Mevsimin hızlı geçişinde yüzümü tül gibi süpüren sakinleşmiş rüzgâr ile topuklarımı vura vura ilerliyorum.
Bu sohbet benim için biraz daha önemli çünkü.. Kulağımda sadece benim duyduğum dörtlükler,
Eşlik edip yüksek sesle okumamak için yutkunuyorum.
Ama yüreği dilbaz üstat Sezai Karakoç susmuyor
Ve güldün yağmurlar yağdı
İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı
Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak
Yaralı bir ceylan kalbi kadar içli sesi vardı….
Ve kadını yücelten kadının kadına tutunarak daha dik durduğu, birbirinden güç aldığı, ceylan yüreğinin naifliğinde yükseldiği o güzel muhabbet zeminindeyiz bu hafta..
Eskişehir KADEM Temsilciliğinde Başkanımız Mehtap Özkaya ile hasbihal edeceğiz.
Malum bir 8 Mart daha geldi. Her günden daha çok kadın denen bugünde biz de BİZİ konuşmak, KADEM’i işlemek için bir araya geldik.
Yani sizleri bize davet ettik efendim buyurunuz,
Sayın Özkaya hoş geldiniz nasılsınız?
Çok teşekkür ediyorum Asalet Hanım siz de hoş geldiniz.
Başkanım çok özel bir günde sizinle olmak istedik.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde sizinle hasbihal etmek bizim için çok kıymetli.
Bugünün anlam ve önemine binaen birkaç cümle söyleyerek başlayalım mı?
Kadınların toplumun her alanındaki emeği, gücü ve dirayeti, dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getiriyor. 8 Mart, sadece kadınların başarılarını ve haklarını kutladığımız bir günden ziyade adalet, özgürlük, her anlamda güvenli ve yaşanabilir bir toplum için süregelen mücadelenin de sembolü haline gelmeli kanımca. Nitekim güçlü kadınlar güvenli bir toplum ve güvenli bir gelecek adına çok önemli.
KADEM ismi bir kısaltma gibi algılansa da ben ilk duyduğumda biraz manidar bulmuştum.
KADEM kelimesinin anlamı aslında öncelikli olan, adım atmak gibi özel ve güzel anlamları var.
Acaba bunlar da düşünülmüş müdür?
KADEM ismi, Kadın ve Demokrasi Derneği açılımının bir kısaltması olarak kurulmuş olsa da, kelimenin taşıdığı anlamlar ve çağrışımlar gerçekten de düşündürücü ve manidar. "Kadem" kelimesi Türkçe’de "adım" anlamına gelir ve bu, derneğin kadınların toplumsal hayatta daha aktif rol almaları, demokrasiye katkıda bulunmaları ve ilerlemeleri için attığı adımları sembolize etmesi adına önemli bir anlamı da içinde barındırıyor. Ayrıca "kadem" kelimesi, bir şeyin başlangıcını veya öncülüğünü de ifade edebilir ki bu da derneğimizin misyonuyla örtüşüyor.
KADEM'in isminin seçiminde bu anlamların da göz önünde bulundurulmuş olması muhtemeldir. Vakıf, kadınların toplumsal, sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda daha fazla söz sahibi olmalarını hedefleyen çalışmalar yürütüyor. Bu bağlamda, "adım atmak" ve "öncü olmak" gibi kavramlar, derneğimizin faaliyetlerini ve hedeflerini oldukça iyi yansıtıyor. Dolayısıyla, KADEM isminin sadece bir kısaltma olmanın ötesinde, derneğin misyonunu ve vizyonunu da temsil eden derin bir anlam taşıdığını söylemek mümkün.
Söz konusu biz olunca yani kadınlar olunca cümleler ağzımızdan değil yüreğimizden çıkıyor.
Mehtap Hanım da kendinden emin, sorumluluğuna hakim ve kendisi karşımda otursa da, cümleler ayakta..
Bu gurur beni gayri ihtiyari tebessüm ettiriyor.
Durun biraz kasılayım..
