Yurtman'ın aktardığına göre, ESÇEVDER ve diğer sivil örgütler, kamu kurumları ve belediyeler 2020 yılında, Murat Dağı'ndaki altın arama başvurusunu durdurmuştu. Ancak, aynı şirket olan Anadolu Export tarafından tekrar bir başvuru yapıldı.
“Beslediği illeri susuz bırakabilir”
Murat Dağı'nın Türkiye'nin en önemli su rezervi olduğunu belirten Sadık Yurtman, Gediz Nehri ve Porsuk Çayı'nın buradan doğduğunu ve bunların Menderes ve Sakarya nehirlerini beslediğini vurguladı. Cevheri çıkarmak için belirlenen sahada patlatma yapılacağı ve yer altı sularını tehdit edeceği kaygısını dile getirdi. Yurtman, bu durumun Gediz Nehri ve Porsuk Çayı havzalarında yaşanan ormansızlaşma ve hava kirliliğini tetikleyeceğini ve beslediği illeri susuz bırakabileceğini belirtti.
Ayrıca, Başkan Yurtman işletmenin ruhsatlı sahasının büyüklüğüne ve bir tahribat oluşturma potansiyeli hakkında da endişeler dile getirdi. Murat Dağı'nın aynı zamanda bir doğa ve spor destinasyonu olduğunu ve tesisleşmenin bu bölgenin doğal zenginliklerini de tehdit edeceğini ifade etti.
CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü ise bölgenin su kaynaklarına verdiği öneme dikkat çekti ve altın arama faaliyetlerinin çevresel etkilerine karşı uyardı. Doğru tarım ve sulama uygulamalarının önemini vurgulayan Süllü, Murat Dağı'nın bir yaşam kaynağı olduğunu, çünkü Porsuk Çayı'nın doğduğu yer olduğunu belirtti. Murat Dağı'ndan kaynaklanan birçok akarsu yanında, Murat Dağı'na bağlı olarak tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan yaklaşık 10 milyon insan bulunduğunu ifade etti
Süllü: Porsuk Çayı da kuruyabilir
Dr. Süllü, altın arama sürecinin ekosistemi bozabileceği ve Porsuk Çayı'nı kurutabileceği konusunda uyardı. İhtiyaçları göz önünde bulundurarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na başvurarak, Murat Dağı'nda altın arama başvurusunun iptalini talep etti. Süllü, bu mücadele içinde olduğunu belirtti ve Porsuk Çayı'nın korunmasına yönelik her türlü tehdidi önlemek için mücadele etmeye devam edeceklerini dile getirdi.