Bingöl açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Bugün çözüm aradığımız, “sahipsiz sokak köpekleri” sorunu bugün ortaya çıkmış değildir. Bugün çözülmesi zor, yükü ağır olarak karşımızda duran bu sorun, daha küçük sorunların ihmal edilmesi sonucunda oluşmuştur. Bizler, “karıncayı yaşat ki, devlet yaşasın” hassasiyetiyle hareket etmeyi inancımızın bir gereği olarak görürüz. Ancak şunu da kabul ederiz ki; belli bir aşamadan sonra sahipsiz sokak köpeklerinin uyutulması, istemesek de zorunlu hale gelebiliyor. Ancak getirdiğiniz teklifte “ötanazi” olarak ifade ettiğiniz yöntem birçok infiale yol açabilecek, çerçevesi geniş tutulmuş olması nedeniyle kabul edilebilir değildir. Üstelik bunu belediyelere verdiğiniz bir imkân olarak tanımlamanız asla vicdani değildir, son derece kusurlu ifadelerdir. Bu konunun siyasi saiklerle yerel yönetimler üzerinde bir baskı unsuru haline getirebilecek düzenlemelerden kaçınmak gerekir. Merkezi yönetim sadece denetim kısmında değil, uygulama kısmında da sorumluluk almalıdır. Bunun yanında hayvan hakları kuruluşları ve veterinerlerimiz de sürece mutlaka dahil edilmelidir”
Teklifinizde bu durumu düzenleyen bir hüküm konulmamış
Bingöl şöyle devam etti, “Kamusal alanlar olan sokaklar, parklar ve kaldırımlarda hayvanların rastgele beslenmesi birçok tartışmaya yol açıyorken aynı zamanda bu ortamlara bırakılan sağlıksız besinler hastalık yayabiliyor. Teklifinizde bu durumu düzenleyen bir hüküm konulmamış. Şunu kabul etmeliyiz ki; “sahipsiz sokak köpekleri” diye bir sorun var ve sokaklarımız özellikle çocuk ve yaşlılarımız gibi zayıf bireyler için güvenli değil. Bunun yanında hayvanlara kötü muamele, şiddet ile birlikte barınaklarda çok kötü şartların olduğu da kabul etmemiz gereken bir gerçektir. Biz, parti olarak ortaya koyduğumuz raporlar ve kanun teklifimizle özetle diyoruz ki; sokaklar güvenli, hayvanlar güvende olacak”
Bingöl, önerilerini ise şu şekilde sıraladı;
1- Sokak köpekleri kısırlaştırıldıktan sonra tekrar sokağa bırakılmamalıdır. Köpeklerin alındıkları ortama geri bırakılması popülasyonun kontrolünü imkânsız hale getirmektedir.
2- Barınak ve bakımevlerinin yanı sıra yaşam alanları kurulmalıdır. Uygun bulunan açık alanlar sahipsiz sokak köpekleri için yaşam alanına dönüştürülmeli, daha doğal ve özgür bir ortamda yaşamaları sağlanmalı. Gerekli görüldüğü halde yaşam alanı içerisinde de barınak kurulması sağlanmalıdır.
3- Barınak ve bakımevlerinin şartları iyileştirilmeli, kamera sistemleri ile 7/24 izlenebilmelidir.
4- Bağış toplayan hayvansever kuruluşlar, barınak ve bakımevleri kurmakla yükümlü olmalıdır. böylece belediyeler ve bakanlık üzerindeki mali yük paylaştırılmalıdır. bağış yapmak isteyen havanseverler, hem yaptığı bağışın karşılığını görebilmeli hem de çalışmaları bizzat denetleyebilmelidir.
5- Barınak, bakımevi ve yaşam alanlarında çalışan personellere yönelik eğitim zorunlu hale getirilmelidir.
6- Gönüllülerin barınak ve bakımevlerini ziyaret etmesi ve aktif görev almaları kolaylaştırılmalıdır.
7-Evcil hayvan satışı kontrol altında olmalıdır. hayvan sahiplendirme esas alınmalı, merdiven altı üretim ve satışa izin verilmemelidir.
8- Tüm evcil hayvanlar mikroçip ile kayıt altına alınmalıdır. Hayvanların sokağa bırakılması, kaybolması, hastalık bulaştırması gibi olumsuzlukların önüne geçilmelidir.
9- Tehlikeli ırklara izin verilmemeli, tehlikeli ve yasak ırkların saldırılarından sahipleri sorumlu tutulmalıdır. yasak ırk köpeğin bir insana zarar vermesi durumunda sahibine Türk Ceza Kanunu uyarınca ceza verilmelidir.
10- Cezalar daha caydırıcı hale getirilmeli, hayvanlara yönelik şiddet ve işkence uygulayanlara, hayvanları sokağa terk uygulanmalıdır. edenlere daha caydırıcı cezalar insan hayatını merkeze alan ve hayvan refahını gözeten bir bakış açısıyla; “sahipsiz sokak köpekleri” sorununun çözülmesi için gayret ediyoruz. Muhalefet tarafından gelen her teklifin peşin hükümle dikkate alınmaması kabul edilebilir bir tavır değildir. Getirdiğiniz teklif, birçok açıdan bilimsellikten uzak bir şekilde hazırlanmıştır. Sokak hayvanları gibi genel bir kavram kullanmışsınız, kazalara ve ölümlere sebep olan hayvanların mutlaka tasnif edilmesi gerekir. Bu hayvanlardan kaçının sahipsiz sokak köpeği olduğu açık bir şekilde ortaya konulmalıdır. Geçmişte de insanlığa sığmayan benzer uygulamalarla köpek popülâsyonunun önüne geçilmek istenmiştir. Ancak başarılı olunamamıştır. Sonuç birçok masum canın ölümüne ve bir dizi doğal felaketlere yol açmıştır. Tarih tekerrürden ibarettir. Geçmişten ders almayana gelecek merhamet etmez. İnsanı insan yapan diğer canlılardan ayıran aklı ve vicdanıdır. Çıkarılmak istenen yasa ne akla ne vicdana sığmaktadır.