Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ciddi bir bölünmüşlük var.

Artık, “gizleme çabası” falan da yok.

Tam aksine “gözlerin içine sokma” çabası söz konusu…

Bu, elbette ki boşuna değil…

Hedefi belli…

Kısaca “Milletvekili Harun Karacan’ı yalnızlaştırıp bitirmek” denilebilir.

Bu, çok net olarak görülüyor.

Harun Karacan’ın görmemesi düşünülebilir mi?

Elbette ki, hayır…

Dışarıdan bakıldığında net olarak görülüp, görmeyenlere gösterilmeye çalışılanı o da görüyor.

Uzunca bir süre hiçbir karşılık vermedi.

Köşesine çekilip izledi.

Dahası “sonucu kabullenmiş” gibi bir izlenim bile yarattı.

Sonra da birden harekete geçti…

Yaptığı “karşı saldırı” falan değil…

Polemiğe girmedi, açıklama falan da yapmadı.

“Ne yaptı” mı?

Politikacıların sıkça kullandığı bir tanımlama ile “sahaya indi” denilebilir.

Sahadaki deneyimi de malum…

Cadde ve sokaklarda dolaştı.

Esnaflarla, vatandaşlarla dertleşti.

Görüşmelerinin sosyal medya hesabından fotoğraflı olarak paylaştı da…

Kısa sürede yüzlerce insanla görüştü.

Kısaca “sahada ben varım” demeye getirdi.

O kadarla da kalmadı.

Kırılan, küstürülen partililere yönelik “gönül alma” ziyaretlerine başladı.

Bu konuda büyük bir potansiyel söz konusu…

Adalet ve Kalkınma Partisi’nde “partinin patronu” havası atanlar tarafından kırılan, küstürülen, ötelenenlerin sayısı oldukça fazla…

Harun Karacan’ın ilk kapısını çaldığı isimlerden birisi Ahmet Sivri…

Partide değişik görevlerde bulunmuş bir isim…

İlçe başkanlığı yapmışlığı da var.

“Bir kenara atılacak” bir isim değil...

Şu veya bu şekilde değerlendirilmesi gereken bir isim…

Ancak, gereken yapılmadı.

Tam aksine “yok” sayıldı.

Onu “var” sayan Harun Karacan oldu.

Ziyaret edip, gönlünü almaya çalıştı.

Kapısını çaldığı bir başka isim Dündar Ünlü…

Zor dönemlerde uzunca süre il başkanlığı görevinde bulundu.

“Başarısız oldu” demek haksızlık olur.

Kimse de diyemiyor zaten…

Doğal olarak parti içerisinde ciddi bir ağırlığı var.

Böylesi bir isim görmezden gelinebilir mi?

Doğalında gelinmez…

Ancak, “partinin patronu” havasında gelecek hesapları yapanlar tarafından görmezden gelindi, “yok” sayıldı.

Onlar “yok” saydı diye kimse yok olmuyor ki…

Dündar Ünlü de yok olmadı.

Harun Karacan, onunla da görüşüp durum değerlendirmesi yaptı.

Sonrasında ikisinin birlikte kapısın çaldıkları bir başka isim var.

O da Ülker Can…

Partide önemli konumlarda bulundu. İl Kadın Kolları Başkanlığı yaptı, İl Genel Meclisi’nde partisini temsil etti… Bir dönem milletvekilliği yapmışlığı da var.

O da “ötelenmiş” bir isim…

Öyle olsa da “pes” etmiş değil…

Köşesine çekilip bekledi.

Harun Karacan ve Dündar Ünlü’nün ziyaretinden de çok memnun oldu.

Bunu duyurdu da zaten…

Milletvekili Harun Karacan’ın “saha çalışmaları” elbette ki, bu kadarla sınırlı değil…

Kamuoyuna yansımayan başka çalışmaları da var.

Başlangıçta da dile getirdik.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nde ciddi bir bölünmüşlük söz konusu…

Aralarında açıkça hissedilen bir mücadele var.

Bir yanda “masa başı hesapları” yapanlar, bir yanda “sahada çalışanlar”…

Kazanan kim olur?

Bilemiyoruz artık…

Zaman gösterecek… Biz de bekleyip göreceğiz…