Üzüntüsü sahte olanın ağlaması gösterişli olur
Gazeteciler tutuklanıyor…
Sanatçılar tanık ya da sanık sıfatıyla ifadeye çağrılıyor…
İş dünyasının tepesindeki isimlerden astrologlara kadar soruşturmalar birbirini kovalıyor.
Siyasi parti liderleri ve siyasetçiler yargılanıyor…
Son dönemde yaşanan bu gibi olaylardan dolayı, toplumun belli bir kesiminden temel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığına yönelik tepkiler geldiğine tanık oluyoruz.
***
Bendenize sorarsanız gelinen noktada esas olarak şunu sorgulamak gerekiyor:
“Şimdilerde temel hak ve özgürlükler konusunda tepki gösterenler, farklı siyasi görüşe ve yaşam biçimine sahip kişiler söz konusu olunca da aynı tavrı ortaya koyabiliyorlar mı?”
Yazının devamı için tıklayınız...
Ele verir talkını, kendi yutar salkımı
Doğuş Grubu’nun sahibi olduğu medya kuruluşlarını hedef alarak grubun distribütörlüğünü yaptığı otomotiv markalarıyla ilgili boykot çağrısında bulunan CHP Lideri Özgür Özel, “CHP’li belediyeler volkswagen, audi almayacak; CHP üyeleri almayacak’’ sözleriyle büyük tepki çekti.
***
Özel’in boykotla ilgili hezeyan dolu bu ifadelerine en güzel yanıtı ise AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu verdi.
Hatipoğlu konuyla ilgili şunları söyledi:
“Doğuş Oto'yu boykota çağırdılar. Genel Başkanları Audi marka makam aracı kullanıyor. Eskişehir'de bile CHP'li vekiller, belediye başkanları, il yönetimindeki, belediye meclisindeki siyasiler saymakla bitmez isim Audi, Volkswagen ya da Skoda marka (Doğuş Oto markaları) makam aracı kullanıyor. Buradan çağrım size CHP'li başkanlar, siyasetçiler; o araçları satacaksınız, değiştireceksiniz! Öyle vatandaşı kullanıp, kandırıp kendin gezmek yok! Kardeşlerim, bunlar kendi konforlarından asla vazgeçmezler; varsa yoksa sizleri kullanmaya, sömürmeye çalışırlar.”
***
Evet efendim; Hatipoğlu’nun, yukarıdaki açıklamasıyla CHP’nin Eskişehir kurmaylarını fena halde köşeye sıkıştırdığı bir gerçek.
Sebebine gelirsek:
CHP Lideri Özel’in söz konusu boykot çağrısı karşısında, CHP’li yöneticilerin iki seçenekleri bulunuyor.
Yazının devamı için tıklayınız...
Popülist söylemlerle hiçbir yere varılamaz
Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin, ‘BAYRAMDA ESKİŞEHİR’E TURİST AKINI’ başlığı ile gazetemize servis ettiği basın bülteninde öne çıkan satır başları şu şekilde:
“Şehir turizminin gözde kentlerinden Eskişehir, 9 günlük Ramazan Bayramı tatilinde turistlerin akınına uğradı. Başta tematik müzeler olmak üzere turistik merkezler, bot ve gondol turları 100 binden fazla misafiri Eskişehir’in güzellikleri ile buluşturdu.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin “Şehir Turizmi” hedefiyle başta müzeler ve tematik parklar olmak üzere hayata geçirdiği başarılı şehircilik projeleri, yerli ve yabancı turistlerin şehre olan ilgisini katlamaya devam ediyor. 2024 yılında 1 milyondan fazla turist ağırlayan ve son yıllarda önemli bir turizm destinasyonu olan Eskişehir, 9 güne çıkarılan Ramazan Bayramı tatili süresince de büyük ilgi gördü.
Yazının devamı için tıklayınız...
Kurt’un, Candemir’e yanıtı gerçekçi değil
MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sebebiyle gerçekleştirilen eylemler konusunda "Cezaevinde bulunan 301 öğrenci var. Bu çocukların orada bulunmalarının sorumlusu Özgür Özel’dir. Yani insanları sokağa çağırıyorsanız, onların güvenliğini sağlamak zorundasınız" ifadelerini kullanmıştı.
***
İsmail Candemir’in bu değerlendirmesine, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt şu sözlerle yanıt verdi.
“Ben, sokakta yürümenin, sokakta tepki göstermenin, protesto etmenin herhangi bir güvenlik unsuru üzerinden değerlendirilmesini doğru bulmayanlardanım. Yani Anayasa diyor ki "İnsanlar önceden izin almaksızın istedikleri gibi gösteri yapabilirler." Güvenlik ya da polis, onların can güvenliğini sağlamakla görevlidir. Yani polis, oradaki çocukları dövmek için, biber gazı sıkmak için, TOMA’yla su sıkmak için değil. O çocuklara bir şey olmasın diye oradadır aslında.
Yazının devamı için tıklayınız...