmalar çıkıyor. Onu da işte ön seçim gibi demokratik bir yola yönlendirirsek bütün üyelerin katılımıyla gerçekleşecek ön seçimlerde adaylar belirlenirse yine hiçbir sorun olmadan parti büyümeye devam eder. Ama bu demokratik taleplerden çekinirsek korkarsak partiyi hapsederiz, geliştiremeyiz genişletemeyiz büyütemeyiz nitekim şu anda CHP bir yüzde 25 sendromuna yakalanmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin en kötü gününde yüzde 39’dan yüzde 45’e düştüğü bir dönemde yani 15 puana yakın bir puan kaybettiği bir dönemde CHP’nin oyu bir puan artmıyorsa bir yanlışlık vardır. Yine muhalefet yaptığımız İYİ Parti’nin oyu yarım puan artmıyorsa bir sorun vardır. İttifak yaptığımız diğer dört partinin de oyunun olup olmadığını göremeyiz. Bunları da eklediğimiz zaman CHP’nin oyu hala yüzde 25’te duruyorsa bir tehlike vardır arkadaşlar. Bir sıkıntı vardır. Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Bunun hesabını vermeliyiz. Bunun hesabını hangi yöntemle vereceğimizi görmeliyiz. Acaba ittifakımızda mı bir yanlışlık vardı? Acaba ittifakın yönetiminde mi bir yanlışlık vardı? Acaba aday tespitinde mi yanlışlık vardı? Milletvekili adaylarının tespitinde mi yanlışlık vardı? Sorduğumuz zaman milletvekili adaylarının tespitini yapmak zorunda olan parti yöneticisi bizim haberimiz yok parti meclisinin haberi olmadan milletvekili adayları tespit ediliyor ise burada bir sıkıntı vardır. MYK üyeleri ilgili bir komite vardı o tespit etti diyor. MYK’nın da haberi yok. Ne yazık ki Genel Başkanımız da ben son dakikada gördüm haberim yok diyor. Burada bir terslik var arkadaşlar. Bu tersliği gidermek zorundayız. CHP olarak eğer yapılan işin sorumluluğunu üstlenemeyen kişiler tarafından yönetiliyor isek bir yanlışlık var. Bu yanlışlığın giderilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Düşündüğümü söyleyen partiye ihanet eden değildir”
Kazım Kurt konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Genel merkezimiz genel başkanımız 14 Mayıs ve 28 Mayıs’tan sonraki aşamada farklı hamleler yapabilirdi yapmadı canı sağ olsun. Ama bir tüzük tartışması aşmak suretiyle program tartışması aşmak suretiyle program ve tüzük de daha doğrusu bir bütün olarak CHP’sinde bir değişim ihtiyacı doğduğunu ortaya koydu. O zaman insanlar üyeler delegeler milletvekilleri belli tartışmaların içine girdi. Oysa bu çok daha düzgün bir biçimde inisiyatif alınarak ve demokratik yollarla danışma kurullarıyla çözülerek giderilebilirdi. Biz de şu anda olumsuzları değil olumluları tartışıyor olurduk. Yani şöyle bir parti içi demokrasi böyle bir adalet sistemi şöyle bir ekonomi sistemi şöyle bir dış politika sistemi diyebilirdik. Ama onu diyemediğimiz için şimdi kişiler üzerinde kişilerin geçmişte yaptığı hatalar üzerinde tartışmalar yapmak suretiyle CHP’yi olumsuz tartıştıran noktaya geldik. Bunun düzelebilmesi için hepimizin iyi niyetle ve demokratik bir inanışla düşündüğünü söylemesi gerekir. Düşündüğünü söyleyenler vatan haini değildir. Düşündüğünü söyleyenler partiye ihanet edenler değildir. Partinin iyi yola gelmesi için söylenen sözlerdir bunlar. Eğer biz bunlardan rahatsızlık duyuyorsak fark edip sosyal demokrat sol bir parti olma noktasından uzaklaşmış olduğunu tespit ederiz ki, en büyük tehlike budur. Eleştiriye ön eleştiri bizim vazgeçilmezimizdir. Tartışabilmeliyiz tartışmanın sonunda işte şurada gördüğümüz iki arkadaştan birinin bu kongreden kazanarak çıktığı zaman kaybedenin gidip önünde büyümesini istemesidir. Örgüt her şeyin başıdır. Örgüte rağmen hiçbir şey yapılamaz. Örgüte rağmen hiçbir siyaset faaliyeti demokratik bir yol olarak göremeyiz. Örgütümüzün hepimiz emrindeyiz. Örgütümüzün hepimiz verdiği göreve hazırız. Hiç kimse bunun üstünde bir konum sergileyemez.
