ESOGÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emine Gümüşsoy ve Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici’nin de katıldığı etkinlik kapsamında, ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgül Örsal “Telesağlık Uygulamalarının Sağlık Yönetiminde Maliyete Etkisi” ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim elemanı Arş. Gör. Dr. Füsun Uzgör “Bir Faydalı Model Geliştirme Süreci: Ankilozan Spondilit Hastalarının Sub Cutan Anti-TNF Tedavi Uyumunun Artırılmasına Yönelik Mobil Uygulama İçeren Cihaz” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.
Hemşirelik Haftası ile ilgili olarak ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgül Örsal şu açıklamayı yaptı: “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sağlık Bakanlığımız, Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN) ve Türk Hemşireler Derneği’nin 2024 teması ‘Hemşirelerimiz Geleceğimiz: “Hemşirelik Bakımının Ekonomik Gücü’dür. Bu tema paralelinde tüm dünyada birçok etkinlik yürütülmektedir. DSÖ ve ICN’nin 2024 deklarasyonunda dünya çapında yaklaşık 29 milyon hemşirenin bulunduğu belirtilmektedir. DSÖ 2030 yılına kadar 4,5 milyon hemşire açığının olacağını tahmin etmektedir.
Hemşirelerin sağlığın iyileştirilmesinde ve ekonomiye daha geniş katkıda bulunulmasında çok önemli bir rol oynamakta olduğunu belirten DSÖ; verimli, etkili, dayanıklı ve sürdürülebilir sağlık sistemlerine ulaşmak için tüm ülkelerin sağlığa, hemşirelere yatırım yapmalarının zorunlu olduğunu açıklamıştır. Hemşireler sadece temel bakımı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sağlık politikalarının şekillendirilmesinde ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin desteklenmesinde de kritik bir rol oynamaktadır. Hemşireler acil durumlarda bakım sağlamakta ve küresel olarak sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini korumaktadır. Küresel olarak sağlık ve sosyal iş gücünün %67'si kadınlardan oluşmakta, hemşirelik ve ebelik meslekleri ise kadın iş gücünün önemli bir bölümünü temsil etmektedir.
Dünyadaki hemşirelerin %80'inden fazlası dünya nüfusunun yarısının yaşadığı ülkelerde çalışmakta olup, her sekiz hemşireden biri doğduğu veya eğitim aldığı ülkeden farklı bir ülkede çalışmaktadır. Hemşireler temel sağlık hizmetlerinin merkezinde yer alır ve çoğu zaman insanların gördüğü ilk ve bazen tek sağlık profesyonelidir ve onların ilk değerlendirme, bakım ve tedavisinin kalitesi hayati öneme sahiptir. Aynı zamanda kendi yerel topluluklarının bir parçasıdırlar (kültürünü, güçlü yönlerini ve zayıf noktalarını paylaşırlar) ve hastaların, ailelerin ve toplulukların ihtiyaçlarını karşılamak için etkili müdahaleleri şekillendirip sunabilirler.
DSÖ'nün Hemşirelik için Küresel Stratejik Yönergeleri (SDNM) 2021-2025 aralığında hemşireliği güçlendirme çağrısında bulunmaktadır. SDNM dört politika odak alanından oluşur: Eğitim, istihdam, liderlik ve hizmet sunumu. Her alanın beş yıllık dönem için bir hedefi ifade eden bir ‘stratejik yönü’ vardır. Ayrıca iki ila dört arasında politika önceliğini içerir. Yasalaştırılıp sürdürüldüğü takdirde, bu politikalar öncelikle dört stratejik yönde ilerlemeyi destekleyebilir:
1- Toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak yeterliliğe sahip yeterli sayıda hemşirenin eğitilmesi,
2- İş yaratmak, göçü yönetmek ve hemşireleri en çok ihtiyaç duyulan yerlerde işe almak ve işte tutmak,
3- Sağlık ve akademik sistemlerde hemşirelik liderliğinin güçlendirilmesi,
4- Hemşirelerin hizmet sunum ortamlarına güvenli ve en iyi şekilde katkıda bulunmaları için desteklenmesini, saygı duyulmasını, korunmasını, motive edilmesini ve donatılmasını sağlamak.
DSÖ daha eşitlikçi ve dayanıklı bir sağlık için ve ekonomik iyileşmeyi hızlandırmak için ülkelerin sağlık iş gücünün güçlendirilmesine yönelik yatırımları sürdürmeleri ve artırmaları gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca 2030 gündeminde tüm paydaşlar hemşirelerin sağlığı koruma ve insanları güvende tutma konusunda oynadığı kritik rolünün önemini vurgulamakta, uluslararası finans kuruluşlarının ve hayırsever yatırımlarının seferber edilmesinin anahtar rolüne dikkati çekmektedir.”