Aktaş, “Mesleğin yasal ve sosyal statüde güvencesi olacak bir kanun beklerken öğretmenin mesleki güvencesini tehdit eden maddelerle karşılaşmış durumdayız. Bizler Öğretmenlik Meslek Kanunu istedik. Ancak elimizdeki yasa taslağında öğretmenin sosyal ve ekonomik haklarına yönelik bir iyileştirme yok.

Mevcut yer değişikliği yönetmeliğinde bulunan ancak uygulanmayan rotasyon tartışmaları, kanun taslağındaki asıl tehlikeleri gölgelememelidir. Kaldı ki kanun taslağında rotasyonun kaldırılacağına ve uygulanmayacağına dair bir maddeye yer verilmemiştir. Eğitim Gücü Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağında, hukuksuz uygulamaları beraberinde getirecek ve şüphesiz bürokrasinin de taraf olacağı tehditlere karşı eğitim camiasını uyarmayı sorumluluğumuz sayıyoruz” dedi.

Öğretmenin öğrenci karşısındaki otoritesi adeta yok sayılmış

Aktaş şöyle devam etti, “Öğretmene yönelik şiddet konusunda oluşan kamu baskısı sonucu öğretmene şiddet kanun maddelerine girmiştir. Ancak bir yandan öğretmene şiddet suçlarının cezası ve yaptırımları artırılırken diğer yandan muallakta bırakılan bir disiplin maddesi ile öğretmenin öğrenci karşısındaki otoritesi adeta yok sayılmış, öğretmen-öğrenci-veli sorunlarına davetiye çıkartılmıştır. 

En çok tartışılan “Hizmet Sınıfının Değiştirilmesi” başlıklı madde ile öğretmen yetkinliği, adeta idare ve iki müfettişe teslim edilmektedir! Teftiş ve inceleme sonucu “yetersizlik” iddiası ile geri hizmetlere alınma dolayısıyla mesleki güvencenin ortadan kaldırılması, insan hakları ile bağdaşmamaktadır. “Görevini yerine getirmede yetersizliğin tespiti” maalesef hukuksuz kararlara, mobbinge, keyfi uygulamalara ve istismara açık bir ifadedir. Bu ifade, mevcut mevzuatta bulunan sağlık koşulları gibi zaruri hallerle ilişkili “hizmet sınıfı değişikliği” uygulaması ile karıştırılmamalıdır. Eğitim Gücü Sen olarak soruyoruz; Öğretmenlik Meslek Kanunu eğer ki öğretmenlerin kanunu olacaksa mesleki itibarı, özlük haklarını ve öğretmenin mesleki güvencesini yok sayan bu kanun kimin?”
 

Muhabir: Fatih Arduç