“Doğru yola gitmediğimiz sürece yüzde 25’i geçemeyiz”
“Ve bu düşüncelerle değişim mantığına bakıyorum. Ali gitsin Veli gelsin Ali de Veliden farksızsa bir şey fark etmez. Ama bu niyeti ortaya koyabiliyorsa işte çarşaf liste. İşte demokrasi işte ön seçim diyebiliyorsak o zaman değişim olur. Şu anda bizim tüzüğümüzde asıl olan çarşaf listedir. Asıl olan adayların bütün üyelerin katılımıyla yapılacak ön seçimdir. Ama bunu uygulamazsanız tüzüğü istediğiniz kadar değiştirin. Yine uygulanmayacak olan bir tüzükle bu işler düzelmez. CHP kendine gelmelidir. CHP sol değerleri öne çıkarmalıdır. CHP Twitter ve sadece TBMM politikalarını bir tarafa bırakmalıdır. CHP sokaklarda olmalıdır. Tarlalarda olmalıdır. Fabrikalarda olmalıdır kooperatiflerde esnaf örgütlerinde sendikalarda olmalıdır. E biz buralarda olmazsak o zaman bu iş doğru yola gitmez. Doğru yola gitmediği zamanda yüzde 25’i geçemeyiz. Ben bu kongreden düzgün bir sonuç çıkacağına inanıyorum. Eskişehir de biz gerçekten demokratik bir yarışla bu işi çözebiliriz. İnşallah bu Türkiye’ye de yansır. Türkiye’de de demokratik bir yarış olmalıdır. Yarışan insanlar teşvik edilmelidir, onure edilmelidir. Ben Öymen hocamı kutluyorum cesaretle çıkmıştır. Destek bulur bulmaz o kendi sorunudur. Ama siz Öymen hocaya arkadaş sen aday olamazsın dersen olmaz. Aday olmalıdır, görüşünü anlatmalıdır insanlarda buna göre değerlendirme yapmalıdır”
“Sahil kenarlarındaki mavilikleri izliyoruz”
“2019 yerel yönetim seçimlerinde göreceli olarak bir başarı elde ettik. Belli yerlerde özellikle önemi olan Büyükşehirlerde Partimiz Belediye Başkanlıklarını kazandı. Ama belediye meclislerinde ne yazık ki çoğunluğu elde edemediler. Bu da örgütsel anlamda bir sıkıntının olduğunun göstergesidir. Belediye başkanına oy verilir partiye oy verilmez. Belediye Başkanı ben partimden daha çok oy alırım diye övünmez. Belediye Başkanı partisinin daha çok oy alması için çalışır. Bu doğrultuda bu çalışmaları gerçekleştirirsen ben Eskişehir’inde Türkiye’nin de umudunun tükenmeyeceği kanaatindeyim. Solcular emperyalizme karşı yedi düvele karşı kazma kürekle çapayla mücadele edenler bugünkü baskılardan yılmaz. Hiç kimse bizi bu konuda korkutamaz geri adım attıramaz. Ben CHP’nin üyelerine güveniyorum.1 milyon 300 bin üyemiz var ama 1 milyon 300 bin üyemizin belki de üçte ikisi sadece büyükşehirlerde. Niçin bizim Siirt’te Van’da Hakkari’de Rize’de üyemiz olmadığını sorgulamamız lazım. Oralarda bu çalışmaları yapmamız lazım. Çalışılan yerlerde örgütlü mücadele yapılan yerlerde seçim kazanılıyor. Nitekim bu 2023’te bile pek çok yerde beklenmedik kazançlar elde ettik. Bu tamamen çalışmayla olur. Son olarak şunu vurgulamak istiyorum 1977 seçim sonuçlarını gösteren bir harita var değerli arkadaşlar. Bu haritaya baktığınız zaman bugün sarı olarak gösterilen yerlerin tamamı kırmızıydı. Yani Erzurum’da da birinci partiyiz. Kayseri’de de birinci partiyiz. Sivas’ta da Çorum’da da Amasya’da da Tokat’ta da Antep’te de Hatay’da da oraların hepsinde birinci partiyiz. Buraları kaybetmişiz şu anda sadece sahil kenarlarında mavilikleri izliyoruz. Bu beni rahatsız ediyor sizi de rahatsız ediyor çünkü iktidara gitmemizi engelliyor”