Efendim KADEM yani Kadın ve Demokrasi Derneği’nin mazisinden bahsedelim istiyorum biraz. Hangi amaca hizmet ediyor derneğiniz?
KADEM kadınların temel hakları ve ailenin güçlendirilmesi için çalışan kadınların hayatına dair farkındalık çalışmaları yürüten bir sivil toplum kuruluşu. Ülke çapında 55 temsilciliği ve ayrıca gençlik yapılanmalarımızla birlikte yürüttüğü faaliyetlerle kadınlarla ve gençlerimizle beraber yol yürümekte.
Vakıf çalışmalarımız bünyesinde hukuk, iş ve ekonomi, basın ve medya iletişim, akademik araştırma ve geliştirme, gençlik gibi çeşitli kurullarımız bulunuyor.
Bu kurullarımızda ise istismara uğramış ve şiddet görmüş kadınların davalarına müdahil oluyoruz. Ayrıca kadınların kendi haklarını öğrenmeleri ve devletin sağladığı imkânlardan haberdar olmaları için de eğitim ve seminerler düzenliyoruz. İş ve ekonomi kurulumuzla iş hayatındaki kadınların yaşadığı sorunların çözümüne yönelik, basın kurulumuzda medya ve iletişim alanında çalışmalar yürüterek medyada kadın temsili ve kadının medyada görünürlüğü ile ilgili faaliyetlere imza atıyoruz.
Akademi kurulumuzda paneller ve kongreler düzenliyor bu alanda “kadın” konusuna dair yaşadığımız coğrafyanın bakış açısıyla bilimsel perspektiften söylem oluşturuyor, akademiye katkı sağlıyoruz.
Sadece yurt içinde değil uluslararası arenada varlık göstererek iki senede bir uluslararası kadın ve adalet zirvesi gerçekleştiriyoruz.
Ayrıca yılda iki kez çıkardığımız KADEM Kadın Araştırmaları Dergisi ile kadın tarihine katkı sağlıyoruz.
En önem verdiğimiz faaliyetlerden biri lobicilik çalışmaları, yurt dışında BM’de ve 20 farklı toplantıda Türk kadınının doğru şekilde temsili için çalışmalar yapıyoruz. Genç KADEM ile üniversite öğrencileri ve yeni mezun arkadaşlarla çeşitli alanlarda sosyal sorumluluk projelerini de hayata geçiriyoruz
Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında farklı mottolarla çalışmalarımız var. Örneğin 2024 yılına ait 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kampanyamız için güçlü bir araştırma gerçekleştirdik. Televizyonda ve dijital platformlarda en çok izlenen 14 yerli yapım diziyi kadına yönelik şiddet bağlamında ele aldık. Bu araştırmada hangi dizileri mercek altına aldığımız, ne tür sorulara cevap aradığımızı ve elde ettiğimiz sonuçları ise kamuoyu ile paylaşarak konuya ilişkin hem akademik hem de toplumsal olarak farkındalık sağlayarak çözüm yolları noktasında çalışmalar için öncü bir çalışmaya imza attık.
Sayın Özkaya bu mukaddes çalışmalardan bahsederken “Asalet Hanım benim hayatımı da yazın ne olur” diye gelen yüzlerce mesajlar geliyor aklıma.
Ne ilginçtir ki örselenmek denince ilk akla gelen hep kadın..
Tek başına hayatta kalmak, ayakta kalmak önemli ama birbirine tutunarak ayakta kalmanın elzem oluşu da bugün KADEM’in gerekliliğini gösteriyor.
Akışın içerisinde biraz daha detaylandırarak devam etmek istiyorum ve soruyorum,
KADEM’de ne gibi hizmetlerinizden istifade edilebiliyor?
Eskişehir Temsilciliği kurulduğu 16 Aralık 2017 yılından bu yana, kadınların toplumsal, ekonomik ve kültürel alanlarda güçlenmesini desteklemek amacıyla çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Temsilciliğimiz bazında güncel 13 yürütme kurulu üyemiz yaklaşık 300 gönüllü üyemizle bahse konu faaliyetler, eğitim programları, farkındalık projeleri, iş birlikleri ve gönüllülük çalışmaları gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Eskişehir Temsilciliği olarak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Cumhuriyet Başsavcılığı, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi gibi bazı kurumlarla iş birliği protokollerimiz ile kadın ve gençlere yönelik çalışmalarımız mevcut.
