Yıldırım okulların açılmasına sayılı günler kala akran zorbalığı ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Okul çağındaki çocuğunuz birdenbire artık okula gitmek istemiyor mu veya mide, karın ağrıları veya baş ağrılarından giderek daha fazla mı şikayet ediyor? Okul malzemeleri eksik, kıyafetler hasar görmüş, harçlığı artık yeterli gelmiyor ama nedenleri hala belirsiz mi? Bunların hepsi çocuğunuzun akran zorbalığına uğradığının işaretleri olabilir.
Bazen çocuklarımız büyürken birbirlerine zarar da veriyorlar ve bütün bu davranışları yaşamın güçlükleriyle baş etmeye çalışırken ortaya koyuyorlar, büyüdüklerinin ve geliştiklerinin bir göstergesi olarak. Ancak etkili biçimde iletişim kurmayı öğrenmezlerse tüm bu davranışlar zorbalığa dönüşüyor. Okullarda yaşanan yaygın sorunlardan biri zorbalık. Zorbalık nedir? Bir ya da bir grup öğrenci tarafından kendisinden daha güçsüz olan ya da kendisini koruyamayacak durumda olan öğrencilere karşı bilinçli ve sistematik bir biçimde yapılan ve kurbaların psikolojik, fiziksel ve sosyal olarak rahatsız olmasıyla sonuçlanan bir saldırganlık türüdür. Zorbalığın değişik türleri olmakla birlikte en yaygın olanı fiziksel zorbalıktır.
Güçlü bir öğrencinin kendisinden daha güçsüz olan bir öğrenciye tekme atması, tokat atması, itmesi, saçını çekmesi gibi. Sözel boyutunda ise güçlü bir öğrencinin yine zayıf bir öğrenciyle dalga geçmesi, alay etmesi, onu küçük düşüren sözler söylemesidir. Günümüzde artık siber zorbalığı da çok sık görmeye başladık. Akıllı telefonlarda sohbetler, forumlar veya topluluklar aracılığıyla zorbalığın amacı, etkilenenlere zarar vermek veya onları küçük düşürmektir. Siber zorbalık, hakaretlere veya sosyal dışlamaya ek olarak çoğu zaman aşağılayıcı fotoğrafların yayınlanmasını ve hatta kurbanınhesabının çalınmasını da içerir” dedi.
Zorbaca davranışlar okul ortamını olumsuz etkiliyor
Zorbalığın dolaylı boyutunda ise güçsüz olan öğrenciler hakkında birtakım söylentiler çıkarıp onları yayma, onları gruba almama, izole etme, yalnızlaştırmadır. Yine güçsüz öğrencilerin eşyalarına zarar verme, parasını alma, almakla tehdit etme, defter ve kalemlerine zarar verme de bir tür zorbalıktır. Zorbaca davranışlar okul ortamını olumsuz etkileyerek zedeliyor öğrencileri. Tehdit içeren davranışlar hem uygulayanı hem de bunun hedefi olanları olumsuz etkiliyor. Bunları görmezden gelmek zamanında müdahale olanağını ortadan kaldırıyor. Zorbalığın oluşmasında olması gereken kriter güç dengesizliğidir. Bu sadece fiziksel anlamda değil psikolojik anlamda da zayıflık olması söz konusudur. Zorba öğrencilerin benlik saygısı düşüktür. Güçlü olma ve egemenlik kurma gereksinimleri vardır bu tür kişiler diğerlerinin canını yakmaktan, incitmekten ve zarar vermekten bir tür haz duyarlar. Kendilerine kurban seçtikleri kişinin duygu ve düşüncelerine duyarsızdırlar. Onların bu tür davranışlarını hak ettiklerini düşünürler. Popüler değildirler ve bu tür davranışlarla dikkat çekmeye amaçlarlar. Fiziksel güçlerine güvenleri sonsuzdur. Kurban olan öğrenciler ise kaygılı, güvensiz ve çekingendirler. Zorba davranışlara hedef olduklarında sessiz ve çekingendirler, kendilerini savunamazlar. Sosyal beceri kullanma ve arkadaş edinme de zorluk çekerler. Şiddet kullanmazlar, şiddeti öğrenmemişlerdir.
Aralarında fiziksel olabileceği gibi duygusal bir güç dengesizliği vardır. Akran zorbalığı, çocuklar ve gençler arasında sıkça görülen bir sorundur ve hem zorbalık yapanlar hem de mağdurlar üzerinde ciddi psikolojik etkiler bırakabilir. Ailelerin bu konuda yanlış tavırları, sorunun daha da kötüleşmesine veya çözümün gecikmesine neden olabilir. Zorbalığın sonuçları çok çeşitli olabilir. Etkilenenlerin yalnızca özgüvenleri ve akademik performansları zarar görmekle kalmaz. Bunlara uyku bozuklukları, kabuslar, mide ağrıları veya baş ağrıları gibi fiziksel şikayetler, (kendini) yaralamalar, okul korkusu, öğrenme isteksizliği ve konsantrasyon sorunları sıklıkla eklenir. İzolasyon ve yalnızlık sıklıkla depresif dönemlere ve hatta intihar girişimlerine yol açar. Okul dönemlerinde başkaları tarafından dışlanan ve zorbalığa maruz kalan kişiler genellikle yetişkinliklerinde düşük özgüven, kaygı bozuklukları ve depresyondan muzdarip olmaya devam ederler. En tehlikeli kısmı davranışı tersine çevirmek de mümkündür; eğer zorbalığa maruz kaldıysanız, o zaman siz de bir zorbaya dönüşebilirsiniz.
