6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 11 şehirde büyük hasara yol açan deprem sonucunda Adana'da 11 bina yıkıldı. Bunlardan biri olan Çukurova ilçesindeki Huzurevleri Mahallesi'ndeki 14 katlı İhsan Bayram Sitesi'nin C Bloğu, 1997 yılında inşa edilmesine rağmen 26 yıl boyunca 'iskan izni' alamamış ve depremde çökmüştü. Enkaz altında 82 kişi hayatını kaybetti, sadece 6 kişi hayatta kaldı.
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nın oluşturduğu 'Deprem Soruşturma Bürosu', İhsan Bayram Sitesi'nin yıkılan bloğuyla ilgili soruşturmasını tamamladı. Müteahhit C.G. ve inşaat mühendisi F.I., 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak' suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapis cezası ile yargılanıyor.
Müteahhit C.G., mahkemede inşaatı 2000 yılında F.I.'dan devraldığında C Blok'un 4., B Blok'un da 6. katta olduğunu iddia etti. Ayrıca C.G., düğün salonu için zemin katın kolonlarıyla oynandığını ve 6. katta büyük bir tadilat yapıldığını öne sürdü. İnşaat Mühendisi F.I. ise 1985-86 yıllarında kurulan şirketin sonradan tasfiye olduğunu ve İhsan Bayram Sitesi için yapılan 'İksa' firması üzerinden yapı ruhsatı aldıklarını belirtti.
82 kişinin can kaybettiği bu olayın ardından Avukat Nazan Akça Subaşı, iki sanığın savunmalarını çürütmek üzere dedektif gibi iz sürdü. Müteahhit ve inşaat mühendisinin savunmalarının, Google Earth'ten elde edilen delillerle çürütüldü. Binanın temel seviyesinde olduğu tespit edilen A Bloku'nun inşaatından önce B Bloku'nun inşaatına başlandığı, C Bloku daha sonra yapıldığı belirtildi.
Davanın sanıklarından müteahhit C.G. ve inşaat mühendisi F.I., birbirini suçladı. Müteahhitin inşaatın başladığı zaman zaten 4 katı tamamlanmış olan C Blok'u devraldığını ve temel çürüdüğü için binanın yıkıldığını savunduğu ortaya çıktı.
Sahte kolon kesme iddialarının ardından, yıkılan apartmandan alınan karot örneklerinde beton kalitesinin 'C6' olduğu ve binadan yumurta büyüklüğünde taşlar kullanıldığı belirlendi. Ancak 'C6' beton kalitesinin kullanılmadığı belirtildi.
Adana'da yaşanan deprem faciası, her iki sanığın sorumluluğunu ve göz ardı ettikleri inşaat standartlarının sonuçlarını ortaya koydu. Bu olay, Türkiye'de inşaat sektöründe daha sıkı denetimlerin gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.