Temsilcilik bünyemizde yaptığımız kurslardan bazıları, geri dönüşüm ve tasarım, el sanatları, pastacılık, lületaşı işlemeciliği, işaret dili, proje yazma, İngilizce ve dokuma atölyelerimizle kadınlarımızın ve gençlerimizin sosyal ve ekonomik hayatta güçlenmelerine destek oluyoruz. Psikolog, sosyolog, avukat ve ilahiyatçılardan oluşan 15 kişilik eğitim kadromuz ile Kadın Yasal Hakları Eğitimi, Güven Toplumun İnşası Şiddetin Anatomisi ve Çözüm Yolları Eğitimi, İki İnsan, İbrahimi Dinlerde Kadın ve Sosyal Destekler Eğitim modülleriylle sahada kadınlarımızın ve gençlerimizin bilinç ve farkındalık kazanmalarına katkı sunuyor, sosyal sorumluluk projeleriyle de gönüllülerimize, üyelerimize çalışma alanları açarak gönüllüğün önemini ekip ruhuyla bütünleştirmeye çalışıyoruz.
Eskişehir’de kurulduğumuz günden bu yana merkezde ve ilçelerimizdeki eğitimlerimizle yaklaşık sekiz bin kişiye dokunduk. Bunun yanı sıra panel, söyleşi, konferans, stant, sergi çalışmalarımızla birlikte toplam Eskişehir bazında yaklaşık verilerimize göre on bin kişiye ulaşım sağladık.
Sayın Özkaya,
Maalesef Türkiye’de kadın olmak denince ilk akla gelen,
Bunu zül duyarak ifade ediyorum ama “kadına yönelik şiddet”
Sebepleri diye sıralarsak belki de birçok şey sayabiliriz ama sizce en temel sebep nedir?
Kadına yönelik şiddetin birçok sebebi var ancak en temel sebep toplumsal cinsiyet eşitsizliği diyebiliriz.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, kadınların erkeklerden daha düşük bir konumda olduğu algısını besliyor işin temelinde ve bunu meşrulaştıran kültürel, ekonomik, hukuki ve psikolojik faktörler bulunuyor. Bu eşitsizlik, erkeklerin kadınlar üzerinde tahakküm kurmasını normalleştiren ataerkil yapılarla pekiştirilir. Sonuç olarak:
Geleneksel, toplumsal roller
Eğitim ve ekonomik eşitsizlik
Hukuki yaptırımların yetersizliği
Medyada ve günlük yaşamda normalleşen şiddet
Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, şiddeti besleyen ana nedenler arasında sıralanabilir.
Ülkemizin bazı bölgelerinde hali hazırda kültürel faktörler dense de aslında temelinde farklı birçok sıkıntıların olduğu ve özellikle kadınların mağdur olduğu, ikinci planda kalmak zorunda kaldığı kıramadığı bir zincir var.
KADEM’in o bölgelerde daha etkili aksiyon alması söz konusu mu?
Türkiye'nin bazı bölgelerinde kadınların kültürel ve toplumsal nedenlerle ikinci planda kaldığı ve mağduriyet yaşadığı bir gerçek. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), bu tür sorunların çözümüne yönelik çeşitli çalışmalar yürütmektedir.
Öncesi ve sonrası dersek son yirmi yılda kadınları rahatlatan ne gibi değişiklikler oldu?
Son 20 yılda Türkiye'de kadınların özel, kamusal ve toplumsal alandaki gelişmeleri birçok farklı alanda ele alınabilir. Bu hukuki düzenlemeler, eğitimde fırsat eşitliği, iş gücüne katılım, siyasette kadın temsilin artırılması ve güçlendirilmesi, şiddetle mücadele ve sosyal farkındalık gibi alanlarda değişimler kesinlikle devrim niteliğinde.
