Süllü, ziyaret sonrası, fırıncıların girdi maliyetlerindeki artış ve ekmeğe yapılan zamlarla ilgili basın açıklamasında, “Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında alım gücü hızla düşen hanelerin bütçelerine uygun fiyata somun ekmek bulması imkânsızlaşıyor, sofrasına koyduğu ekmek adedi düşüyor” dedi. Dünyada en yüksek gıda enflasyonunun olduğu beş ülkeden birinin Türkiye olduğuna dikkat çeken Süllü, “Hızla artan girdi maliyetleri nedeniyle fırıncılar da ayakta kalmakta zorlandıklarını, diğer unlu mamullerin satışıyla üretime, istihdam yaratmaya devam ettiklerini ifade ediyor ve ucuz ekmek için devletten destek bekliyorlar” ifadelerini kullandı.
Dünyada gıda fiyatları son bir yılda yüzde 11 düşerken, uygulanan yanlış ekonomi ve tarım politikaları ile Türkiye’de 76 arttığını belirten Dr. Jale Nur Süllü, “Gıda enflasyonundan en çok etkilenen alanların başında en temel gıda maddesi olan ekmek üretimi geliyor. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı karşısında özellikle büyük şehirlerde alım gücü hızla düşen, her geçen gün yoksullaşan hanelerin ucuz ekmeğe ulaşması gün geçtikçe güçleşiyor” dedi.
“Fırıncı da vatandaş da un fiyatlarından dertli”
Hızla artan girdi maliyetleri ile fırıncıların da ayakta kalmakta zorlandıklarını, diğer unlu mamullerin satışıyla üretime ve istihdam yaratmaya devam edebildiklerini kaydeden Süllü, “Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, işçi maliyetleri, akaryakıt zamları nedeniyle nakliye, işyeri kiraları gibi artan temel girdi maliyetleri arasında en temel, kalemi un oluşturuyor. Her ay artan maliyetlerle ekmek fiyatlarına 6 ayda, 8 ayda bir gelen artış, fırıncı esnafına yetmiyor; vatandaş ise ekmek fiyatlarından dertli” dedi.
“Un fiyatları devlet kontrolü altına alınmalı”
İç Anadolu Fırın İşverenleri Sendikası Başkanının, iki ay önce aldıkları 50 kiloluk unun fiyatı 380 TL iken bugün 620 TL’lere yükseldiği, yarın 650 TL’lerin kaçınılmaz olduğu uyarısına dikkat çeken Süllü, “Fırıncılar, undaki fiyat artışının en önemli nedenini, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) ekmek zammının önüne geçmek amacıyla un fabrikalarına daha düşük fiyattan buğday satışı uygulamasını, mayıs ayında durdurması olarak gösteriyor” dedi. TMO’nun fırınlara düşük fiyattan un desteğini kesmesinin, vatandaşın ekmeğine zam olarak yansıdığını vurgulayan Süllü, “Devlet, vatandaşın bütçesine göre ekmeğe ulaşması için un fiyatlarını kontrol altına almalı. Elektrik ve doğalgazda destekleme ve sübvansiyonları devreye sokmalı. Yerli buğdayın glüten oranı yeterli olmayışı nedeniyle ithalata bağlı sektörün döviz artışından etkilenmemesi için, yerli ekmeklik buğdayda yeterlilik oranının yükseltilmesine dönük çalışmalar yapılmalı” diyerek önerilerde bulundu.