Akran zorbalığını nasıl anlarız?
* Çocuğunuz her zaman ki kısa okul yolundan değil de daha uzun başka bir yolu tercih ediyorsa,
* Hiç sebep yokken kekelemeye başladıysa,
* Eve kıyafetleri, defter ve kitapları zarar görmüş olarak dönüyorsa,
* Bazı eşyaları kayboluyorsa,
* Notları iyiken birden başarısı düştüyse,
* Okula gitmemek için bahaneler öne sürüyorsa,
* Baş ağrısı, mide ve karın ağrısı gibi şikayetleri varsa,
* Sıklıkla kabuslar görüyorsa,
* Çok içe kapanık ya da çok saldırgan davranıyorsa,
* Harçlığı olmasına rağmen okuldan eve normalin dışında bir açlıkla geliyorsa,
* Verdiğiniz harçlığın üzerinde harcamalar yapıyorsa duyarlı olmalı durumu anlamaya çalışmalıyız.
Çocuğunuz bir zorba veya kurban ise somut olarak olarak neler yapabilirsiniz?
* Okullarda bu tür davranışların kesinlikle kabul edilemez olduğunun altı çizilmeli gizli bir müfredat gibi işlenmelidir. Zorbalık gücün yanlış şekilde kullanılmasıdır. Çünkü araştırma bulguları okul sırasında zorbalık yapan öğrencilerin ilerideki yaşamlarında mahkemelik olan ya da suça karışan kişiler olduğunu göstermektedir. Okullarda çocukların zorbalığı iletebileceği kanallar olmalı ,rehbelikve psikolojik danışmanlık ve bu yol çocuklara öğretilmelidir.
* Öğretmenlerimizin bu konuda çok duyarlı ve öğretici olması gerekir.
* Ebeveynlerin de evde sözel ve fiziksel zorbalıkdanuzak durması, bu konuda çocuklara doğru model olmaları gerekir.
* Okulda böyle bir durumla karşı karşıya kaldığınız da mutlaka okul idaresi bilgilendirilmeli karşı tarafın da ailesi ile görüşerek konu açıklığa kavuşturulmalı ve dostça tatlıya bağlanmalıdır.
* Bu öğrencilerin temel özellikleri saldırgan olmaları, dürtülerini kontrol edememeleri, sosyal becerilerinin ve sorun çözme becerilerini gelişmediğidir. Bu eksikliklerin giderilmesi amacıyla bireysel psikolojik destek alınmasında fayda vardır.
* Çocuğumuz ister zorba olsun, ister kurban yasalar çocuklara onların anlayabileceği şekilde anlatılmalıdır. Şiddet konusunda cesaretlendirilmemeli “ sen de ona bir tane vursaydın” şeklinde yüreklendirmek yanlış olduğu gibi bu davranışın büyüyerek devamını sağlayacağı unutulmamalıdır. Yaşadığımız ülkede kanunlar var ve suç işleyen kişinin cezalandırılmasınısağlayan merciler, polis, avukat, hakim,savcı var.
Kendi cezamızı kendimiz kesmemiz hukuk devletine uymayan bir davranış şeklidir.
* Kurban olan kişiler gerektiğinde “ hayır, dur” diyebilmeli ve durumu en kısa sürede öğretmenleriyle ya da okul idarecileriyle paylaşabilmeli ayrıca ailelerine bu durumu anlatabilmelidirler. Bu çocukların benlik kavramlarının olumsuz, öz saygı düzeylerinin düşük olduğu görülmektedir.
Bunları giderici yönde geri çekilme davranışı yerine medeni ölçüler içerisinde atılganca davranışların yerleştirilmesi için psikolojik destek hizmetine ulaştırılmalarında fayda vardır.
Ailelerin yanlış tutumları nelerdir?
* Sorunu küçümsemek, görmezlikten gelmek; “Çocuklar arasında olur böyle şeyler, büyünce geçer” şeklinde düşünce tarzı
* Kurban çocuğun ailesi tarafından etkin dinlenmemesi çocuğun kendini açmasının önüne geçer.
* Kurban çocuğu suçlamak, onu kusurlu bulma çabasında olmak; "Sen de ona karşılık verdin" veya "Belki bir şey yaptın ki bu oldu" gibi yorumlarda bulunma.
* Zorba çocuğun bu davranışını aile içindeki sorunlara ve strese bağlama "Evdeki sorunlar seni etkiliyor" demek.
* Ebeveynlerin evde yaşanan sorunlarda birbirlerine sözel ya da fiziksel zorbalık uyguluyor olması çocuğa kötü bir model oluşturur.
* Zorbalık yapan çocuğa bir uzman desteği almak yerine şiddetli tepki ve cezalandırıcı yaklaşım.
* Kurban çocuğu zorbalık konusunda ebeveynin cesaretlendirmesi “sen de ona vur, sen de dalga geç” şeklinde kısasa kısas mantığı izlemek.