CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sabah saatlerinde geldiği Diyarbakır’da ilk önce Elçi’nin ailesini ziyaret etti. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmede Kılıçdaroğlu, Elçi’nin eşi Türkan Elçi ve yakınlarına başsağlığı dileklerinde bulundu. Kılıçdaroğlu, daha sonra Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, burada yetkililerden Tahir Elçi’nin olayı ile ilgili bilgi aldıktan sonra Diyarbakır Barosu’na geçti. Çatışmada başına isabet eden kurşun nedeniyle hayatını kaybeden Elçi’nin odasını gezen Kılıçdaroğlu, daha sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

"21. YÜZYILIN TÜRKİYE’SİNDE BİR FAİLİ MEÇHUL OLMAMALI"

Tahir Elçi’nin eşini ziyaret ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Başsağlığı dileklerimizi ilettik. Büyük bir mentanetle karşıladı bizi. En büyük arzusu, faillerin ortaya çıkarılması. Diyarbakır’ın göbeğinde, bir faili meçhul olmamalı, böyle bir tablo yaşanmamalı. Bir baro başkanı katlediliyor ve bunun faillerinin mutlaka ortaya çıkarılması gerekiyor. Değişik çevrelerden beyanları izliyoruz. Ortak kanaat, bu olayın aydınlatılması, kim olursa olsun olay mutlaka aydınlatılmalı. Gün yüzüne çıkarılmalı, failleri belirlenmeli ve yargıya teslim edilmeli. Biz siyaseten bunun takipçisi olacağız. Barodan Elçi’nin arkadaşlarına ilettik, söyledik, biz siyaseten bu işin takipçisi olacağız, sizler de baro olarak avukatlar olarak bu işin takipçisi olun. 21. yüzyılın Türkiye’sinde bir faili meçhul olmamalı. Tahir Elçi, yüreğinde insan sevgisi olan biri. Kentini seviyor, insanları seviyor, saygın bir hukukçu, insan haklarına önem veriyor, kent kültürüne sahip çıkıyor. Diyarbakır sıradan bir kent değil, tarihin bütün dokularını burada bulabilirsiniz. Kentte sahip çıkmak için oraya gidiyor, basın toplantısı düzenliyor. Çatışma kültürünü asla kabul etmiyor. İnsan haklarına değer veren bir insan, bütün hayatı mücadelelerle geçmiş, hukuku ve hukukun üstünlüğünü bütün yaşamı boyunca savunmuş böyle bir insanın kaybedilmesi yüreğimizi acıtıyor. Bütün yurttaşlar olarak, bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Sözde değil, samimiyetle bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Failler bulunmalı, yargıya teslim edilmeli. Eşi, çocukları bunu istiyor, hepimiz hukuk adına, insanlık adına, aileleri adına istiyoruz. Bu olay mutlaka aydınlığa kavuşturulmalı” dedi.

"ARTIK TÜRKİYE’DE HUZUR İSTİYORUZ"

Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nü de ziyaret ettiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"İki polisimizin şehit edilmesi nedeniyle başsağlığı dileklerimizi ilettik. Artık Türkiye’de huzur istiyoruz. Türkiye’nin sokaklarında insanlarımız rahat ve huzur içinde gezebilmeli. CHP olarak bizim üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Bu ülkenin huzura ve barışa ihtiyacı var. Birbirimizi anlamalıyız. Ayrışmanın felaket getirdiğini artık hepimiz görüyor ve biliyoruz. Bu güzel ülkede hepimiz rahatça yaşayabiliriz, bunun altyapısını oluşturmalıyız. Barolar, STK’lar meslek kuruluşları, siyasetçiler bunu oluşturmalı. Sevinçlerimizi, dostluklarımızı paylaşalım. Bütün bu acıların üzerine 6 çocuğumuzun acısı da eklendi. Neden çocuklarımız orada bir yangında hayatını kaybetti? Hepimiz acımızı da mutluluğumuzu da paylaşmak zorundayız. Diyarbakır Baro’suna başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Onlar bu olayın takipçisi olacaklar. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyorsak, insanlara değer veriyorsak bu olayların üzerine gitmeliyiz."

"BARİKATLAR SORUN ÇÖZMEZ, SORUN YARATIR"

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, hendek ve barikatlar ile ilgili sorulan bir soruya şöyle cevap verdi:

"Rahmetli, barıştan yanaydı, yollarda barikatların kurulmasının doğru olmadığını ifade ediyordu. Eğer bu vasiyetse ona herkesin uyması lazım. Barikatlar sorunu çözmez, sorun yaratır. Diyarbakırlı, İzmirli bunu istemiyor. Eğer siz bu kentin sokaklarını ayırırsanız, barikatlar kurarsanız bu kabul edilemez ve doğru değildir. Barikatları kuran arkadaşlara da kişilere de, kim yapıyorsa, onu bilmiyoruz tabi, kesinlikle Tahir Elçi’yi seviyorsanız, onun vasiyetinin gereğini yapın kaldırın onları diyoruz. Bu cinayet eğer bu ülkede onun beklentilerinin gereğinin vasiyeti olarak sorunların çözüleceği bir tarihse evet bu başlangıç. Bizim sorunlarımızı kendimiz irademizle çözmeliyiz. Bu daha farklı çağrışımları gündeme getiriyor diye düşünüyorsanız, biz ona katılmıyoruz. Biz bu ülkede hangi meslek veya kuruluştan olursa olsun, hepimizin ortak bir ses çıkarması lazım. Bu ülkede biz birlikte huzur içinde yaşamak istiyoruz. Rahmetli de bunu istiyordu, konuşma yaptığı anda da söylüyordu bunları. Eğer ona saygı duyuyorsak, onun vasiyetinin gereğini yapalım."

