Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı geride kaldı.

İlk günü sessiz ve sakin geçen kurultayın ikinci günü son derece hareketliydi.

Hareketliliğin yanı sıra heyecan ve çekişme de vardı.

Öyle olması da son derece doğal…

Çok adaylı bir seçim söz konusu ise heyecan da olur çekişme de…

Geneli kapsayan çekişmenin dışında Eskişehir’e özel ‘’ekstra bir çekişme’’ vardı.

İşte ona ‘’doğal’’ demek çok zor…

Çekişmenin görünen nedeni, Parti Meclisi üyeliği için aday çıkmış olması…

Aslında bunda ‘’çekişme nedeni’’ olacak bir yan yok.

Parti Meclisi üyeliği ‘’bir şehirden tek aday çıkabilir’’ diye bir kural yok ki…

Eskişehir’den iki aday da çıkabilir, üç aday da çıkabilir.

İl Başkanı Recep Taşel’in bu konuda görüş alışverişleri de var.

Delegelerle yapılan toplantıda ‘’aday olmak isteyen var mı’’ sorusunu yöneltip ‘’aday olacak arkadaşımıza destek veririz’’ dedi.

Toplantıya katılmayan milletvekillerini de arayıp düşüncelerini sordu.

Jale Nur Süllü ‘’ben yerelde politika yapmayı tercih ediyorum, onun için de aday olmayı düşünmüyorum’’ yanıtını verdi.

Utku Çakırözer’i yanıtı da ‘’kendiliğimden aday olmam, genel başkanımız aday olmamı isterse olurum’’ oldu.

Nuray Akçasoy da İl Başkanı Recep Taşel ile görüşüp ‘’Parti Meclisi üyeliği için aday olmak istiyorum ne dersiniz’’ deseydi alacağı yanıt ne olurdu?

Kesinlikle ‘’biz Gaye Usluer’i destekliyoruz, siz aday olmayın’’ olmazdı.

Vereceği yanıt ve sergileyeceği tavı belli…

‘’Adaylığınız hayırlı olsun, seçilmeniz için elimizden geleni yaparız’’ yanıtını verip Eskişehir delegelerinden Nuray Akçasoy’un adaylığı için imza toplardı.

Sonuçta Gaye Usluer ile birlikte Nuray Akçasoy da ‘’örgütün adayı’’ olur, Eskişehir delegeleri de seçilmeleri için çaba harcarlardı.

En azından oylarını esirgemezlerdi.

Nuray Akçasoy, kendiliğinden aday olmak isteseydi büyük bir olasılıkla bu yolu izleyebilirdi.

O zaman da Eskişehirliler arasında ‘’çekişme’’ değil ‘’dayanışma’’ olurdu.

Onun için Parti Meclisi içi iki adayın çıkmış olması Eskişehir’e özgü ‘’ekstra çekişme’’ için neden olamaz…

Değil de zaten…

Neden oymuş gibi görülse de asıl neden başka…

İNTİKAM OPERASYONU

Nuray Akçasoy’un aday olurken izlediği yol ortada…

Doğal ve doğru demek olanaksız…

Böylesi yanlış bir yolun kendi tercihi olduğunu söylemek de çok zor.

Asıl belirleyici olanlar başka…

Gelişmelere bakıldığında Nuray Akçasoy için ‘’aday oldu’’ değil de ‘’aday yapıldı’’ demek daha doğru gibi…

Onun için akla gelen bir soru var.

Kimler tarafından ve neden aday yapıldı?

Yanıtı bulmak çok zor değil…

Kimler sorusunu yanıtı belli…

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve Milletvekili Jale Nur Süllü…

Onların altında da ‘’gaz verici’’ konumundaki o meşhur ‘’yakın çevre’’ fertleri var.

Söylenilenlere bakılırsa ‘’Nuray Akçasoy’u adaylık konusunda ikna ettiler.’’

Dahası yine söylenilenlere bakılırsa ‘’ikna ederken genel başkanın anahtar listesine girme ve seçilme garantisi verdiler.’’

Anahtar listeye girme konusunda dedikleri oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘’seçilmişler aday olmasınlar, olurlarsa anahtar listeye almam’’ sözüne rağmen Nuray Akçasoy, Belediye Mecilis Üyesi olarak genel başkanın anahtar listesinde yer aldı.

Ne var ki ‘’seçilme garantisi’’ lafta kaldı.

