Dilara Tambova açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
“Şahsi inancıma göre siyaset kurumu, çok önemli ve de kutsal bir yapıdır; zira topluma yön veren ve hatta iktidar olduğunda, tüm toplumu ve ülkeyi yönetmeye namzet bir olgudur. Keza siyaset bilimiyle beraber; sosyolojinin, tarih biliminin, insan psikolojisinin de iç içe olduğuna inanmaktayım. Çünkü siyaset! Bizzat insan ve toplum için icra edilir ve bu toplumun içinde yetişmiş insanlarla yapılır. Eskişehir kamuoyu, son birkaç aydır “malum” bir milletvekilinin; bilumum anlamsız (ki bana göre hepsi anlamlı ve bilinçliydi) açıklamalarını konuşmaktaydı. Ve beklendiği üzere; partisinden istifa eden sayın vekilin, istifa gerekçesi olarak yapmış olduğu açıklamalar ise akıllara durgunluk verecek türden; “genel seçim sürecinden beri derin görüş ayrılıkları yaşamaktaymış!” ve lakin buna rağmen, İYİ Parti’den aday olmuş ve o partiye oy veren insanlar sayesinde vekil seçilmiştir. Siyaset tarihimiz, çok ayıplı ve kusurlu eylemler görmüştür; lakin bu da en kötüler arasında gösterilmeye namzettir diye düşünmekteyim”
“En baştan tercihlerini iyi düşünerek yapmadılar”
Tambova şöyle devam etti;
“Esasen ben, demokrasiyi tam özümsemiş biri olarak; hür irade ve özgün fikirleri olan insanların, siyaset yapmalarından yanayım. Lakin buradaki kırmızı çizgi; ilkeli ve tutarlı olmak ve en önemlisi de kişisel menfaat gütmemektir. Toplumsal ve siyasal olaylarda; kişilerden çok sistemi ve yapıyı önemsemekteyim, zira bu insanların, bir anda siyasette türemiş olmalarının başlıca nedeni de bu çürümüş sistemdir. Asıl kaygım ve isyanım ise parayı verenin, siyaseti sahiplendiği, bu yozlaşmış ve de arındırılmamış sürecedir. İnsanlar, görüşlerini ve icra mecralarını değiştirebilirler. Çok keskin fikir ve ideolojik savrulmalar yaşayıp, parti de değiştirebilirler. Ancak siyaset kumrunu, bu derece hafife alarak, rüzgâra ve menfaate göre yön değiştirip; böyle ayaklar altına almaya da kimsenin hakkı yoktur. Eskişehir için büyük bir kayıp olan bu şahıs, bütün kariyeri başarıla dolu olan Sayın Yılmaz Büyükerşen’in, yaşı üzerinden yarattığı polemikle, siyaset üslubunun hangi ölçüde olduğunu da ispat etmiştir. Bu vekilin aklına uyup, Sayın Büyükerşen’e, aynı yakışız ve isabetsiz sözlerle sataşan diğer “iyiler” de kimin aklıyla hareket ettiklerine bakıp, belki mahcup olmuşlardır. İnsanların, özgür iradesiyle istedikleri partide siyaset yapma hakları vardır. Ancak, en baştan, tercihlerini iyi düşünerek yapmış olsalardı, kendilerine oy veren binlerce yurttaşın da vebalini taşımamış olurlardı. Buradaki en kritik nokta ise bu kişiyi milletvekili adayı yapan irade, yani Sayın Akşener’dir. Hangi kriterlere ve hangi parti hizmetine göre aday yapılmıştır, doğrusu merak etmekteyim. Ya çok öngörüsüzdünüz ya da kamuoyunun bilmediği, bambaşka bir uzlaşı zemininiz vardı; zira vekilinizin ifadesine göre görüş ayrılığınız seçim tarihinden itibaren mevcuttu. Esas itibariyle sizin de Eskişehir’e bir özür borcunuz vardır. Kıssadan hisse! Yazık ettiniz Türk siyasetine” diye konuştu.