Türkiye'de kadın haklarıyla ilgili son yirmi yılda çok önemli yasal düzenlemeler yapıldı, mevcut yasaların güçlendirilmesinin yanı sıra Medeni Kanun Değişiklikleri (2002) ile kadın-erkek eşitliği güçlendirilerek aile içinde kadınların daha fazla hak sahibi olması önemli bir gelişme kesinlikle. Evli çiftlerin ortak mal rejimi, kadınların evlilik içinde edinilmiş mallar üzerinde hak sahibi olması,. Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek adına ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair 2012 yılında 6284 sayılı kanunun ilave edilmesi, şiddet mağdurlarına uzaklaştırma kararı, sığınma evleri ve hukuki destek gibi haklar bu süreçte edinilmiş en önemli yasal haklar.
2003 yılında başlatılan "Haydi Kızlar Okula" kampanyası ile özellikle kırsal bölgelerde kız çocuklarının eğitime erişimi artırılması, kadın akademisyen oranının bu süreçte %40’ı geçmesi ve benim için en önemli kararlardan birisi olan, üniversitelerde ve kamu kurumlarında başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla, kadınların eğitim ve çalışma hayatına katılımının önündeki engellerden birinin daha ortadan kalkması yaşanan en güzel gelişmelerden biridir kesinlikle.
İş gücüne katılım ve ekonomik haklar noktasında yapılan çalışmalar ile birlikte kadın istihdamının artış göstermesi, özellikle girişimcilik destekleri ile KOSGEB ve TÜBİTAK gibi kurumlar kadın girişimcilere özel hibeler ve kredi destekleri kadın işletmecilerinin sayısını ciddi oranda artırmış durumda.
Doğum izni süresi 8 haftadan 16 haftaya çıkarılması, kadınlara yarı zamanlı çalışma hakkının verilmesi, yine kadınların siyasette ve kamusal alanda, yerel yönetimlerde temsilinin gözle görülür şekilde arttığını görmek çok heyecan veriyor bir kadın olarak.
Bu arada yakından takip ettiğimiz kadın sığınma evleri ve destek mekanizmaları güçlendirilerek artırılmaya devam etmesi bir sivil toplum yapılanması olarak bizim için çok kıymetli.
Şiddet Önleme ve İnceleme Merkezleri’nin etkili çalışmaları, veri analizlerine bağlı geliştirilen uygulamalar, kadın sığınma evleri ve destek mekanizmalarının güçlendirilerek artırılmaya devam etmesi sivil toplum yapılanması adına bizim için çok kıymetli.
ALO 183 Kadın Destek Hattı ile kadınlara yönelik psikososyal danışmanlık hizmeti, 2019 yılında milyonlarca kadının telefonunda bulunan KADES uygulaması ile ivedi şekilde şiddeti önlemeye ve sonuçlarını engellemeye yönelik yenilikler ile yürütülen mücadele için son derece önemli ve olumlu gelişmelerdir
Noktası koyulamayan sohbetler vardır ya hani kıymetli dostlar,
Mevzu biz isek hep noktalı virgül..
Ama biz kucaklaşarak ayrıldık Mehtap Özkaya ile..
Bazı duyguları ifade etmek için cümle kurulmaz. Derinlerden topladığınız nefesinizi içinize sığdıramamak ve hissedilir bir ahh çekmek çok şeyi anlatır.
Hayatın içinde umut etmenin stresi yarı yarıya azalttığını okumuştum bir yerde..
Yani ilk basamak umut etmek..
En dip noktamızda iken başımızı kaldıran ve bizi iyiye doğruya sevk eden her zaman umuttur.
Ve yüreğimizdeki umudu besleyen, işte o doğru yola sevk eden şükredilesi güzellik KADEM..
Ve canım kadınlar,
Bırakın başkalarını, biz bizi küçümsememeliyiz.
Duruşumuzla, inancımızla öyle güzel parlayacağız ki, dünya bizimle parlamaya devam edecek.
Bugün değil her gün bizim. Dünya bizimle güzel.
Kalın sağlıcakla