‘’Seçilmesi için çaba harcanmadı’’ değil…

Büyük çaba harcandı.

Telefon aramaları nedeniyle telefonlara şarj dayanmadı.

Belediye başkanları aranıp ‘’Nuray Akçasoy’a destek’’istendi.

Yalnızca Nuray Akçasoy’un seçilmesi için çaba harcansa neyse… O kadarla kalınmadı. Beraberinde Gaye Usluer’in seçilmemesi için de yoğun çaba harcandı.

Ama olmadı.

Sonuç ortada…

Gaye Usluer yüksek bir oy alarak listeyi deldi ve Parti Meclisi’ne doğrudan seçildi.

Nuray Akçasoy ise bir organa seçilmek için gereken (yaklaşık 270 oy) oy sayısına bile ulaşamadı.

Gelişmelere bakınca onun için ‘’kaybetti’’ demek yerine ‘’kurban gitti’’ demek daha doğru gibi…

Gelelim sorunun ikinci bölümüne…

Neden, sorusunun yanıtını bulmak da zor değil…

İzlenen yola ve sergilenen tavırlara bakmak yeterli…

Nuray Akçasoy’un adaylığı için yapılan çalışmalar ‘’gizli saklı’’ yürütüldü.

Ne İl Başkanı’na ne de kurultayda oy kullanma hakkına sahip olan delegelere bilgi verildi.

Duyumlar üzerine sorulduğunda bile söylenmedi.

Dahası Eskişehir delegelerinin yanına bile yaklaşılmadı.

‘’Kuru bir selam esirgendi’’ dense yeridir.

İşin ilginci Parti Meclis seçimlerinde, kendilerine çok güveniyor olsalar gerek ki Eskişehir delegelerinden oy bile istenmedi.

İzlenen yöntem ve sergilenen tavırlar ‘’neden’’ sorusunun yanıtını ortaya koyuyor.

Bir ‘’operasyon’’ söz konusu…

Amaç ‘’Nuray Akçasoy’u Parti Meclisi’ne sokmak’’ falan değil…

Öyle gibi görünse de asıl amaç başka…

‘’İl kongresinin intikamını almak’’ denilebilir.

İl kongresinde itiraz edilecek en küçük bir yan yok.

Her şey kuralına uygun…

Doğal olarak kaybedeni, kazananı var.

Ancak ‘’intikam duygusu yaratacak’’ bir şey yok.

Öyle olmasına öyle de gel de anlat.

Ego ve hırs hakim olunca gerçekler görülemiyor işte…

Neyse…

‘’Operasyon’’ için görünürdeki hedef Gaye Usluer…

Adaylığına imza verilmedi. Seçilmesini önlemek için büyük çaba harcandı.

Ancak asıl hedef o değil…

‘’Operasyon’’ da asıl hedef Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt…

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile araları zaten hiç iyi olmadı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile de il kongresinde araları bozuldu.

Aslında aralarının bozulması için bir neden yok.

Yılmaz Büyükerşen, söylendiği gibi ‘’daha az oy aldığı için kızıyor’’ ise haksızlık ediyor.

Kazım Kurt’a kızmak yerine teşekkür etmesi gerekir.

Eğer Kazım Kurt ve ekibinin önde gelen isimlerinin çabası olmasa o kadar da oy alamazdı.

Kazım Kurt’a kızacağına hemen yanı başında bulunanlara kızsa daha doğru bir iş yapmış olur.

Neyse…

‘’İntikam operasyonu’’ ile Kazım Kurt ‘’bitirilmek’’ istendi.

Onun için topyekun savaş açıldı.

Ama ‘’operasyon’’ başarısızlıkla sonuçlandı.

Hoş başarılı olsa ne olacaktı ki?

Nuray Akçasoy seçilip Gaye Usluer seçilmeseydi ‘’Kazım Kurt bitmiş’’ mi olacaktı.

Elbette ki hayır…

Benzeri operasyonlar daha önce de denendi. Ama her operasyon Kazım Kurt’u bitirmek yerine daha da güçlü hale getirdi.

Söylenecek daha çok şey var ama neyse…

Ankara’da ego ve hırs ile hiç gereği yokken bir ‘’ekstra çekişme’’ yaratıldı.

Sonuçta kaybedenler de ‘’operasyon’’ düzenleyiciler oldu.

Artık gerçeği görüp vazgeçseler iyi olur.