Demir açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın Eskişehir programı esnasında, aylardır sürecini takip ettiğimiz ve milli duruş noktasında takdir ettiğimiz Mihalgazi Belediye Meclis Üyesi Kemal Güner Poyraz’ın partimize katıldığını ve aynı saflarda omuz omuza mücadele edeceğimizi kıymetli Eskişehir kamuoyuyla paylaştık. Herhangi bir karalama veya propaganda yapmadan, sürecin hassasiyetini gözeterek çizdiğimiz stratejinin belli odaklar tarafından algılanmamış olması bizleri derinden üzmüştür. CHP İl Başkanı’nın mesnetsiz ifadeleri nedeniyle açıklama yapma gereği hasıl olmuştur. Sayın Kemal Güner Poyraz, yaptığı sosyal medya paylaşımları nedeniyle ihraç istemiyle disipline sevk edilmiş, disiplin kurulunun yaptığı inceleme neticesinde kınama cezası alması kararlaştırılmıştır. Ancak, yerel yönetimlerde kutuplaşmanın Eskişehir halkına fayda sağlamayacağı, Eskişehir halkı için yapılan her faaliyetin kim tarafından yapıldığına bakılmaksızın takdir edilmesi gerektiğini ifade ettiği paylaşımın mevcut yapıda kimleri rahatsız ettiği açıkça ortadadır. İkinci disiplin süreci ise halihazırda sonuçlanmamış olup, bildiğimiz kadarıyla İl Disiplin Kurulu dahi toplanmamıştır. Disipline sevk edilmesinin sebebi ise, parti içerisindeki belirli grupların karalama ve yalan siyaseti yaptığını sosyal medyada paylaşmış olmasıdır. Süreci dikkatle takip ettik ve yaptığımız tahliller sonucunda kendileriyle birlikte yol yürümekten mutluluk duyacağımızı beyan ettik. Sayın Kemal Güner Poyraz da çağrımıza karşılık vermiş ve ülkenin bütünlüğüne en fazla ihtiyaç duyulan bu günlerde, bu minvalde durmadan çalışan Zafer Partisi ile yol yürüme kararı almıştır. Buradan CHP İl Başkanı Talat Yalaz’a sormak istiyoruz: Disiplin Kurulu toplanmamış ve karar vermemişken, kamuoyuna beyan edilen iki kınama cezasını ispatlamanız mümkün müdür?  Demokrasi, hürriyet ve adalet gibi kavramları dilinizden düşürmezken, yapılan eleştiriler nedeniyle parti üyelerini disipline sevk etmek ne kadar mantıklıdır?  Hedefi, garabet düzeni tekrar Cumhuriyet temellerine oturtmak olan biz Zafer Partisi’nin mensuplarıyla uğraşmak yerine, Cumhuriyet temellerine dinamit döşeyen mevcutlarla uğraşmayı şiar edinmeniz daha doğru olmaz mı?  İmralı (2.ihanet) süreciyle alakalı beyan vermekte neyi bekliyorsunuz? Her fırsatta Atatürk’ü dilinizden düşürmezken, Atatürk Cumhuriyeti’ne saldıranlara karşı neden gerekli tavrı sergilemiyorsunuz? Bu soruların uzayıp gideceği aşikardır. Bu sebeple Eskişehir kamuoyunu daha fazla gereksiz bilgilendirmelerle meşgul etmemek adına, süreçlerle ilgili hassasiyeti de güderek sayın il başkanından talebimiz şudur: Ülke yangın yerine dönmüşken, emekli çalışan-memur geçim sıkıntısıyla boğuşurken, demografik yapımız alt üst edilirken, adalet-liyakat kavramlarının yerinde yeller eserken, bu konularda sürekli mücadele düsturunda olan bizlerle değil, ülkenin durumunun müsebbibi mevcut yapılarla uğraşmanızı tavsiye ederiz” 

Şahsi kininin bir yansıması

Demir açıklamasına şöyle devam etti, “Medyadan takip ettiğim kadarıyla, eski il başkanı Bayram Bingöl, Zafer Partisi’nden ayrılarak AKP’ye geçmiş ve siyasi çizgisini tayin etmiştir. Bayram Bingöl’ün Türk milliyetçilerinin mücadelesini anlayamadığı aşikârdır. Ancak yerel basından takip ettiğim demeçler, eski il başkanının farklı telaşlarla hareket ettiğini ve gidişine anlamsız bir gerekçe bulduğunu göstermektedir. Beyanında, “Sığınmacılar gitti, Zafer Partisi’nin misyonu bitti” demiştir. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Zafer Partisi sığınmacıları ülkelerine göndermek için kurulmamıştır. Zafer Partisi, kurulduğu günden itibaren Atatürk Cumhuriyeti’ni müdafaa odaklı çalışan; adalet ve liyakat kavramlarını tekrar tesis etmeyi; çalışanı, emeklisi ve memuruyla refah içinde yaşamayı; üniter yapısının devamını hedefleyen; eğitimden sağlığa, tarımdan sanayiye, teknolojiden inovasyona kadar ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine taşımak adına çok ciddi projeler üzerinde çalışan; kısacası Türk milletinin 21. yüzyılda ehil ellerle yönetilmesini arzulayan yegâne partidir. Suriye’de son dönemde yaşanan gelişmeleri defalarca kamuoyuyla paylaştık ve paylaşmaktayız. Maalesef, birilerinin beyan ettiği gibi ne bir geriye dönüş ne de bu dönüşü sağlayacak bir yapı şu anda Suriye’de mevcut değildir. Gelelim eski il başkanının ayrılış süreci ve akabinde yaşananlara. İl başkanı olmasına rağmen 2024 yerel seçimleri sonrası kendisini partiden soyutlamış, teşkilat yapısının neredeyse dağılmasına sebep olmuş ve Genel Başkanımız Prof. Dr. Ümit Özdağ tarafından 2024 yılı Ekim ayı sonu itibarıyla görevden alınmıştır. Birçok konuda eksiklerin baş göstermesi sebebiyle, Kasım ayı başında şahsım bu göreve getirilmiştir. Göreve geldiğim günden itibaren Zafer Partisi Eskişehir teşkilatı yeniden canlanmaya, küskünler tekrar yuvaya dönmeye başlamış, kıymetli mücadele arkadaşlarımız sayesinde ciddi bir ivme yakalanmıştır. Çalışmalarımız, tüm imkânsızlıklara rağmen hızlı bir şekilde devam etmekte ve arzu ettiğimiz Türkiye’nin inşası için mücadelemiz sürmektedir. Kasım 2024 itibarıyla, 4 defa ulusal basına haber niteliğinde faaliyet gerçekleştirilmiş, son olarak da Genel Başkanımızın şehrimize geldiği gün (14.01.2025) ilk belediye meclis üyemiz partimize katılmıştır. Bu katılımlar her alanda devam edecek ve Zafer Partisi, olması gereken yere yani iktidara taşınacaktır. Bu sebeple ben ve Zafer Partisi Eskişehir teşkilatı, Bayram Bingöl’ün yaptığı bu hamleyi şahsi kininin bir yansıması olarak görmekte ve ciddiye almamaktayız”

Muhabir: Beste Temel