Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın dilinden düşürmediği bir tanımlama var.

“Köhnemiş zihniyet”…

Her fırsatta yineliyor.

Alpu Ovası’nda “organize sanayi bölgesi kurmak” istiyor ya… Yine aynı tanımlamayı dilinden düşürmez oldu.

İlk olarak sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

“Bundan 15 yıl önce bir otomobil fabrikasının Eskişehir’e yatırım yapmasını engelleyen köhnemiş zihniyet, bugün Hızlı Tren gibi teknoloji üreten, çevre duyarlı firmaların Eskişehir’e gelmesini engellemek için düğmeye bastı yine, sebep küçük olsun, benim olsun…”

Dikkat çekici bir paylaşım…

Oluşturduğu sorular oldukça fazla…

Gazeteniz ŞEHİR sütunlarında soruları dile getirdik, “ne biliyorsan açıkça söyle” dedik.

Sorulara yanıt beklerken bir basın toplantısı yaptı.

Söyledikleri ile yanıtını bir soru var.

Artık, “engellenmek için düğmeye basıldı” dediğinin ne olduğu anlaşıldı.

Celalettin Kesikbaş, “Alpu Ovası’na ihtisas organize sanayi bölgesi kurmak” istiyor.

Basın toplantısından sonra da değişik programlara katılıp konuştu.

Anlattığı çok şey var.

Ancak ortaya koyduğu somut bir şey yok.

Yapmak istediğini yere göğe sığdıramıyor.

“…Hızlı tren setlerini Eskişehir’de üretmek istiyorsak, uluslar arası ve yerli şirketlerin burada olmasını istiyorsak Alpu’ya bunu kurmamız gerekiyor…”

“Alpu şart” diyor…

İyi de neden?

“O uluslar arası ve yerli şirketler Alpu olmazı ise biz gelmeyiz” mi diyorlar yoksa?

Elbette ki, yok öyle bir şey…

Öyle bir şey diyen de yok, “Eskişehir’e yatırım yapacağım” diyen de…

Keşke olsa, “yer” diye bir sorun olmaz…

Çok değişik bölgelerde istedikleri kadar yer bulunur o firmalara…

Yer de çok zaten…

Neyse…

Celalettin Kesikbaş’ın gerek basın toplantısında, gerekse katıldığı programlarda yanıtsız bıraktığı bir soru daha var.

“Köhnemiş zihniyet temsilcileri” kim ya da kimlerdir?

Kendisine sorulduğunda susmuyor.

Bir şeyler söylüyor.

“…Eskişehir’deki herkese son derece saygılıyım, saygı da duyarım. Bizimkisi biraz baba oğul kuşak çatışması diyelim. Köhnemiş zihniyete de böyle bakmak gerekiyor. Köhnemiş zihniyet de kötü bir şey değil.  Eski yani köhnemiş zihniyet deyince böyle ooo bu na öcü falan değil. Bir önceki versiyon. Baba oğul ya da baba kız. Ya da birinci kuşak ikinci kuşak çatışmaları gibi…

Evet bu çatışmalar çok olgunlaştırıyor insanları. Bu konuya böyle bakmak gerekiyor. Yoksa bunu mu demek istedin, şunu mu demek istedin. Hayır böyle bir durum yok…”

Arkadaşımız Ali Baş’ın köşesinde yer verdiği sözler böyle…

Sosyal medya paylaşımı ile bu sözler karşılaştığında “çevir kazı yanmasın” dememek elde değil…

Hala soyut lafları sıralıyor.

Daha önce de dile getirdik.

“Köhnemiş zihniyet”  soyut bir kavram…

Varlığını hissettirmesi için somut temsilcilerinin olması gerekiyor.

Kim ya da kimlerdir bugünkü temsilcileri?

Celalettin Kesikbaş’ın tanımlaması ile soralım…

Hani “köhnemiş zihniyet kuşak çatışması, baba oğul çatışması gibi bir şey” demiş ya…

“Oğul” sözcüğü ile tanımladığı belli…

Kendisi olsa gerek…

Peki ,“baba” olarak tanımlanan kimdir?

Celalettin Kesikbaş, evirip çevirmeyi bırakıp açıkça söylesin…

“Alpu’ya kurulması şart” dediği “organize sanayi bölgesini kösteklemek için düğmeye basan köhnemiş zihniyet” sahibi olanlar kim ya da kimlerdir?

“Kösteklemek için” yaptıkları nelerdir?

ESO Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu sorular somut olarak yanıtlaması gerekir.

Bu soruları yanıtlamadığı sürece söylediklerinin bir anlamı kalmaz.

O zaman da “Celalettin Kesikbaş, olmayacak hayaller peşinde koşuyor, olmayacağını bildiği için de hayali düşmanlar yaratıyor” gibi bir yargı oluşur.

Zaten oluşmaya başladı bile…