Adı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu…

Kısaca ‘TİHEK’ olarak adlandırılıyor.

Kuruluş amacı ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermek, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek ve bu konuda ulusal önleme mekanizması görevini yerine getirmek.

Kuruluş tarihi 20 Nisan 2016

Özel bütçesi olan bir idare kurumu…

TİHEK Başkanı Süleyman Arslan birkaç gün önce TBMM’de bir açıklama yaptı. Sizlere söz konusu açıklamadan kısa bir kesit aktarıyorum:

“Akran cinselliği adı altında nikahsız birliktelikler teşvik edilirken ve 15 yaşında nikahsız cinsel ilişkiler yasal iken nikahlı birlikteliklerin suç olması insan hakları ve eşitlik ilkesine aykırıdır. İnanç ve medeni hal temelli ayrımcılıktır. Erken yaşta evlilik ile zorla evlilik birbirinden farklıdır. Zorla evlilik hangi yaşta olursa olsun suçtur. Erken yaşta evlilik ise yaşa göre hukuki niteliğini değiştirir. Bu nedenle erken yaşta evlilik tanımlanmalı ve hangi yaş aralığını kapsadığı belirtilmelidir. Cinsel istismar suçu ile erken evlilik suçu ayrıştırılmalı, erken evlilik suçu ayrıca değerlendirilmelidir."

Bendenizin yazarken bile utandığı bu skandal açıklamalara ilk tepki ‘Eskişehir Barosundan’ geldi. Açıklamanın tam metnine Gazeteniz Şehir’den ulaşabilirsiniz. Eskişehir Barosunun ilgili komisyonlarının konu hakkındaki açıklaması özetle şu şekilde:

“Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonunda yaptığı ve toplum nezdinde vehamet yaratan açıklamalarını gerek hukuk gerekse vicdanen kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz.

Anayasa'nın başta Laiklik olmak üzere birçok hükmü ile Medeni Kanununa aykırı bu beyanlar toplumca mücadelesini verdiğimiz Türk Ceza Kanununun çocukların cinsel istismarı, çocuklara karşı cinsel saldırı suçları ile mücadeleyi de sekteye uğratacak nitelikte olduğu gibi insanların zihinlerinde çocuklara karşı cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarını hafifleten algılar oluşturabilecek niteliktedir.

Evlilik yaşı Medeni Kanun hükümleriyle açıkça düzenlenmiştir.  Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez. Bunun aksi bir uygulamada, çocuk yaşta evlenen  çocuklara karşı cinsel saldırı ve eski yasa deyimiyle tecavüz suçu işlenmiş olacak evlendirmeye izin verenler açısında da suça iştirak hükümleri uygulanacaktır.  

Türk Medeni Kanunun emredici hükümleriyle tamamen tezat teşkil eden, hukuk düzeninde asla yeri olmayan Anayasanın en temel ilkelerinden olan laikliğe aykırı olmakla birlikte, yurttaşlarımızı, emredici olan kanun maddelerine uymamaya yönelten bu açıklamalar Türk Ceza Kanunu 217.maddedeki " halkı kanunlara uymamaya tahrik " suçunu da oluşturabilecek niteliktedir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanının bu açıklamaları yapıyor olması tam bir vehamettir.

Laik hukuk düzenini benimsemiş ve özümsemiş olan Türkiye Cumhuriyeti'nde gerek Anayasamız gerekse taraf olduğumuz Milletlerarası sözleşmelere aykırı olarak suç oluşturan ve ülkemizin kanayan bir yarası olan çocuk evliliklerini herhangi bir bağlamda aklamaya, meşru kılmaya yönelik bu eylem ve zihniyetin karşısında durduğumuzu, her platformda da durmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.”

Başta Eskişehir Baro Başkanı Mustafa Elagöz olmak üzere, açıklamada emeği geçen ilgili komisyon başkan ve üyeleri ile konuya duyarlı yaklaşan tüm avukatları gönülden kutluyorum.

 Ne var ki bu hadsizliğe bendeniz de birkaç kelam etmezsem, içime dert olur.

Çocuk demeyecek, ‘15 yaşında’ diyeceksin…

Fiziksel ve zihinsel gelişimi tamamlanmamış oyun oynaması gereken bu çocuklarla evlenilsin diyeceksin…

Üstelik bu kanunsuz açıklamaları kanun koyucu olan TBMM’de sarf edeceksin…

En az 5 adet kanun maddesine muhalefet edeceksin…

İnsanların vicdanını sızlatacaksın…

Ne var ki yine de maaşını onların sayesinde alacaksın.

Gördüğünüz üzere böylesine ne desem az kalır…

Lakin eminim ki yaptığı hadsizliğin hesabını soracak, yürekli Cumhuriyet Savcıları da vardır…

Ne diyelim?

Hz. Ömer’in dediği üzere: “Hadsize haddini bildirmek, bir yetimi giydirmek gibidir” diyelim…

Bendeniz yarın yine buradayım.