Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan paylaşımda şu ifadelere yer verildi,
‘Fiziksel ve duygusal ihtiyaçları karşılanan çocuk, öz güvenli ve mutlu bir birey olur. Beslenmesine dikkat etmek, okul kıyafetlerinin uygun ve temiz olmasına özen göstermek, harçlığını kontrol ve ders programını takip etmek gibi hususlar, çocuklarımızın gelişimini kuvvetle destekler’
Bir çocuğun okula başlama maliyeti yüzde 150 arttı
Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (ÖVDER) Eskişehir Şube Kurucusu Faik Alkan, yapılan paylaşımla ilgili, “Derin yoksulluk altında ezilen velilerin temel isteği 1 öğün ücretsiz yemek ve sudur, mesajla atılan öğütler değildir” dedi. Alkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına günler kaldı.
Enflasyonun arttığı ve geniş kesimleri ezdiği bir süreçte okullar açılacak. Bir çocuğun okula başlama maliyeti geçen yıla göre ortalama yüzde 150 artmış durumda.
Eğitim masrafları, kırtasiye alışverişi, okula kayıt parasına ek olarak çocukların beslenme çantalarının nasıl dolacağı sorusu velilerin kafasını kurcalıyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının (TEPAV), Mayıs 2024’teki “Türkiye’de çocuk yoksulluğu: Mevcut durum ve riskler” raporuna göre, her 3 çocuktan 1 yoksulluk içerisinde. Çocukların sağlıklı gelişiminden, eğitim hakkının güvence altına alınmasından sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ise çocukların nasıl sağlıklı besleneceğine dair öğüt vermekle yetiniyor”
Bir tostu alamayan çocukların travması nasıl giderilecek
Alkan açıklamasına şöyle devam etti, “Bir öğün ücretsiz yemek ve su talebimiz ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görmezden gelinmektedir. Veliler çocuklarını sağlıklı besleyememektedir. Veliler çarşı ve pazarda, marketlerde gıda başta ucuz ürünlerin peşinde koşmaktadırlar. Buradan yetkililere sormak istiyoruz, emekli ve asgari ücretliler nasıl çocuklarına harçlık verecekler? Bir tostun 50 lira olduğu okul kantinlerinde buna ulaşamayan çocukların travmasını nasıl giderilecek”
Eğitim bir hak olmaktan ne yazık ki çıktı
Alkan, “Okullarımızda derin bir uçurum oluştu. Paran kadar eğitim temel bir olguya dönüştü. Özellikle son uygulanan ekonomik politikanın yansıması olan kamuda tasarruf eğitimi etkileyecek gibi görünüyor. Kamuda tasarruf belgesinde doğrudan bir madde olarak yer almasa bile kamusal bir hak olan eğitim hakkında çeşitli biçimlerde “tasarrufa” gidiliyor. Genelgeyle birlikte kamu hizmetleri için yeni binalar alınamayacağını, kiralanamayacağını ya da yapılamayacağını biliyoruz. Ama mevzu bundan da öte. Daha geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de mevsimlik işçilik yapan ailelerin çocuklarının yoğunluklu olarak gittiği bir okulun “kamu zararı” gerekçesiyle kapatılacağı açıklandı. Kamu zararı... Onlarca çocuğun eğitim hakkının kamu zararı olarak ifade edildiği bir dönemdeyiz. Aynı şekilde taşımalı eğitimde de sıkıntılar yaşanacağı görülmektedir. Son olarak Sayın İl Milli Eğitim Müdürümüz, mesajında yazdıklarının gerçek hayatta ne kadar karşılığı olduğuna bakması gerektiğini belirtmek isterim”
