DEVA Partisi Eskişehir İl Başkanı Av. Resul Ertürk, düzenlediği basın toplantısına çeşitli konulara dair açıklamalarda bulundu. Ertürk, “Bugün ülkemizde son dönemde yapılan alışılmışın dışındaki siyasi açıklamalar, özellikle beklenmedik kişilerden beklenmedik çağrılar önemli bir gündem teşkil etmekte ancak halkımızın gündemi; akşam yemeğinde yenilecek yemek, okulda öğrencilerin alıp alamayacağının muamma olduğu simit çay, ay sonu ödemelerin nasıl yapılacağı derdidir. Ekonomik şartların gün geçtikçe ağırlaşması ise maalesef çok daha kötü bir hayat tarzı yaşanmasına sebep olmaktadır. Asgari ücretin ülkemizde alternatif bir ücret olmaktan ziyade çoğu hanede ana gelir kaynağı olduğunu görüyoruz. Bu sebeple Ocak ayında asgari ücrette yapılacak zammın toplumun geniş bir kesimi için çok çok önemli olduğunu hatırlatıyoruz. Ocak ayında asgari ücrete yapılacak zammın halkımızı rahatlatacak düzeyde yapılması gerekmektedir. Milleti fakirleştirerek enflasyon düşmez. Asgari ücretin alım gücünün artırılması ise genel ekonomi politikalarının yanında ülkedeki adaletin eğitimin ve özgürlüklerin genişlemesine bağlı olduğunu iktidara hatırlatıyoruz, halkın ihtiyaçlarını görmezden gelemezsiniz” dedi.

“Ulusal basına da yansıyan olaylar halkımızı tedirgin etmektedir”

Eskişehir’in güvenliğine değinen Ertürk, “Eskişehir’de son dönemde ulusal basına da yansıyan halkı tedirgin eden güvenlik problemlerinin ortaya çıkması endişe yaratmaktadır. Şehir merkezinde meydana gelen silahlı yaralamalı eylemler, Eskişehir halkını tedirgin etmektedir. Eskişehir’in özgürlükçü, kültürlü, yaşanılabilir şehir sıfatlarının kaybedilmemesi için belediyelerimize, şehirdeki tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütleri ve güvenlik güçlerine büyük görev düşmektedir. Belediyelerimiz kültür sanat faaliyetlerinin yanında bu konulara da önem vermelidir. Belediyeler önceliğinde her mahallede farkındalık organizasyonlarının yapılması, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere şiddet mağdurlarının rehabilite edilerek sosyalleşme süreçlerinin kısaltılması gerekmektedir. Sivil toplum örgütlerinin yapacağı çalışmalara alan açılmalı destek verilmelidir” şeklinde konuştu. 

Deprem gerçeğine dair alınabilecek önlemlere değindi

Eskişehir’in deprem gerçeğine değinen Ertürk, “Şehrimizdeki en önemli sorunlardan bir diğeri deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olduğumuzdur deprem ülkemizin çok acı tecrübeler sahibi olduğu bir alandır. Eskişehir deprem riski yüksek bir coğrafi alanda yer almaktadır. Yarın çok geç olmadan şimdiden gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Yakın tarihimizde yaşadığımız Kahramanmaraş, Hatay depremlerinin acısı hala yüreklerimizde taze durmaktadır. Eskişehir'de deprem riski yüksek olduğundan, il yönetimimizle bu soruna karşı alınabilecek bazı önlemlere kısaca değinmek istiyorum. Mevcut binaların depreme dayanıklılığını kontrol etmek için performans analizleri yapılmalı. Eskişehir'de 1999 öncesi yapılmış binaların özellikle incelenmesi ve gerekirse güçlendirilmesi veya yeniden inşa edilmesi gerekebilir. Özellikle şehir merkezindeki binaların yaşı bir hayli fazladır. Özellikle Porsuk Çayı çevresindeki alüvyonlu zeminlerde bulunan bitişik nizam, yüksek katlı yapılar, kentsel dönüşüm projeleri ile yenilenmeli. Bu, yüksek risk altındaki bölgelerin güvenli hale getirilmesine yardımcı olur. Deprem riski göz önünde bulundurularak, şehrin imar planları güncellenmeli, zemin etütleri yapılarak uygun yerlere yapılaşma izni verilmelidir. Deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenler hakkında halk eğitimi seferberlikleri başlatılmalı. Deprem tatbikatları ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmeli. Eğitimin bu alanda da çok önemli olduğunu hassasiyetle belirtmek isterim. İnsanlara "Çök, Kapan, Tutun" gibi hayat kurtarıcı hareketler öğretilmeli. Deprem sonrası güvenli toplanma alanları belirlenmeli ve bu alanlar korunmalıdır. Bu alanların ilanının sağlanması, halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir. AFAD ve diğer afet müdahale ekipleri için sürekli hazırlık ve eğitim programları düzenlenmeli. Tatbikatlar düzenlenmelidir. Binalar için Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) yaptırılması teşvik edilmeli, bu konuda bilinçlendirme yapılmalı. Deprem sonrası yardım organizasyonları için Eskişehir Valiliği, Kızılay ve diğer kurumlar arasında etkili bir koordinasyon sağlanmalı. Yardım malzemelerinin toplanma ve dağıtım süreci düzenli hale getirilmeli. Eskişehir ve çevresindeki fay hatlarının aktif olarak izlenmesi için sismik izleme istasyonlarının sayısı artırılmalıdır. Deprem bilimi (sismoloji) üzerine daha fazla araştırma yapılmalı ve bu bilgiler kent planlamasına yansıtılmalı. Deprem çalıştaylarının şehrimizde düzenlenmesi için girişimlerde bulunulmalı. Üniversitelerimizdeki değerli akademisyenlerin görüşleri alınarak, sürece dahil edilmesi sağlanmalıdır. Eskişehir için deprem riskini azaltmanın yolu, bu tür önleyici ve hazırlayıcı adımların birleşik bir şekilde uygulanmasından geçmektedir. Bu, sadece yerel yönetimlerin değil, tüm toplumun katılımını ve bilinçlenmesini gerektirir. Bu noktada deprem bilincinin oluşması adına yürekten destek vereceğimizi ilan ediyoruz.

Muhabir: Fatih Arduç