Atak açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Bildiğiniz üzere ülkemiz yerel seçimleri atlatmış ve yeni bir sürece girmiştir. Seçim sonuçlarının ülkemiz ve şehrimiz için hayırlı olmasını diliyor kazanan başkanları kutluyoruz. Seçimin konuşulacak tartışılacak birçok yönü bulunmaktadır. Siyasiler elbette seçim sonuçlarına göre ortaya çıkan tablodan kendilerine sonuçlar çıkaracaktır. Ancak biz emekçilerin çıkardığı sonuç şudur ki; “seçim bitmiştir derdimiz bitmemiştir. Seçim bitmiştir, geçim başlamıştır ancak nasıl geçineceğimiz bilinmemektedir.”  Malumunuz olduğu üzere faaliyette bulunduğumuz iş kolu, Milli Savunma ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı askeri iş yerleri, özel güvenlik görevlileri ve yabancı askeri işyerlerini kapsayan bir işkoludur. Uzun bir süredir, temsil ettiğimiz arkadaşlarımızın içinde bulunduğu ekonomik durumu her yerde dile getiriyor, herkese derdimizi anlatmaya çalışıyoruz. Aldığımız ücretler günümüz Türkiye koşullarını göz önünde bulundurduğumuzda çok düşük kalmaktadır. Hatta artık hayat pahalılığı karşısında yaşanılmayacak bir durum ortaya çıkmıştır. Bu nedenle özlük haklarımızda iyileştirme yapılması gerekmektedir. Ekonomik sıkıntının sorunun sorumluları biz olmadığımız gibi bugüne kadar özveri ile ülkemize omuz vererek, ülkemizin savunma sanayisinin yüzde yüz millileşmesi için emek harcayıp, ülkemizin savunma sanayisinde dışa bağımlılığını bitirmek için canla başla çalışmaya devam ettik. Ancak üyelerimizin artık geçinemez bir noktaya geldiğini defalarca ifade etmemize rağmen dikkate alınmadık. Söz konusu dikkate alınmamamızın seçim sonuçlarına yansıdığını da hep birlikte gördük” 

Eylem süreci başlatılmalı

Atak açıklamasına şöyle devam etti, “Bizler uzun zamandan bu tarafa hiçbir siyasi kaygı gütmeden sınıfsal olarak üyelerimizin emekçilerimizin yanında durduğumuz şekilde dün ne diyorsak bugün de aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz;
Buradan Türk İş ve Türk Harb İş Genel merkezimize çağrımız; “Tüm siyasi kaygı ve siyasi konjonktürden bağımsız bir şekilde emeğin ve emekçinin yanında yer alarak sesimizi duyurmak adına tüm mücadele yollarını kullanarak eylemlilik süreçlerinin başlatılması ve işçinin kaderinin yalnızca ikili görüşmelere bırakılmamasıdır.”  Buradan hükümete çağrımız; “İvedilikle ek protokolün tekrar gözden geçirmeleri ve gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı, kabul edilebilir bir oransal refah payı ve seyyanen artışı yapmalarıdır. Geçmiş dönemlerde yaşanan kayıpların telafisi için ek zam reel gelir artışı sağlanabilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi şart olmuştur.” Buradan Eskişehir merkezi, yerel yönetimlere ve Eskişehir siyasilerine çağrımız; “Kent hafızasında, kent ekonomisinde ve toplumsal hayatında tarihsel bir önemi olan 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğü işyerimizin risk altına girdiğinin görülmesi ve sahip çıkılmasıdır. Israrla anlatmaya çalıştığımız şekilde bu risk sadece şehrimiz için değil ülkemiz içinde büyük bir önem taşımaktadır. Kent büyüklerimizin,  ileri gelenlerimizin sorunumuza sahip çıkması sadece bir görev değil Eskişehir’e karşı bir sorumluluktur.” Eskişehir şubesi üye ve kurulları ile bugüne kadar alanlarda, sosyal medyalarda, yazılı ve görsel basın aracılığı ile yaptığımız basın açıklamaları ile sesimizi duyurmaya çalıştık. İşyerlerimizde, yemekhanelerimizde sesimizi duyurmaya çalıştık. Eskişehir’den Ankara’ya kadar yürüyerek sesimizi duyurmaya çalıştık. Son olarak 10 Şubatta Ankara’ya üyelerimizle birlikte giderek bir kez daha yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek istedik ancak Ankara’ya girmemize izin verilmeden geri döndürüldük. Bunun üzerine şehrimiz milletvekilleri, genel müdürlüğümüz, Eskişehir Valimiz ile bir takım görüşmeler yaparak yol almaya çalıştık ancak maalesef bugüne kadar istediğimiz sonucu alamadık” 

Muhabir: Hatice Esin Kırnalı