"SORUNUN ÇÖZÜM ADRESİNİN PARLAMENTO OLDUĞUNU DEFALARCA İFADE ETTİK"

"Öcalan ile devlet arasında barikatların kaldırılmasına yönelik bir görüşme olmalı mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, “Hükümetin ne yaptığını bilmiyoruz. Neler yaptığını da bilmiyoruz. Ama geldiği süreci biliyoruz. Gelinen süreç sorun yaratan bir süreç dedik. Bu yol haritası ile giderseniz bu sorunu çözemezsiniz diye defalarca ifade ettik. Sorunun çözüm adresi parlamento olduğunu defalarca ifade ettik. Yol haritasını bizzat ben kendim 2012’de dönemin başbakanını ziyaret ederek yol haritasını kendisine verdim. Sorunun nasıl çözülmesi gerektiğini biz biliyoruz. Ama onlar daha farklı bir yöntem izlediler, o yöntem Türkiye’yi bu noktaya taşıdı. Bir insan var hayatını kaybetmiştir, bu insan baro başkanıdır. Faillerin bulunmasını devlet ciddiyetinin içinde bulunmasını isteriz” diye cevap verdi.

“24. DÖNEMDE 24 KEZ FAİLİ MEÇHULLERLE İLGİLİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMASINI İSTEDİK”

Faili meçhullerin aydınlatılması ile ilgili olarak, 24. dönemde tam 24 kez faili meçhullerle ilgili araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Türkiye’nin bu ayıptan kurtarılmasını istedim. Kim faili meçhulleri aydınlatmadı bunun kamuoyuna duyurulmasını istedik. Faili meçhuller yeni değil Türkiye’nin karnesi bu konuda zayıftır. Konu ile ilgili hükümetten bir bilgi almadık, önce buraya geldik, konuştuk önümüzdeki günlerde belki daha ayrıntılı bir açıklama yaparlar. Biz bunu takip edeceğiz. Delillerin toplanması, karartılması gibi pek çok kaygı irade beyan edildi. Eğer birileri dosyayı kapatmak istiyorsa üzerine gideceğiz. Umarız olay aydınlığa kavuşur. Doğru haber yaptı diye gazeteci hapse atılıyorsa, siz Türkiye’de demokrasiden söz edebilir misiniz?"

BARO BAŞKANININ POLİSE YÖNELİK AÇIKLAMALARINA KILIÇDAROĞLU KAYITSIZ KALDI

Daha sonra konuşan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen de, "Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyete teşekkür etmek istiyorum. Diyarbakır Barosu olarak her türlü her türlü siyasi tartışmadan, siyasi görüşten ari ve bağımsız olarak merhum baro başkanımızın katledilmesinin aydınlatılmasını istiyoruz. Bizim talebimiz bu. Daha öncede dile getirdik, yineliyoruz. Olayın gerçekleşme şekline baktığımız zaman maalesef kafamızda ciddi soru işaretleri, şüpheler bulunmakta. Olay günü, olayın yaşandığı yerde güvenlik görevlileri var, orada bulunan iki şahıs var. Sokağın başına bir taksi geliyor, bu taksi fiziki takipte olan bir taksi. Taksi oraya gelmeden neden müdahale edilmedi? Yönetimimizin orada basın açıklaması yaptığı biliniyor. Elimizde çok büyük deliller yok. En büyük delil basın delilleri. Dört ayaklı minarenin orada aslında bir çatışma olmadığı görülüyor. Balistikten çıkan şey ise 6. kurşunun ters dönüp tutukluk yaptığı. Orada ateş eden güvenlik güçleri. Polis burada töhmet altında, bu polislere bir gözaltı işlemi yapılması gerekir. Bir diğer mesele, bizim başsavcılıktan talebimiz temas edilen her delilden an itibari ile bizim haberdar olmamız o delili beraber değerlendirmemizin, işlememizin sağlanmasıdır. Biz delil hazırlandıktan sonra ona ulaşmamız çok büyük bir ifade etmeyecektir. Bu koordinasyonun sağlanmasını talep ediyoruz. Katillerin ve arkasındakilerin bir an önce bulunarak etkin bir ceza ile cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Baro Başkan Yardımcısının suçlayıcı ve imalı açıklamalarına Kılıçdaroğlu ise kayıtsız kaldı. İkili daha sonra tokalaştı.

(İHA)

Editör: Haber Merkezi