Büyükşehir Belediye Başkanı “otobüs alımı için borçlanma yetkisi” istiyor.

İsteğin karşılanacağı organ belli… Büyükşehir Belediye Meclisi…

İstek görüşülüp karara bağlandı.

Karar olumsuz…

Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Adalet ve Kalkınma Partili üyeleri isteğe “hayır” dediler.

Sayısal çoğunluk onlarda…

Doğal olarak onların dediği oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanı da alışılmış tavrını sergiledi.

Her zaman olduğu gibi yine “engelliyorlar” diye tepki gösterdi.

Tepkisine “haklı” demek çok zor.

“Otobüs alımı için borçlanma yetkisi” istemine “keyfi” olarak “hayır” denilmiş değil…

Ortaya konulan bir gerekçe var.

O da “daha önce alınmış olan otobüslerin sefere konulmamış olması…”

İstem gündeme getirildiğinde açıkça söylendi.

“Daha önce alınan otobüsler var. Teslim alınışlarının üzerinden uzunca bir süre geçtiği halde hala hizmete konulmuş değiller. Alınan otobüsler sefere konulmamışken yeni otobüs almaya kalkmak olacak şey değil. O otobüsler sefere konulsun. Onlar ihtiyacı karşılamaz ise yeni otobüs alımı için borçlanma yetkisi verelim.”

“İsteme hayır” denilirken ortaya konulan gerekçe bu…

İtiraz edilebilecek bir yanı yok.

“Engelleme” de denilemez.

Ancak diyenler diyorlar işte…

Neyse…

OTOBÜSLER HALA DURUYOR

Büyükşehir Belediye Meclisi’nin verdiği “borçlanma yetkisi” ile sipariş edilen otobüsler var.

Toplam sayıları 100…

Büyük bölümü Nisan ayında teslim edildi.

O günden bu yana geçen süre yaklaşık 8 ay…

“Kısa bir süre” değil…

Tam aksine oldukça uzun bir süre…

Buna karşın otobüsler hala hizmete sunulmadı.

Anlaşılır gibi değil…

Üretici firma bu kadar sürede kim bilir kaç otobüs üretti?

Sayısını bilemiyoruz… Ancak az-uz olmayacağı kesin.

O firma onca otobüs üretirken Eskişehir Büyükşehir Belediyesi teslim aldığı otobüsleri hala sefere koyamadı.

Defalarca soruldu.

“Neden” sorusuna karşılık olarak verilmiş resmi bir yanıt yok.

Değişik zeminlerde yöneltilen sorular duymazdan görmezden gelindiler.

“Resmi açıklama” yapılmazken “gerekçe” olarak kulaklara fısıldananlar var.

Neymiş efendim… “Şoför bulunamıyor” imiş…

Ülkenin içinde bulunduğu koşullar ortada…

İşsizlik almış başını gidiyor.

“İşsiz şoför” sayısı da oldukça fazla…

Bu koşullar da belediye gibi bir kurumun şoför bulamaması söz konusu olabilir mi?

Elbette ki hayır.

Gel gör ki, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olmazı olduruyor.

Kulaklara fısıldananlar doğru ise “şoför bulunamadığı için yeni otobüsler sefere konulamıyor”…

“Şaka gibi bir şey”…

İNANILMAZ OLAY

Eskişehir’de ciddi bir ulaşım sorunu var.

“Soruna çözüm olsun” diye alınan otobüsler aylardır “hizmet dışı” olarak duruyor.

Bunu yaratacağı sorunlar var.

“Otobüs alımı için borçlanma yetkisi” istemi görüşülürken değişik uyarılar yapıldı.

“Otobüslerin başına bir şeyler gelebilir” endişesi de dile getirildi.

Korkulan da oldu.

“Önceki gün gerçekleşti” denilen bir olay var ki inanılır gibi değil…

-Önceki gece “sabaha karşı” denilebilecek bir zaman diliminde, saat 03.00 sıralarıdır…

Bir kişi özel otomobiliyle Toplu Taşıma Şube Müdürlüğü’ne ait otobüs garajına gelir.

Hiçbir engelleme ile karşılaşmadan garaja girer.

Kendi otomobilini park ederek yeni otobüslerden birisine binerek direksiyon başına geçer.

Kontak anahtarı otobüsün üzeridedir.

Otobüsü çalıştırıp garajdan çıkartır.

Çıkartırken kendi otomobiline de çarpar.

Yaptıklarını gören olmadığı gibi çıkarttığı gürültüyü duyan da olmaz.

Garajdan çıkarttığı otobüsle kentin merkezine kadar gelir.

Cengiz Topel Caddesi’nde ilerlerken polislerin dikkatini çeker.

Polisler otobüsü durdurup “bu saatte otobüsle ne geziyorsun” derler.

Aldıkları yanıt oldukça ilginç olur.

“Ben iş başvurusu yapmıştım. Beni işe almadılar. Ben de kızıp bu otobüsü çaldım…”

Polisler otobüse el koyarlar… Sonra da Toplu Taşıma Şube Müdürlüğü yetkililerini arayıp “otobüsünüz çalınmış, biz yakaladık” derler.

Otobüs müdürlük görevlilerine teslim edilir.

Aktarılan olay bu…

Dedik ya… İnanılır gibi değil…

“Olabilir” denilemez… Aynı şekilde “bir dengesizin yaptığı iş” deyip geçiştirilemez.

Bir kişi, “sabaha karşı” denilebilecek bir saatte otobüs garajına giriyor… Anahtarı üzerinde duran otobüsü çalıştırıp garajdan çıkartıyor… Ve hiçbir müdahale ile karşılaşmıyor.

Şaşırmamak olanaksız…

Kendisini gösteren “güvenlik zafiyeti” karşısında endişelenmemek de elde değil…

Tamam… Bu kişi “intikam” için böyle bir şey yapmış… “Alkolün etkisinde” olduğu da belli…

Ya başka bir niyeti olsaydı, ne olacaktı?

Böylesine “güvenlik zafiyeti” varken garajda bulunan otobüslerin başına her şey gelebilir.

Gelebilecekleri düşündükçe insan ürküyor.

Olmaz böyle şey…

Beyler… Dünyanın parası verilerek alınan otobüsleri, aylar geçtiği halde sefere koyamadınız. Bari otobüslere sahip olun da başlarına bir şey gelmesin.