Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Sinan Özkar hakkında açılan dava sonuçlandı.

Mahkeme kararı “10 ay hapis cezası” içeriyor.

Yanlış anlaşılmasın… Sinan Özkar’ın hapse atılacağı falan yok.

Mahkeme heyetinin “hükmün açıklanmasını geri bırakma” kararı da var.

Dava konusu olay malum…

Sinan Özkar’ın bir şehit için düzenlenen cenaze töreninden önce attığı “çağrı mesajı…”

“Katil PKK, işbirlikçi AKP diye haykırmak için katıl” ifadesi içeriyor.

Sakıncalı bir içerik…

Onaylanacak bir yanı yok.

Onaylayan da olmadı zaten…

Genel kamuoyunun yanı sıra parti kamuoyunda da büyük tepki gördü.

Belediye başkanları “düzeltme çabasına” girdiler.

Tepkiler Eskişehir sınırlarını aşıp ülke genelini de kapsadı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “kabul etmiyorum, kınıyorum” açıklamasında bulundu.

Olay yargıya da taşındı.

“Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” iddiasıyla dava açıldı.

Sinan Özkar’ın savunması kamuoyuna yansıdı.

Suçlamayı kabul etmiyor.

“…Yaptığım çağrı bir cenazeye katılım çağrısıdır. Kamu barışını bozmaya yönelik hiçbir somut tehlike oluşmamıştır. Zaten içerik itibariyle şiddet çağrısı da yoktur. Sadece eleştirel bir yaklaşım söz konusundur. Kargaşa çıkarmaya yönelik ya da karşı tarafa şiddet uygulanmasına yönelik bir çağrı söz konusu olmadığı gibi bu yönde bir kastım da yoktur…”

Bu savunma ile “beraatını” istedi.

Ancak kabul görmedi.

Mahkeme heyeti tarafından “suçlu” bulunarak “10 ay hapis cezası ile cezalandırılması” kararı verildi.

Sinan Özkar’ın mahkeme kararına karşı sergilediği tavır oldukça ilginç…

Sıkça yaptığı gibi sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

Paylaşımının içeriği, mahkemede yaptığı savunmanın tam tersi…

“Bu gün ‘katil pkk işbirlikçi akp’ dediğim için hakkımda 10 ay hapis cezası verildi. İster cezalar verin, ister sehpalara çıkarın şunu bilin suçlarınız yüzlerine haykırılacak. Bu mücadele devam edecek.”

Paylaşımın içeriği aynen böyle…

Yazım hatalarının yanı sıra yaratılmak istenilen hava da gerçekleri yansıtmıyor.

Paylaşımı okuyunca zannedersiniz ki, o ceza bir “direniş” ya da “mücadele” nedeniyle verildi…

Yok öyle bir şey…

O ceza söylediğinin aksine “katil PKK, işbirlikçi AKP” dediği için de verilmedi.

O söz “Sinan Özkar icadı” değil ki…

Yıllardır değişik etkinliklerde slogan olarak atılıyor.

Cezanın verilme nedeni belli…

“Cenazeye katılanlardan katil PKK, işbirlikçi AKP diye haykırmalarını” istemesi…

Dedik ya, ortada ne “direniş” var ne de “mücadele…”

Kendi partisinin belediye başkanları, hatta partisinin genel başkanı tarafından bile kabul edilmeyen, tepki gösterilen bir “gaf ötesi bir şey” söz konusu…

Neyse…

Sinan Özkar, hakkında verilen karara tepki gösteriyor.

Dahası deyim yerindeyse “yiğitlik taslamaya” çalıyor.

Sonra ne yapıyor?

O paylaşımı kaldırıveriyor.

Artık paylaşımları arasında bulmak olanaksız…

Bu da ilk kez yaptığı bir şey değil… Sergilediği örnekler oldukça fazla…

Paylaşımını durduk yere kaldırmış olamaz.

Belli ki yine bir yerlerden “uyarı” geldi.

Paylaşım, gerçekleri yansıtmadığı gibi “sakınca” da oluşturuyor.

Cezayı veren belli… İktidar değil mahkeme heyeti…

“İster cezalar verin, ister sehpalara çıkarın şunu bilin ki suçlarınız yüzlerinize haykırılacak” sözünün muhatabı da yine aynı…

Sinan Özkar’ın öyle bir kastı olup olmadığını bilemeyiz… Ancak paylaşımından anlaşılan bu…

Onun için kendisi açısında “hukuki sakınca” oluşturuyor.

Belli ki, bu konuda bir “uyarı” söz konusu…

Kendisi avukat…

Neyin ne olduğunu bilmesi gerekir.

Elbette ki, biliyordur da…

Ancak “mücadeleci politikacı yanı sıkça avukatlık yanına ağır basıyor” anlaşılan…

Paylaşımın amacı belli…

“Mücadeleci ve yiğit bir politikacı olduğunu göstermek” denilebilir.

İyi de ya sonradan o paylaşımı kaldırmasına ne demeli…

İnsanın aklına tek şey geliyor.

Hani “yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır” sözü var ya… İşte o söz geliyor.

Neyse…

Sözü fazla uzattık.

Aslında hiç gerek yoktu.

Bir “Sinan Özkar vakası” daha yaşandı işte… Hepsi bu…

Şaşırmak yerine doğal karşılamak gerek…